İhracat paramız ödenmezse endişesi...

Geçtiğimiz günlerde yaptığımız ihracat eğitimlerinden birinde, katılımcı dostlarımızdan birisinin aktardığı olay, hem bu konudaki endişelerin işletmelerin ihracata yönelmesini nasıl etkilediğini hem de bilgi eksikliğinin kendilerini nasıl zarara uğratabileceğini vurguluyordu. Arkadaşımız gıda maddesi ihraç etmiş, ancak varış ülkesinde karşılaştığı sorunlar nedeniyle alıcısından tahsilat yapamamış ve kendisini üzecek bir miktarda para kaybına uğramış. Uzun uğraşlar sonrasında bu ihraç malını başka bir şekilde değerlendirip, kaybettiği paranın bir kısmını geri alabilme olanağı bulmuş. Şimdi de ihracata biraz endişe ile bakarak "Sütten ağzı yanan, yoğurdu üfleyerek yer " deyişine uygun bir şekilde, "İhracatın detayına bir inelim de sonra yeniden başlar mıyız ona bakalım" diye eğitime katılmıştı.

 

Biz ihracatçıların, her ticaret erbabı gibi bir numaralı endişemiz tahsilatımızı nasıl güvence altına alabileceğimizdir. Bu bizim rekabet gücümüzü en ön sıralardan etkileyeceği gibi, ihracat pazarlarında da kalıcı olup olamayacağımızı, başka bir deyişle işletmemizin istikbalini doğrudan etkileyecektir. Burada ortaya çıkan soru ise bu konuda nasıl ve hangi tedbirleri alabileceğimizdir.

 

İşin doğası gereği "Sigorta yapılabilir mi acaba" diye bir soru sorabiliriz. 

Doğrudur, yapılabilir ve zaten yapılmaktadır da. Ara sıra yazılı ve görsel medyada yer alan Türk EximBank uygulamalarını burada belirtebiliriz. Türk ihracatçılarının yapacakları ihracatlara karşılık alacaklarının tahsilatını yüzde 90 oranında, ticari ve politik riskler sonucu ödenmeme durumuna karşı sigorta etmektedir. Bu kuruluşun internet sitesinde yer alan rehber bilgilerin incelenmesi durumunda ihracatçılarımız, hangi ülkelerin sigorta kapsamında olabileceğini, uygulama esaslarını, ülkelere uygulanan sigorta limitlerini ve birçok bilgiyi görüp, kendi açılarından değerlendirmeye alabilirler.

 

Öte yandan bu tür uygulamalar, özel sektör sigorta şirketleri tarafından da yapılabilmekte ve özellikle, alacak sigortası başlığı altında yapılan uygulamalar, biz ihracatçıların tahsilat endişelerini en aza indirgeyerek, rekabet gücümüze katkıda bulunmaktadır.

 

Özel sektör uygulamaları ile ilgili olarak kendileri ile görüşüp bilgi aldığımız Euler Hermes Genel Müdürü Sayın Özlem Özüner, ihracat için uyguladıkları alacak sigortasının, aynı zamanda yurtiçindeki alacaklar için de yapıldığını belirtti. Küresel çapta 130 ülkede her yıl 200 bine yakın alacak tahsilatı yapıldığına dikkat çekti. Sigorta taleplerinin çoğunun 48 saat gibi kısa bir sürede değerlendirilmesi, hızlı hareket etmenin büyük bir avantaj olduğu ihracat pazarlarında çok önemli bir unsur. İhracatta alacak sigortasının, biz ihracatçılar açısından önemini vurgulamak için verdikleri bir örneği burada paylaşmak isterim. İhracat pazarlarında daha rahat hareket etmek isteyen su ürünleri ihracatçılarına yapılan 55 milyon Avro civarındaki sigorta, bu ihracatçılarımızın cirosunda yüzde 30'a varan bir artış getirmiş. Alacaklarının tahsilatında kendilerini güvende hisseden su ürünleri ihracatçıları, sigorta güvencesi ve kuralları çerçevesinde hareket ederek, daha fazla alıcıya ulaşmayı başarmışlar.

Alacak sigortasının en önemli tarafı, satıcının tahsil etmeyi beklediği alacağının, üzerinde anlaşmaya varılan vade sonunda ödenmemesi halinde, poliçede belirlenen süre sonunda yüzde 90 olarak alıcıya ödenmesi ve her türlü takibin, sigorta şirketi tarafından yapılması. Takip sonrası tahsilat yapılabilmesi halinde de kalan yüzde 10 içinden bir miktar, alıcıya ödeniyor.

 

Faktöring ve Forthfaiting denilen diğer uygulamalar da ihracat alacakları için güvence olarak düşünülebilir. Ancak alacak sigortası veya diğer uygulamalardan hangisi kullanılırsa kullanılsın, her türlü koşul ve özellikle fiyatlar açısından incelendikten sonra hangisinin kullanılacağına karar verilmesi gerekir.