İhracat pazarındaki KOBİ 2
İletişim demiştik, bir önceki sohbetimizin sonunda ve eklemiştik “ Onu da bir başka sohbete bırakalım “ diye. O sohbet bu sohbet olacakmış meğer.
Aslında iletişimi, sadece ihracat pazarlarına kısıtlamadığımı açıklayarak başlamak isterim. Ancak iletişim işi, çok raylı bir sistem üzerine çıktığında, işler biraz çetrefilleşiyor dersem fazla abartmamış olacağımı düşünüyorum.
Her ne kadar çoğunluk, İngilizce konuşulduğunda her kapının açılabileceğini söylemeye çalışsa da “Kazın ayağı öyle değil.” Hatta İngilizceyi, otellerde her kapıyı açan (Master Key) ana anahtara benzeten arkadaşlarımız da var.
Bu dili, ihracata açılabilmenin en azından olması gereken ihtiyaç olarak tanımlamak yanlış değildir. Amma ve lâkin unutulmaması gereken konu da eğitim seviyesi yüksek ülkelerdeki kurumlarda, kuruluşlarda ve iş hayatında karşılaşacağınız eğitimli kişiler dışında İngilizcenin her yerde kapı anahtarı olamayacağıdır.
Burada vurgulamamız gerekeni de unutmadan söyleyelim İngilizce, herhangi başka bir dilden daha fazla iş görür, sadece odur. Daha fazla bel bağlamayınız.
Sizlere vereceğim örnekler sanal değildir, yaşanmış örneklerle bunu anlatmaya çalışayım.
Moskova’da tertiplenen bir fuar için Rusya’ya gitmiştik. Fuar standımızda Rusça dahil altı dil konuşma olanağımız vardı. Üç gün boyunca gelen yaklaşık 225 ziyaretçiden sadece 15/20 tanesi başka bir dil konuştu. Geriye kalan 200’ün üzerindeki ziyaretçi ise sadece Rusça konuşuyordu. Akşam üzeri fuar kapanışına doğru, Rusça konuşan arkadaşımızın gözleri fuar kapılarından da önce kapanmaya başlıyordu.
Arap ülkeleri ile yoğun olarak çalıştığım yıllarda, karşılaştığım iletişim sorunlarının üstesinden gelmek için, kırk yaşıma gelirken ve geç oldu demeden Arapça öğrenmeye başladım. İlerleyen yıllarda da öğrendiğim Arapça ile kurduğum iletişim sayesinde, başka bir dil bilmeyen Arap iş insanları ile rahatlıkla çalışarak para kazanma imkânım oldu.
Elli yaşıma yaslandığımda da kısa bir süre gittiğim Fransızca kursunda öğrendiklerimin bana kattıklarını bu satırlarda anlatmam mümkün değildir.
Sakın ola “Biz bir KOBİ’yiz, her ülke için oranın dilini bilen mi çalıştıracağız“ demeyin.
İhracat için organize olurken, hedeflediğiniz pazarlara göre ekibinizin yeterliliklerini şekillendirin.
İngilizce, Dünyada en çok konuşulan dil olmasa bile en yaygın olarak kullanılan dil olduğundan birçok yerde hayatı kolaylaştırıyor. Ancak iş ticaret yapmaya gelince, yerel kapıları aralamak değil arkasına kadar açmak gerektiği için oraların dillerine eğilmek de gerek şart.
Hele bireysel tüketim malları ihracatı yapmak istiyorsanız, yerel dil ihracatın olmazsa olmazı anlamına geliyor. Ürün etiketlerinizin, tanıtım malzemelerinizin, internet sitenizin dili, hedef pazarınızda yaygın olarak kullanılan dilde olmadığı zaman, hayat size oldukça zor gelecektir.
“ Hedef pazarınızda yaygın olarak kullanılan dil “ ifadesini bilerek kullandım. Zira bazı ülkelerde ve özellikle Afrika ülkelerinde yerel diller ve diyalektler, önümüze şaşkınlık verici sayılarda çıkabiliyor. İşte oralarda resmi olarak kullanılan diller, sizi o ülkelerin her yerinde kolaylayabiliyor.
Buzdağının görünen yüzündeki ucunu konuştuk, kalanı başka sohbetlerde.