ıhracat bedellerinin yurda getirilme zorunluluğunun kaldırılması
VERGİNİN GÜNDEMİ / Akif Akarca [email protected] Dr.Mehmet Şafak [email protected] Bilindiği üzere, Türk parasının kıymetini korumak amacıyla, Türk parasının yabancı paralar karşısındaki değerinin belirlenmesine, döviz ve dövizi temsil eden belgelere (menkul değerler ve diğer sermaye piyasası araçları dahil) ilişkin tüm işlemler ile dövizlerin tasarruf ve idaresine, Türk parası ve Türk parasını temsil eden belgelerin (menkul değerler ve diğer sermaye piyasası araçları dahil) ithal ve ihracına, kıymetli maden, taş ve eşyalara ilişkin işlemlere, ihracata, ithalata, özelliği olan ihracat ve ithalata, görünmeyen işlemlere, sermaye hareketlerine ilişkin kambiyo işlemlerine ait düzenleyici, sınırlayıcı esaslar 'Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karar' ile tayin ve tespit edilmiştir. Bu karara ve bu kararın uygulanması amacıyla Hazine Müsteşarlığı'nın bağlı olduğu bakanlıkça yayımlanacak tebliğlere muhalefet 1567 sayılı "Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun"la ek ve tadillerine muhalefet sayılmaktadır. Kambiyo düzenlemeleri olarak adlandırılabilecek mevzuat da yukarıda belirtilen kanun, kararname ve bunlara istinaden düzenlenen tebliğ ve Merkez Bankası genelgelerinden oluşmaktadır. 32 sayılı kararın ötedenberi uygulanmakta olan "dış ticaret" bölümü altındaki 8'inci maddesi hükmü uyarınca; ticari amaçlarla ihraç edilen malların bedelinin, 32 sayılı kararda öngörülen özel haller ile Hazine Müsteşarlığı'nın bağlı olduğu bakanlıkça uygun görülen mücbir sebeplerden kaynaklanan gecikmeler haricinde, fiili ihraç tarihinden itibaren en çok 180 gün içinde ihracatçılar tarafından yurda getirilerek bankalara veya özel finans kurumlarına, ihracat bedeli Türk parası ise tevsik edilmesi, döviz ise satılmasının zorunluluğu vardı. Ancak, anılan ihracat dövizlerinin en az % 70'inin fiili ihraç tarihinden itibaren 90 gün içinde getirilerek bankalara veya özel finans kurumlarına satılması halinde bakiye % 30'una tekabül eden kısmı üzerinde ihracatçı serbestçe tasarruf edebilmekteydi.(İşlenmemiş altın ihracında ise, ihracat bedellerinin yurda getirilmesi zorunlu değildi) 1567 sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun'un 3'üncü maddesi hükmüne göre; yukarıda belirtilen düzenlemelere aykırı hareket edenlere ise ağır para cezası (yurda getirmekle yükümlü oldukları kıymetin rayiç bedelinin yüzde beşi tutarında) uygulanacağı belirtilmişti. 08.02.2008 tarih ve 26781 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan ve 32 sayılı kararda değişiklikler yapan 2008/13186 sayılı kararla yukarıda belirtilen uygulamada değişiklik yapılmış ve ihraç bedellerinin yurda getirilme zorunluluğu kaldırılmıştır. Yapılan düzenleme şöyledir: "MADDE 8 - (1) İhracat bedellerinin tasarrufu serbesttir. Bakanlık ihtiyaç duyulması halinde ihracat bedellerinin yurda getirilmesine ilişkin düzenleme yapmaya yetkilidir." Anılan değişiklikte; ihtiyaç duyulması halinde bakanlıkça, ihracat bedellerinin yurda getirilmesine ilişkin düzenleme yapılabileceği belirtilmekle birlikte, henüz bir belirleme yapılmamıştır. Dolayısıyla, kambiyo mevzuatı açısından ihracat bedellerine serbestçe tasarruf edilebilecek ve bu bedellerin yurda getirilme zorunluluğu söz konusu olmayacaktır. Kambiyo mevzuatı açısından ihracat bedellerine serbestçe tasarruf edilebilmesi bu alacakların tahsil edilmeyeceği anlamına gelmemektedir. Başka bir deyişle, ihracat alacakları tahsil edildiğinde, bu tutarlar yurda getirilmese bile, yasal defterlerde tahsilata ilişkin kayıtlar yapılmalı ve bu tutarlara gerçekte ne şekilde tasarruf ediliyorsa ona göre yasal kayıtlara alınmalıdır. Örneğin bu tutarlar yurt dışındaki bir bankada tutuluyorsa, ya da yurt dışından yapılan mal ve hizmet alımlarında kullanılmışsa ya da ortak ya da ortakların ya da teşebbüs sahibinin şahsi hesabına aktarılmışsa duruma uygun muhasebe kayıtları yapılmalıdır. Yapılacak bu işlemlerin özellikle vergi kanunları uyarınca tevsikine ve yabancı para cinsinden olanların vergi kanunları çerçevesinde değerlemesinin yapılmasına da özen gösterilmelidir. Seyahat acentelerinde geceleme hizmetleriyle ilgili KDV oranı indirimi Bilindiği üzere, katma değer vergisine tabi mal ve hizmetlerin oranlarını belirleyen listelerde yapılan değişikliklerle turizm hizmetlerinde ve bazı yiyecek, içecek sunulan hizmet yerlerinde uygulanacak katma değer vergisi oranları 01.01.2008 tarihinden geçerli olmak üzere, % 18'den % 8'e indirilmişti. Konuya ilişkin 107 Seri Nolu KDV Genel Tebliğinde; geceleme hizmetinin seyahat acenteleri aracılığıyla verilmesi halinde hizmeti veren konaklama tesislerinin faturayı seyahat acentesine düzenleyebildikleri, bu durumda seyahat acentelerinin hizmeti alan kişi veya kuruluşlara ayrıca bir hizmet faturası düzenledikleri belirtilerek, konaklama tesisi tarafından seyahat acentesine düzenlenen geceleme hizmetine ilişkin faturada hizmet bedeli üzerinden yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde %8 oranında KDV hesaplanacağı. Bu hizmet bedelinin seyahat acentesi tarafından hizmeti fiilen alan kişiye aktarılmasında da %8 oranının uygulanacağı ifade edilmişti. Ancak, anılan Tebliğde; seyahat acentesinin hizmeti alan kişiye veya konaklama tesisine verdiği aracılık hizmeti nedeniyle alınan bedellerin ise genel oranda (%18) KDV'ye tabi olduğu belirtilmişti. Yapılan bu açıklamalar sonrasında seyahat acentelerinin nihai tüketicilere ya da arada bulunan bir başka seyahat acentasına düzenleyeceği faturaların nasıl olması gerektiği konusunda kaos yaşanmış ve konaklama tesislerinden alınan gecelemeye ilişkin tutarların birebir bu faturalarda yansıtılmasında hem İmkansızlıklar yaşanmış hem de böyle bir faturalama istenmemişti. Sektör tarafından konuya ilişkin olarak düzenlenen ve Gelir İdaresi Başkanlığı yetkililerinin de katıldığı çeşidi platformlar da tüm bu sorunlar dile getirilmişti. Yapılan bu görüşmeler ışığında, 08.02.2008 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 2008/13234 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile katma değer vergisi oranlarının belirlendiği daha önceki Bakanlar Kurulu kararındaki geceleme hizmetlerine ilişkin düzenlemede değişiklik yapılmış ve 09.02.2008 tarihinden itibaren uygulanmak üzere; "1618 sayılı Kanun hükümlerine göre Kültür ve Turizm Bakanlığından işletme belgesi almış seyahat acenteleri tarafından müşteriye aktarılan geceleme hizmet tutarı ve bu hizmete ilişkin aracılık bedellerine de konaklama tesislerinde verilen geceleme hizmetlerinin ait olduğu oranın uygulanacağı" ibaresi eklenmiştir. Dolayısıyla, 09.02.2008 tarihinden itibaren, seyahat acentelerince (1618 sayılı Kanun hükümlerine göre Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan işletme belgesi almış olanalar) bu kapsamda; - gerek müşteriye aktarılan geceleme hizmet tutarlarına, - gerekse bu hizmete aracılık bedellerine % 8 oranında katma değer vergisi uygulanacaktır. Yapılan bu düzenleme, kanımızca, yaşanacak tüm sorunlara çözüm olmasa da kısmi uygulama kolaylığı getirecektir. Öte yandan, seyahat acentelerince düzenlenecek faturalarda konaklama tesislerinin faturalarına atıf yapılması hususunda muhtemelen yeni bir tebliğ ile düzenleme yapılacak ve uygulama kolaylığı sağlayacak çözüm yolları üretilecektir.