İhracat performansımız
2024 yılı ihracat rakamları büyük ölçüde netleşti. Bilindiği üzere reel kurda değerlenme ve ihracata olumsuz etkisi üzerinde tartışmalar sürüyor. Bu haftaki yazımızda sektörlerin 2024 yılı ihracat performansına bakarak durumu daha iyi anlamaya çalışacağız. Bunun için önce sektörlerin 2024 yılı Ocak-Kasım dönemin ihracat verilerini 2023 yılı ile karşılaştırdık.
Öncelikle, on bir aylık ihracatımız 232.6 milyar dolardan 238.4 milyar dolara yükseldi. Bu artış yıllık %2.5’lik bir artışa işaret ediyor. Pandemi dönemini dışarıda bırakırsak, 2014-2019 döneminin ortalama yıllık artışı %2.1. Dolayısıyla, 2024 yılında toplam ihracat açısından kötü bir performans gösterdiğimizi söyleyemeyiz.
İhracat performansında sektörel ayrışma var
Sektörel verilere baktığımızda ise durumun her sektör için aynı olmadığını görüyoruz. Sektörlerin durumunu ihracat içindeki paylarını da dikkate alarak Grafik 1’de gösteriyoruz. Yatay eksende 2023-2024 Ocak-Kasım dönemine göre ihracat artışı, dikey eksende ihracat payları yer alıyor. Buna göre ihracatta %13.1 paya sahip olan motorlu kara taşıtları sektörü yıllık %5.8’lik artış sağlamış. İhracatımızda ikinci en yüksek pay %8.5 ile gıda sektörü ve ihracatı yıllık %7.8 artmış. Üçüncü sırada yine %8.5 payile ana metal sanayi var ve artış oranı %0.4. Makine teçhizat ihracatı %7 paya sahip ve ihracatını %1.4 artırmış. Tekstil ürünlerinde artış %0.6 ve ihracat içindeki payı %5.
2024 yılının ilk on bir ayında ihracatı en fazla azalan sektör %5.6 ile deri ürünleri ve payı %0.7. İhracatı en çok azalan bir diğer sektör bilgisayar, elektronik ve optik ürünler. Bu sektörün ihracat içindeki payı %1.3 ve ihracatı %5.4 azalmış. Üçüncü sırada giyim eşyaları imalatı var. Toplam ihracat içindeki payı %6.9 ve ihracatı %3.4 azalmış. İhracatta kan kaybeden bir diğer sektör mobilya sektörü. İhracattaki payı %1.6 ve ihracat azalışı %1.4.
2025 yılında nasıl bir ihracat stratejisi izlenmeli?
İhracattaki azalışa sektörel ayrımda baktığımızda iş gücü yoğun sektörlerde azalışın daha belirgin olduğu gözleniyor. Diğer taraftan, görece yüksek katma değere sahip sektörlerde ihracatta azalıştan ziyade artış gözlemliyoruz.
Küresel ekonomik büyüme tahminlerine baktığımızda 2025 yılının 2024’ten çok farklı olmayacağı düşünülebilir. Fakat gerçekleşmelerin tahminlerden farklı olabileceğini düşünüyoruz. Burada temel risklerden bir tanesi Trump politikaları. Başkan Trump’ın ithalat vergisi uygulamalarını uluslararası alanda bir pazarlık kozu olarak kullanma niyeti giderek netleşiyor. Fakat bir noktada bu sözlerin kademeli olarak da olsa gerçekleşeceğini düşünüyoruz. Bir başka deyişle, ABD bazı ülkelerden yaptığı ithalata daha yüksek vergiler uygulamaya başlayacaktır. Çin başta olmak üzere, Meksika ve Kanada gibi ülkelerin bu süreçten doğrudan etkileneceğini tahmin ediyoruz.
Türkiye gibi ülkeler bu durumda ne yapmalı?
Kalkınma politikaları ve dış ticaret alanlarında uzman olan ve bir dönem TCMB’ye danışmanlık yapmış olan Prof. Dr. Dani Rodrik 8 Ocak 2025’te bu konuda önemli bir makale kaleme aldı. Makaleyi özetlemek gerekirse, ABD’nin uygulayacağı daha yüksek gümrük vergisi oranları ABD şirketleri üzerinde asimetrik etkiye sahip olacak. İthalata dayalı üretim yapan şirketler olumsuz etkilenirken yerli üretim yapanlar olumlu yönde etkilenebilecek. ABD’li tüketiciler de yüksek vergilerin maliyetini ödeyenler durumunda olacakları için bu politikalardan zararlı çıkanlar arasında olacaklar. Peki ABD’ye ihracat yapan ülkeler ne yapmalı? Onlar da ABD’den ithalata daha yüksek vergi uygulamalılar mı? Dani Rodrik bu ülkelere ABD’nin yaptığı hatanın aynısını yapmamalarını tavsiye ediyor.
Son olarak, Türkiye’nin görece daha hızlı büyüyen ülkelere ihracat konusunda daha aktif politika yaratması gerektiğini düşünüyoruz. Hindistan ve Orta Afrika ülkeleri bunlar arasında yer almalı.
Makale için: https://www.project-syndicate.org/commentary/trump-has-wrong-concept-of-tariffs-by-dani-rodrik-2025-01