İfade özgürlüğü meselesi
Bir yürüyüş öyküsü
Skokie, Chicago’nun kuzeyinde, nüfusunun çoğunluğunu Yahudilerin oluşturduğu küçük bir şehirdir. Şehrin nüfusu 1977 yılında 70 bin idi ve bu nüfusun 40 bini de Yahudi. Ve bu 40 bin Yahudi’nin 5 bini de, II. Dünya Savaşı'nda Naziler’in toplama kamplarından hayatta kalmış kişilerden oluşuyordu.
Amerikan Nasyonal Sosyalist Partisi (National Socialist Party of America) üyesi bir grup, Nazi üniformaları ve kollarında gamalı haçları ile bu şehirde yürümek için Skokie şehir yönetimine başvurdu. Aslında Naziler, Chicago’da Marquette Park’ta yürümek istemişlerdi. Ama Chicago şehri bunun önünü kesmişti. Nasıl mı? Oluşabilecek bir zarara karşı, Nazilerden yüklü miktarda bir sigorta poliçesi istediler. Ve Marquette Park’ta politik gösterileri yasaklayan bir karar çıkardılar. Bunun üzerine Naziler, arı kovanına çomak sokmak üzere bu gösteriyi Skokie’ye aldılar.
Skokie Belediye Başkanı’nın da tepkisi hızlı oldu; hemen bir kararname çıkardı. Oluşabilecek zarara karşı göstericilerden 350 bin dolarlık bir sigorta istedi. Şehir meclisine yetki verdi: Buna göre meclis, üyeleri askeri üniforma giyen bir partinin konuşma ve gösterisini yasaklayabilecekti; bir ırka, milliyete veya dine karşı nefreti teşvik eden “gamalı haç”ın (Swastika) halkın içinde teşhir edilmesine engel olabilecekti.
Bunun üzerine Naziler’in Lideri Frank Collin, Amerikan Sivil Haklar Birliği’ne (American Civil Liberties Union- ACLU) başvurdu. “Bizim konuşma ve toplanma özgürlüğü hakkımızı savunun” dedi. Şimdi yürüyüş öykümüze ara verip ACLU hakkında bilgi verelim.
Amerikan Sivil Haklar Birliği (ACLU)
I. Dünya Savaşı sonunda ABD.’de komünizm korkusu kol gezmeye başlamış. Korku rasyonel düşüncenin önüne geçince fatura kişisel özgürlüklere çıkmış. O dönemin Savcısı Mitchell Palmer, “radikal” diye nitelendirdiği kişileri toplamaya ve sınır dışı etmeye başlamış. İşte bu duruma isyan eden bir kaç kişi 1920 yılında Amerikan Sivil Haklar Birliği’ni kurmuş.
Kurulduğu andan itibaren de birlik, insan hakları savunucusu olmuş. İlk olarak, göçmenleri savunmuşlar. II. Dünya Savaşı sırasında Japon asıllı 110 bin Amerikalının toplama kamplarında toplanmasına tek başlarına karşı çıkmışlar.
Birliğin web sitesinde (www.aclu.org) şöyle bir ifadeye yer veriliyor: “Zaman zaman korkmuş / korkutulmuş yurttaşlar, ulusal güvenlik adına bazı özgürlüklerinden veya haklarından vazgeçmek istediklerinde, birliğimiz özgürlüklere siper olmaktadır.”
Yürüyüş öyküsüne devam
Amerikan Sivil Haklar Birliği’nin Chicago Şubesi Başkanı, Naziler’in başvurusu üzerine şöyle dedi: “Başka seçeneğimiz yok; bu davayı almalıyız.” Ve birlik, hukuk savaşını başlattı. Önce Illinois’teki yerel mahkemeler, daha sonra Amerikan Yüksek Mahkemesi (American Supreme Court) ve Illinois Yüksek Mahkemesi’ nde (Illinois Supreme Court) görülen davalar sonucu, Naziler’e 25 Temmuz 1978 tarihinde Skokie’de gösteri yapma izni verildi. Ancak Naziler, gösterilerini Skokie yerine olaysız bir biçimde Chicago’da yaptılar. Bu davada daha ilginç bir yön daha vardı. Davayı Amerikan Sivil Haklar Birliği adına savunan avukat, Burton Allen Joseph, bir Yahudi idi.
Neden yapıyorlar?
Amerikan Sivil Haklar Birliği’nin web sayfasında “Yaptıklarımızı neden yapıyoruz?” başlığı altında şöyle deniyor: “Ku Klux Klan, The Nation of Islam, National Socialist Party of America gibi özellikle tartışmalı ve popüler olmayan grupları neden savunuyorsunuz diye bize soruyorlar. Biz onlarla aynı fikirde olduğumuz için onları savunmuyoruz. Biz onların ifade ve toplanma özgürlüklerini savunuyoruz. Eğer bir hükümet bir kişinin sivil haklarını ihlal etme gücüne sahipse, bu gücü herkese karşı kullanabilir. İşte çok geç olmadan, sivil hakların erozyonunu önlemek için çalışıyoruz.”
Sonuç
İfade ve toplanma özgürlüğü en temel insan hakkıdır. Demokrasilerde en vazgeçilmez haktır. Eğer bir toplumda sadece gücü elinde tutanların ifade özgürlüğü varsa, karşı görüşler bir şekilde susturuluyorsa, demokrasiden söz etmek mümkün değildir.