İhracat arttı sevinelim mi?

Şefik ERGÖNÜL
Şefik ERGÖNÜL İHRACAT SOHBETLERİ [email protected]

İhracatın artması ve cari açığın azalması sevindirmez mi?

Hele hayatının üçte ikisini dış ticaret mesleğine vermiş birisini sevindirmez mi?

Mutlaka ve birkaç kere mutlaka sevindirir amma ve lâkin veriler de beni çok düşündürür.

Çünkü…

İhracatta görünen artışlar oldukça dengesiz bir biçimde gelişiyor ve bu da sektörde, ihracat çabalarımızın sürdürülebilirliği konusunda ciddi endişeler uyandırıyor.

Zira…

İhracatta sadece artış rakamlarına odaklanmak, işin temel nedenine ait konuları daha az önemsemek, aslında çok ciddi bir çelişkiyi ortaya koyuyor.

Beni en çok endişelendiren nokta ihracat konusunda, sadece finansal sorunlara ağırlık verilmesi ve alt yapı sorunlarının geride bırakılması.

Kuşkusuz finansman çok amma çok önemli bir konu…

Amma KOBİ sahibi ve yöneticilerinin çoğunun işletmede finansmanın etkin kullanımı ve finansman planlaması gibi konulardaki bilgi eksikliğini herkes biliyor. Yaratılan finansmanın işletmenin ihracatını ayağa kaldırmak ve ilerletmek konusunda nasıl bir itici güç olarak kullanılacağı konusunda yeterli bilgiye sahip olmayan işletmelerin, bu finansmandan olması gerektiği kadar etkin bir şekilde yararlanmaları mümkün olmayacaktır.

Demem odur ki işletmelerimize para kadar ve belki ondan daha da fazla bir şekilde hem işletme yönetimi ve devamında İHRACAT YÖNETİMİ konusunda bilgi aktarmamız gereklidir. KOBİ’lerin ihracat konusunda çoğunlukla söylediği “Sen bana para bul ve müşteriyi göster, bak biz neler yaparız” ifadesinin geçersizliği, yıllar içerisindeki performans göstergeleri tarafından kanıtlanmıştır.

2023 yılı ihracat hedefi olarak konulan 500 milyar ABD Doları ve sonra da revize edilen haliyle, küresel ihracattan o yıl %1.5 pay almak hedefi bile bu durumda kuşkuludur.

Hep sorduğum soruyu tekrarlamak isterim “Kim yapacak?”

OSTİM Teknik Üniversitesi Kurucu rektörü Murat Yülek “Ülke üretimini sıkıntıya bile sokmuş konulardan birisidir meslek yüksek okullarının itibarı. Diploma kadar hatta diplomanın da önüne geçen yetkinliklerin önem kazandığı bir dönemde, yanlış sosyal algı yüzünden meslek programları gelişmiyor, gençler de tercih etmiyor” demiş.

Dış Ticaret Meslek Yüksek Okulları’na gidin bakın, öğrencilerin ezici bir çoğunluğu tercih olarak değil, başka okulları kazanamadıkları ve evde kalmak istemedikleri için bu okullar gelen öğrenciler. Okulun adı “Dış Ticaret” gel gör ki okullarda yabancı dil durumu içler acısından da öte bir durumda.

Lisans düzeyinde dış ticaret eğitimi alan öğrencilerimiz de sektörden uzak yetişiyorlar. Burada, ihracatçıların bu öğrencileri ihnal ettikleri gerçeğini de hatırlatmak isterim. Aslına bakarsanız bu tavır, ihracatçının kendi ayağına sıkması gibi bir şey olmuyor mu?

Hem yetişmiş eleman ara hem de mesleğini okuyan öğrencileri dışla.

İlginç bir tutum bence…

Öte yandan Kayseri Ticaret Odası (KTO) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Gülsoy, “Kurun daha stabil hale gelmesi, yeni yatırımları ve üretimdeki çeşitliliği artıracak” demiş.

Doğru söze ne denir?

Yeni yatırımların ve üretimdeki çeşitliliğin ihracatı desteklemesinda hiç şüphemiz yoktur.
Sürdürülebilir bir dış ticaret yapısı, pozitif bir dış ticaret dengesi ve dengeli kurlar hepimizin ortak ideali.

Türkiye’nin küresel ticarette söz sahibi olması benim hayalim.

İyi plan, iyi malzeme ve iyi uygulama yoksa iyi bina olamaz…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
96 yılda ihracat... 29 Ekim 2019
Tahterevalliye Dikkat 15 Ekim 2019
İhracat ve Facebook 17 Eylül 2019
Promosyon mu o da ne? 10 Eylül 2019
Müşteriye Doğru Erişim 27 Ağustos 2019