IEA: 2050'de elektriğin %50'si yenilenebilir enerjiden gelmeli
Uluslararası Enerji Ajansı'nın temel senaryosuna göre, fosil yakıtlara bağımlılık devam ettikçe, karbon emisyonu oranı 2050'de bugünün iki katına çıkacak. Çevreci senaryo, yüzde 50'si yenilenebilir enerjiler, dörtte biri nükleer enerjiden elde edilecek elektrikle, karbon emisyonunu 2007 seviyesinin yüzde 90 altına çekmeyi hedefliyor. Mevcut senaryonun maliyeti 23.5 trilyon dolar. Çevreci senaryonun maliyeti ise 32.8 trilyon dolar.
Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) tarafından hazırlanan "Enerji Teknolojisi Perspektifleri 2010" raporunda, düşük karbon enerjisi sistemine geçiş için senaryolar var. Rapor öncelikle, 2050 yılına kadar küresel elektrik üretiminin yüzde 50'sinin yenilenebilir enerjilerden elde edilmesi gerektiğine yer veriyor. Yenilenebilir enerjilerin küresel elektrik üretimindeki mevcut payı yüzde 18. Fakat hızla artmaya devam ediyor. Örneğin geçenlerde Global Data tarafından gerçekleştirilen Alternatif Enerji Anlaşmaları Analiz Raporu'na göre, alternatif enerji piyasalarına yatırımlar değer açısından 2008 yılına oranla 2009 yılında yüzde 59 artış kaydetti. 2008 yılında 425.5 milyar dolar olan alternatif enerji yatırımları, 2009 yılında 678.1 milyar dolar olarak gerçekleşti. Bu artıştaki en önemli unsurlar, yeşil ekonominin yükselmesine neden olan çevresel faktörler ve 2009'un son çeyreğinde küresel ekonominin toparlanmaya başlaması olarak gösteriliyor. Global Data raporunda en ilgi çeken verilerden birisi alternatif enerji yatırımlarının Asya piyasasında yüzde 172 oranında artmış olması. Asya Pasifik bölgesinde 2008 yılında 59.5 milyar dolar olan alternatif enerji yatırımları 2009 yılında yüzde 172 oranında artış kaydederek 161.8 milyar dolara ulaştı. Bu artışın başlıca nedeni ise şirketlerin Çin ve Hindistan'ın çok fazla umut vadeden pazarlar olduğuna inanmaları. Avrupa piyasalarında da alternatif enerji yatırımlarında geçen seneye oranla yüzde 63 artış izlendi. 2008 yılında 155.5 milyar dolar olan alternatif enerji yatırımları, 2009 yılında 254 milyar dolara yükseldi. Bu artışta özellikle rüzgar enerjisi sektörünün etkili olduğu dikkat çekiyor.
2009'da yatırımlarda azalma olmadı
IEA Raporu'na geri dönersek, raporda 2008 yılında küresel anlamda yeşil enerji yatırımlarının rüzgar ve güneşe odaklandığı ve yaklaşık 112 milyar dolara ulaştığı; 2009 yılında ise küresel krize rağmen sabit kaldığı ifade ediliyor. Raporda, çok sayıda otomobil şirketinin hibrid ve tamamen elektrikli otomobil üretimi gerçekleştirdiği ve önümüzdeki on yıl içinde, 5 milyon hidrid veya elektrikli otomobilin trafiğe çıkabileceği belirtiliyor.
Çabalar yeterli değil
Rapora göre OECD ülkelerinde enerji verimliliği konusu hızla önem kazanıyor. Bu yönde atılan adımlar, 1990'lara oranla iki kat daha fazla. Bu arada düşük karbonlu enerjiyi destekleyen fonlar da 2005-2008 yılları arasında üçte bir oranında artış kaydetmiş durumda. Fakat IEA Yönetici Direktörü Nobuo Tanaka, tüm bu çabaların halen yetersiz kaldığını; ülkelere göre büyük farklıklar gösterdiğini söylüyor. Yani küresel anlamda çözüme ulaşacak; küresel ısınmayı durduracak bir tutum henüz söz konusu değil. Tanaka, "Bir an önce büyük ölçekli düşük karbon teknolojilerine, enerji sisteminin yoğun bir şekilde karbondan arındırılmasına ihtiyacımız var. CO2 emisyonu ile ekonomik üretim arasındaki tarihi bağı kırmak zorundayız" diyor. Tanaka, elektrik sektörünün yol açtığı karbon emisyonuna son vermek için, yenilenebilir enerjilerin ve nükleer enerjinin paylarının artırılması gerektiğini söylüyor. 2050 yılına kadar elektrik üretiminde yenilenebilir enerjilerin payının yüzde 50'ye çıkartılması gerektiğini ifade eden Tanaka, aynı zamanda 2050'ye kadar her yıl 30 yeni nükleer santral kurulmasına ihtiyaç olduğunu da vurguluyor. Tanaka bu arada elektrik üretimi ve dağıtımında akıllı şebekelerin kurulmasının da çok önemli olduğunu söylüyor.
Çevreci senaryonun maliyeti 32.8 trilyon dolar
Elektrik sektörü, toplam karbon emisyonunun yüzde 41'ine neden oluyor. Dolayısıyla küresel anlamda karbon emisyonunun sınırlandırılması için, bu sektör anahtar bir öneme sahip. Uluslararası Enerji Ajansı'nın temel senaryosuna göre, fosil yakıtlara bağımlılık devam ettikçe, karbon emisyonu oranı 2050 yılına kadar iki katına çıkacak. Ajansın çevreci senaryosu ise, elektrik üretiminde karbon emisyon oranını 2007 seviyesinin yüzde 90 altına çekmek. Bu hedefin gerçekleştirilmesi için elektrik üretiminin yüzde 50'sinin yenilenebilir enerjiler, dörtte birinin ise nükleer enerjiden elde edilmesi gerekiyor. Çevreci senaryonun maliyeti 32.8 trilyon dolar. Bu maliyetin yarısı yeni enerji santrallerinin kurulması için gerekiyor. Mevcut senaryonun maliyeti ise 23.5 trilyon dolar.
Düşük karbon teknolojilerinin kullanımı, yenilenebilir enerjilerin desteklemesi için net, istikrarlı ve uzun vadeli politikalara ihtiyaç var. Küresel ısınma ve enerji güvenliği konularında kalıcı çözümler sadece bu sayede mümkün olacak. 2009 yılında Abu Dhabi'de kurulan ve geçtiğimiz günlerde birinci yaş gününü kutlayan Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı (IRENA) Genel Direktörü Helene Pelosse'un da dediği gibi, "Güçlü bir gelecek için, geçmişin enerjilerine güvenmeye devam edemeyiz. Yenilenebilir enerjiler sürdürülebilir bir gelecek için tek seçenek, fakat tabii ki bu değişim bir gecede olmayacak. Uzun bir değişim süreci yaşayacağız, ama geçişin hızlı olacağı da kesin."
AB'de kullanımı artıyor
Bu arada, AB ülkelerinde yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının arttığı görülüyor. AB'den yapılan açıklamaya göre, 2008 yılında 27 üye ülkede güneş, rüzgar ve biyoyakıt gibi yenilenebilir enerji kaynağı kullanma oranının toplam tüketimin yüzde 10.3'üne ulaştı. Açıklamada, 2007'de bu oranın yüzde 9.7 olduğu kaydedilerek, 2020 yılındaki hedefin ise yüzde 20 olduğu belirtiliyor. AB ülkelerinde İsveç yüzde 44.4 oranıyla en fazla yenilenebilir enerji kullanan ülke olurken, İngiltere'de bu oran yüzde 2.2 düzeyinde kalıyor.
Küresel petrol 2011'de talebi hafif yükselecek
IEA, zengin ülkelerdeki petrol talebi düşüşüne rağmen dünya petrol talebinin gelecek yıl hafifçe yükseleceğini bildirdi. Paris merkezli IEA'nın aylık raporuna göre, küresel petrol talebi 2011 yılında günlük 1.3 milyon varil artışla günlük 87.8 milyon varile çıkacak. Raporda, bu yıl küresel petrol talebinde yüzde 1.6 oranında artış olduğu, bu artışın Çin gibi gelişmekte olan ülkelerdeki petrol talebinde yıllık yüzde 3.8 oranındaki yükselişle desteklendiği kaydedildi. Zengin ülkelerdeki petrol talebindeki düşüşün süreceği ve talebin gelecek yıl 2010'a kıyasla yüzde 0.5 oranında azalacağı belirtildi. IEA'nın raporunda ayrıca, 2010 yılında geçen yıla göre yüzde 2.1 oranında artan petrol talebinin günlük 86.5 milyon varil olduğu ifade edildi.