İhracat

Ferit Barış PARLAK
Ferit Barış PARLAK AYRINTI [email protected]

 

Konuşmalardan/demeçlerden anlıyoruz ki, ihracata dayalı büyümenin önemini kavradık.

Teknoloji geliştirmenin gerekliliğini de…

Bu gerçeği anlamamız, sizce ne kadar sürmüş olabilir?

*          *          *

300 sayfalık kitap, 5 saatte biter mi?

*          *          *

Konu dış ticaretse…

1920’li yıllardan, dış ticarette miladımız olarak kabul gören 24 Ocak 1980 kararlarına kadar geçen 60 yıllık dönemi en ince detayına kadar işlemişse…

Ve o dönemin konu ile ilgili gazete kupürlerinin neredeyse tamamını bir araya getirmişse…

Ayrıca…

Bugün için haber değeri dahi taşımayan miktarların/konuların 20’li, 30’lu hatta 60’lı, 70’li yıllarda manşetlerden yayımlanması yüzünüzde şaşkınlık/tebessüm/hayret/heyecan yaratabilecekse…

Haberlerin dilinde kullanılan Türkçenin, günümüz Türkçesine göre farklılığı o tebessümü daha da artırabilecekse…

Şüpheniz olmasın, 300 sayfalık kitap 3 saatte de okunabiliyor.

*          *          *

Orta Anadolu İhracatçılar Birliği Genel Sekreteri Özkan Aydın’ın ‘İhracat Tacirleri’ isimli yeni kitabından bahsediyorum.

Kitapta yer bulan haberler, nitelik ve nicelikte nereden nereye geldiğimizi/sorunların ise 3 aşağı 5 yukarı aynı kaldığını gösteriyor.

Ve 700’e yakın haberden seçtiğim 12 haber başlığı, o 60 yılı (belki de bugünü) en yalın haliyle özetliyor.

Şöyle:

25 Temmuz 1926 (Cumhuriyet)

“Dış memleketlere ucuza satıyoruz, dış memleketlerden pahalıya alıyoruz.”

6 Eylül 1928

“Ermenilerin muzır propagandaları, İran’la ticaretimizi müthiş etkileyecek.”

6 Ocak 1929 (manşet)

“Hayvan borsasında ihracatımızı olumsuz etkileyen bir hadise..

Fiyatların yükselmesine tahammül edemeyen kasaplar, Yunanistan’a hayvan sevkeden tüccarı dayakla tehdit etti.”

14 Haziran 1930 (Cumhuriyet)

İzmir’de şarapçılık öldü, ithalat başladı…

1910’da yalnız İzmir 13 milyon kilo şarap ihraç ederdi.

16 Mart 1931 (Cumhuriyet) (manşet)

“Nüfus başına senede 409 çöp kibrit yakılıyor.

Bu sene kibrit kaçakçılığı ile şiddetle mücadele edilecek.”

11 Mayıs 1931

“Brüksel Panayırı’nda tütün, üzümlerimiz ve rakılarımız teşhir edilerek pek çok rağbet kazanmıştır.”

19 Mart 1932 (Cumhuriyet)

“İkdisadi inkişaf böyle olur: Pire’de serbest liman…

Biz burada projelerle ve lakirdile vakit geçirirken, Yunanlılar boş durmadılar.”

14 Ekim 1932

“Brezilya, senede 5 milyonumuzu alıyor…

Brezilya son 5 sene içinde en yüksek olarak, bize 17.000 lira vermiş.

Bize bir transatlantik dolusu mal veriyor.

Fakat bir sandal dolduracak malımızı bile almıyor.”

6 Haziran 1933

“Otomobilat! Otomobilat!

Altı senede 18 milyon liralık otomobil aldık.

Bu rakamlar bizi otomobil mubayaatında lükse kaçmaktan menetmelidir.”

2 Mayıs 1951

“Türk ihraç ürünlerinin kıymetini düşürenler 3 sene hapsedilecek.”

15 Ağustos 1955 (Hürriyet)

“İzmir’de bir Türk fabrikası yedi dış memlekete ihracata başladı.

Fabrikanın yaptığı makineler dışarıya göre üçte bir fiyata satılıyor.

Fabrikanın sahipleri ise hammadde yokluğundan ve muamele vergisi güçlüğünden şikayet ediyor.”

28 Temmuz 1978 (Hürriyet)

“İhracat yapabilmek için 86 beyanname isteniyor.

İhracatçıların yıllardır gereksiz zaman kaybettikleri öne sürülüyor.”

19 Şubat 1979 (Hürriyet)

“Kendi ürünümüzle pazarımızı kaptırdık.

Yunanlılar buğdayımızı un yapıp milyonlar vuruyor.

Türk buğdayını mal karşılığı çok ucuza alan Bulgaristan ve Romanya üzerine kar koyup Yunanistan’a sattı. Yunanlılar da o buğdayı un yapıp, uluslararası ihalelerde Türkiye’yi saf dışı bırakmaya başladı.

*          *          *

Kısacası…

İhracata dayalı büyümenin önemini bugün değil 1926’da da, 36’da da, 46’da da anlamışız.

Ancak sadece anlamakla kalmışız! Adım atmamışız/attırılmamışız.

Kanıt 1926’da, 36’da, 55’de, 78’de konuşulan sorunları, bugün de konuşuyor olmamız.

 

 

 

 

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Refleks 26 Ağustos 2024
“Durduk yere” mi oldu? 21 Ağustos 2024