İhracat, siyaset, küresel ticaret

Şefik ERGÖNÜL
Şefik ERGÖNÜL İHRACAT SOHBETLERİ [email protected]

Seçimler yapıldı ve diğer seçimlerle kıyaslandığında hem katılım hem de güvenlik açısından son derece olumlu gelişmeler yaşandı. Doğal olarak bunlar hepimizi mutlu etse de yeni hükümet arayışlarının ne kadar uzayabileceği endişesi, bu mutluluğumuzu gölgeliyor.

“Siyaset senin işin değil, sen ne diyorsun” diyenlere anlatacaklarım var.
Seçim öncesinde kahve sohbeti yaptığımız bir sanayici dostumuz, “Hoca senin çevrende yetişmiş insanlar oluyor, bizim işe bir el at bakalım sağlam bir dış ticaret elemanı bulabilir miyiz” diye sormuştu. Bu işler çok enteresandır, eleman olur iş olmaz, iş olur eleman olmaz. Bu dostumuzun şansına, bir kaç dil bilen eski öğrencilerimizden birisi de o aralar işten ayrılmış ve bizi aramıştı. Birbirlerinin telefonlarını verip her zaman yaptığımız gibi aradan çıktık. Bir kaç görüşme yapıldı ve her iki taraf da memnuniyetlerini bildiren haberler verdiler. Karar verme süreci, seçimden sonraya bırakılmıştı. Bu süreç daha sonra “Hükümet bir belli olsun da yönümüzü tayin edelim” şekline dönüştü. Çok doğaldır ki bu nitelikli eleman da hemen başka bir iş buldu ve başladı. Bu arada görüştüğümüz bazı uzman dostlarımız da aynı dur hele bakalım düşüncelerini taşıyan yorumlarla karşılaştıklarını söyleyince, hayret etmekten kendimi alamadım.

Yıllardır çeşitli sektörlerden iş insanlarına sorduğumuz “Neden ihracat yapmak istiyorsunuz” sorusunun cevapları arasında, ezici bir çoğunlukla “İç piyasadaki dalgalanmalardan ve daralmalardan kurtulmak” cevabı öne çıkar. Eğer hal böyle ise içerisinde bulunduğumuz ortamda, ihracata yönelik çalışmaların, siyasete bağlanarak ertelenmesi biraz tuhaf görünüyor. İhracatçımızın, çeşitli konularda karşılaştığı güçlükleri ve yaşadığı temel sıkıntıları yadsımak mümkün değil. Ancak, yeni hükümet farklı bir oluşumla gelse bile, onların ihracatla ilgili olarak getireceği değişikliklerin uygulamaya geçirilmesi, ciddi boyutta vakit alacaktır. Ayrıca, olabilecek bu değişikliklerin, ihracatçımızı ne kadar tatmin edeceği veya ne kadar olumlu bir gelişme sağlayabileceği de oldukça kuşkulu.
Bu noktadan hareketle, özellikle ihracata yönelik çalışmalarını siyasetle bağlantılı olarak erteleyen veya yavaşlatan dostlarımıza diyeceğimiz “Sakın ha böyle bir şey yapmayın” olacaktır. Devlette devamlılık esasından hareketle, en azından şimdiye kadar önümüzde duran ve bildiğimiz uygulamalar çerçevesinde faaliyetlerimizi sürdürelim. Olumsuz gelişmeler olsa bile, bizim başlattığımız çalışmalarımızla ilgili mevzuattaki olası olumsuz gelişmelerin, eski uygulamaları etkilemeyeceği de genel teamüldür.

Her zaman vurguladığımız gibi, küresel ticaretin oyucularından olan ithalatçıların, kendisine çok fazla kur yapılan güzel hanımlar gibi olduğunu ve bizi asla beklemeyeceklerini tekrar belirtmek isterim. Biz içeride kontrol edemeyeceğimiz olayların gelişmelerini izlerken, yurt dışı alıcıları kim koluna takıp götürmüş, onun farkına bile varamayız.

Sözün özü şu ki yeni gelecek siyasetten etkilenecek kadar büyük ve ihracata yönelik yatırımlar hariç, gelin varın biz işimize bakalım da alım için elini cebine atmış ithalatçıları başkalarına kaptırmayalım.
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
96 yılda ihracat... 29 Ekim 2019
Tahterevalliye Dikkat 15 Ekim 2019
İhracat ve Facebook 17 Eylül 2019
Promosyon mu o da ne? 10 Eylül 2019
Müşteriye Doğru Erişim 27 Ağustos 2019