Iğdır'da yeni bir umut projesi
Epey zamandır Iğdır'ı bir kez daha görmeyi planlıyordum. Geride bıraktığımız Perşembe günü İzmir kökenli FG Group'un ve kurucusu Fuat Gözaçan'ın girişimini yerinde görmek için Iğdır'daydım.
Sıkıntılı bir yolculuk olacağını bile bile , Ağrı Dağı'nın doruklarını seyrettiğimiz, Aras suyunun can verdiği ovasında pamuk üretilen, kaysısı ve diğer meyveleri ile ünlü bu yurt parçasını bir kez daha görmek, değişmeleri kavrayabilmek için uykusuz iki geceyi göze aldım.
FG Grubun projesinin farklılık yaratan özellikleri var: Birincisi, proje sadece Iğdır'a odaklı değil.Iğdır, Kars ve Ardahan'ı Serhat Kalkınma Ajansı(SERKA) faaliyet alanını hedefleyen bir " havza anlayışı" ile hazırlanmış. Bu, ülkemizin geleceğini inşa etmede önemli bir adım; gözden ırak tutulmaması gereken bir anlayış ve bakış açısı değişismesi.
İkincisi, Teşvik Sisteminde yapılan değişikliklerle sağlanan avantajlar dikkate alınmış. Asıl önemlisi FG Grubu ilgili bakanlıklar ve yerel örgütlenmelerle projesini 12 yıllık bir gelecek üzerine inşa edilmesini sağlamış. Ayrıca, çok büyük bir yatırım yapma yerine, kollayarak gelişme stratejisini benimsemiş. Projede havza algısı yanında sinerjik kümelenme yaratma amacı da benimsenmiş. Başlangıç noktasına hassas bağlılık ilkesine uyulduğu izlenimi edindim.
Üçüncü bir özellik, FG Grubun küresel nitelikte ağlara sahip olması… Hazır bir müşteri ağı olduğu gibi, Hollanda odaklı Ar-Ge olanakları da var. Fuga, Tigerhill gibi markalara sahip . Yılda 100 milyon Avro satın alma yapan bir ölçeğe ulaşmış. Müşteri know-how'ı açısından da potansiyele sahip.
FG Gruoup'un küresel ağı, havza bakışı, kümelenme algısı, kademeli gelişme stratejisi, teşvikleri 12 yıllık bir proje kapsamında ele alması ve kamu yönetimi ile bir çeşit sözleşme yapılması, çalışma koşulları, çocuk işçi çalıştırmama taahhüdü ve çevre özeni konusunda angajmanları, kurucu-yöneticisinin vizyoner kişiliği yatırım açısından umut verici .
Açılışı AKP'nın ekonomiden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş'a yaptırılması da, en üst siyasi gücün projeye angaje edilmesi bakımından önemli bir ustalığın kanıtı .
Bugüne kadar başlangıç niyetleri çok iyi olan ve kağıt üzerinde çok düzgün ve çekici gözüken, kamuoyuna yapılan açıklamalarda her şeyi dört dörtlük gösteren çok sayıda girişime tanıklık ettim. Arka plana ve ayrıntıya özen gösterilmediği için o projelerin nasıl "beklenti çöküşü" yaşattığını da yüreğim kanayarak izledim.
Sütten ağzı çok yanmış olanlardanım. "Sütten ağzı yanının yoğurdu üfleyerek yemesini" hoş görmelisiniz.
Iğdır, Kars ve Ardahan'ı içeren FG Group'un girişimini içtenlikle alkışlıyor ve kutluyorum.
Yaklaşık yarım yüzyıllık deneyimim "övgüye kabız, sövgüye amel" olmamak gerektiğini bana öğretti. Alkışladığımız girişimlerinin başarılı olması için eleştirilerimizi yapmazsak "yarım iş" yapmış oluruz. Halkımız, " Yarım doktor candan eder, yarım imam dinden eder" der. Yarım projeler de başarısız olduklarında toplumun " iş yapma enerjisini, girişimci sermayesini çarçur eder".
FG Gdoup'un bu yeni atılımını ekonominin bütün aktörleri yakından izlemeli. Öncelikle Teşvik Sistemi'nden sorumlu kamu birimleri proje ile ilgili bütün taahhütlerini yazılı hale getirerek kamuoyu ile paylaşmalı. Girişimci FG Group taahhütlerini yazılı belge haline getirerek, bölge insanı kadar bütün kamuoyuna sunmalı. Seçilmiş ve atanmış yerel yönetim yetkililerinin taahhütleri kadar ayrıntıdaki tutum ve davranışları bir koordinasyon mekanizması ile belgelenmeli. Sivil Toplum Örgütleri kendi sorumluluklarını belirlemeli ve proje kapsamında yerini almalı. Bütün bunlar yetmez mutlaka sistemli işleyebilen bir "gözetim ve denetim mekanizması" kurulmalı, işletilmeli, ulaştığı sonuçlar da kamuoyu ile paylaşılmalı.Özellikle de Iğdır'da düzenli bilgilendirme toplantıları yapılmalı. Geçmişteki yönetim metot ve tekniklerinden farklı, günün koşullarına uygun bir "ortak proje" algısı öne çıkmalı.
Iğdır'da başlayan bu yeni yatırım anlayışını bir "ulusal proje" mantığı ile ele almalı; geçmişte çok tanıklık ettiğimiz "…bizde böyle projeler başarılı olmuyor" noktasına götüren başarısızlıkların yüklediği maliyeti ödememeliyiz.
Nedenleri ve kaynakları ne olursa olsun, yeni bir başarısızlıkla serhat insanımızın umudunu boşa çıkarmayalım.
Güzel başlayıp, kötü bitirişlerin bu ülkeye verdiği zararı hepimiz biliyoruz. Hata yapmak insanın hakkıdır ama, aynı hataları tekrarlamama hakkımız yoktur…