ıhraç ürününü kim sigorta edecek?
İHRACAT SOHBETLERİ / Şefik Ergönül [email protected] İhracatçı dostlarımızla yaptığımız sohbetlerde ara sıra sigorta konusu gündeme gelir. Birçok konuda olduğu gibi, bu ihraç edilecek ürünün sigortalanması konusunda da farklı görüşlerle karşılaşıyoruz. Bazı arkadaşlarımız ihraç ürününü sigorta ettirip ettirmemekte tereddüt ediyor. Bir kısmı da sigorta kapsamı konusunda bir türlü karar veremiyor. Öte yandan üzerinde en fazla kafa karışıklığı yaşanan konu da, sigortanın başlangıç ve bitiş yerlerinin ve zamanlarının belirlenmesi. Kuşkusuz tüm bunlar geniş tartışmalara kapı açabilir ancak bugün konunun ana başlıklarını bu kısa sohbetimize konu yapmak istiyorum. Uluslararası ticari terimlerden sadece CIF ve CIP satıcının sigortayı, alıcının menfaati için yaptırmasını öngörür. Diğer tüm koşullarda taraflar uygun gördükleri koşullar için kendileri sigorta yaptırırlar. En önemli nokta riskin taraf değiştirdiği yani hasar ve ziyan riskinin satıcıdan alıcıya geçtiği noktadır ki bu nokta kimin sigortanın lehtarı olacağını belirler. Kullanılan uluslararası ticari terime (Incoterm) göre ihraç konusu malların riski, ürünlerin alıcıya teslim edildiği varsayılan noktada alıcıya geçer. Örnek olarak CIF satışı ele alalım ki bu terim sadece gemiyle sevkıyatlarda kullanılmalıdır, (konteyner için de kullanılmaz) ürünler geminin küpeştesini geçtiğinde teslim edildiği varsayıldığı için, bu noktaya kadar satıcının üzerinde olan riskler, bu noktadan sonra alıcıya geçer. Her ne kadar satıcı sigortayı yaptırmak ve bedelini ödemek durumunda ise de kapsam ve süre için alıcı ile bir fikir birliğine varmalıdır. İhraç ürününün teslim edildiği varsayılan noktaya kadar olan hasar ve ziyan riskin satıcının üzerindedir. İhracatçı, eğer genel ve geniş kapsamlı bir sigortası yoksa teslim noktasına kadar olan süre için kendini güvenceye almalı ve ürününü sigorta ettirmelidir. EXW yani ihracatçının belirlenen yerinde teslim edilme koşulu ile yapılan satışta, ihracatçının taşıma ve teslim süreçleri olmadığından ayrıca sigorta yaptırması gerekmez. F ve C ile başlayan uluslararası ticari terimler çerçevesinde yapılan sevkıyatlarda, ihraç mallarının alıcıya nakli sırasında risk, teslim noktasından sonra, alıcı üzerindedir. Sigortanın alıcı tarafından veya teslim şekline göre alıcı nam ve hesabına satıcı tarafından yapılması gerekir. Ancak gözden kaçan önemli bir nokta da D ile başlayan uluslararası ticari terimler çerçevesinde yapılan sevkıyatlarda riskin hep ihracatçıda olduğudur. Bugün özellikle Avrupa Birliği kökenli birçok alıcı DDU (belirlenen varış yerinde vergileri ödenmemiş olarak teslim) veya DDP ( belirlenen varış yerinde vergileri ödenmiş olarak teslim) şekillerinde teslimat istemektedir. Bu teslim şekilleriyle yapılan ihracatlarda, belirlenen varış yerine kadar tüm hasar ve ziyan riskin satıcının üzerindedir. Bu durumlarda ihraç ürünlerinin sigorta ettirilmemesi oldukça büyük risk getirir. Yaptırılacak sigortanın kapsamının da ödenecek primden kaçarak kısıtlanması sanırım yapılacak en büyük yanlış olacaktır. İhracatın riskleri, yurtiçi piyasaya göre farklıdır ve ona göre değerlendirme yapılması ve güvence altına alınması gereklidir.