İftariyeliklerin baş tacı hurma
Hurma yetiştiği iklim de dikkate alındığında gerçekten sıra dışı bir meyvedir. Aslında bir palmiye türünün meyvesidir, palmiye sulak olmayan tropik iklime yakın alanlarda yetişir.
Buna karşılık bir türünün meyvesinde bileşik şeker bulunur. Bizim özellikle Ramazan ayında iftar sofralarının olmazsa olmazı olarak bildiğimiz hurma bu bileşik şekerden zengin olanıdır. Bitki, sıcak iklim kuşağının olanak sağladığı güneş enerjisini meyvesinde yoğunlaştırır.
İftarda oruç açtığımız kuru hurma ise, tatlı olmanın ötesinde çok lezzetlidir, çünkü aynen kuru incir ya da kayısı gibi meyvenin en olgun halinin kurutulmasıyla elde edilir. Meyvenin bu hali çekirdeğin beslenmesi ve çimlenebilmesi için gereken bütün unsurları ihtiva eder.
Dolayısıyla hurma da besleyici değeri yüksek bir meyvedir. Hurmanın çok şeker içerdiği için iftarda tüketilmemesi düşüncesi doğru değildir, çünkü bileşik şekerler farklıdır.
Bir kere iftarda hurma ile oruç açılması bir sünnettir, yani çok çok uzun bir zamandır bu gelenek sürdürülmektedir, bu zamanın garantisini sunar. İkincisi iftarda tüketilen hurma bir tane, bilemediniz iki tanedir, bu “törensel / töresel” bir gelenektir, üzerine de genellikle çorba içilir.
Yani aç karna ciddi miktarda hurma yenmediği gibi, yenilen diğer gıdalar nedeniyle kan şekerine bir etkisi olmaz. Unutulmaması gereken diğer unsur ise, hurmadaki şeker saf değil bileşik şekerlerdir, bileşik şekerler kana hızlı karışamazlar, dolayısıyla iftarda hurma yenmesi kan şekerini kontrolsüz yükseltemez.
Hurmanın besleyici değeri çok yüksektir
Eldeki veriler hurmanın besleyici değerinin pek çok açıdan yüksek olduğunu göstermekte ama yoğunluk A vitamini, magnezyum, selenyum ve liftedir. Bunların hepsi de vücut işlevlerinin sağlıklı sürdürülmesi için elzemdir. Ama hurma ilginç bir biçimde proteinden de zengindir.
Tarihi verilere bakıldığında ise günde 7-8 hurmanın bütün ihtiyacı karşılayacağı anlatılır. Bu durumun olası açıklaması ise bileşik şekerlerin, liflerin bağırsaklarda mayalanmasını sağlayarak ortaya çıkardıkları diğer besleyici unsurlardır.
Nitekim Afrika gibi proteinin kısıtlı olduğu bölgelerde gıdadaki protein şeker kamışı gibi bitkilerin özsularının mayalanmasıyla zenginleştirilir. Siz doğrudan hurmanın protein miktarını ölçerseniz bu sonucu elde edemezsiniz, oysa gıdalar vücuttaki işlenme biçimleri dikkate alınarak değerlendirilmelidir.
Şeker hastaları ve çocuklar için de uygundur
Diyabet hastaları da bu açıklamalar ışığında iftarda birkaç hurmayı sakıncası olmaksızın yiyebilirler. Ancak aç karnına çok miktarda tüketilmesi önerilmez, kan şekerini yükseltir. Ne var ki bu yükselme bile doğrudan şekerli içecekler kadar hızlı olmaz.
Bugün için “asla hurma tüketemez” denebilecek hastalık tablosu yoktur. Bilakis vücudun pek çok işlevini dengeler, ne var ki bu etkinin elde edilmesi için düzenli tüketim gereklidir. Hurma beyin işlevlerini güçlendirdiğinden çocuklar için de çok faydalıdır.
Çocuklar genellikle keskin tatlı meyveleri yemezler, işte hurmanın tadı da baskın değildir. Dolayısıyla yoğurt, süt gibi besinlerin tadını çok fazla değiştirmez, ama şekerin lezzetini verir. Bu nedenle tıpkı üzüm pekmezi gibi, gıdaları tatlandırmada işe yararken, beslenme açısından da çocuklara büyük katkı sağlar.