İçerikle Pazarlama Konferansı'ndan notlar

Güventürk GÖRGÜLÜ
Güventürk GÖRGÜLÜ PAZARLAMA 3.0 [email protected]

Geçen hafta, düzenlediğimiz İçerikle Pazarlama Konferansı'nın iş yoğunluğu nedeniyle yazamadım. Önceki yazıda duyurduğum gibi 11 Mayıs'ta Yalçın Pembecioğlu, Batuhan Apaydın, Hakan Bilginer, Elif Dağdeviren, İvo Furman, Banu ve Onur Ertuğrul gibi dijital içerik dünyasının önemli isimlerini İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde bir araya getirdik. Konferansa ilgi hayli yoğun oldu. Bu arada pek çok dostumuz programları nedeniyle gelemediklerini söylediler, tabii onları da unutmadık. Konferansın tüm video kayıtlarına Pazarlama 3.0 sitesinden ve Youtube kanalımızdan ulaşabiliyorsunuz. 

“İçerik Sizinle Olsun!” başlığıyla gerçekleştirdiğimiz konferansın açılış konuşmasını yapmama rağmen, kendi düşüncelerimi bu köşede sürekli yazdığım için kendimden değil diğer konuşmacılardan söz edeceğim. 

Bilgi İletişim Fakültesi'nde verdiğimiz derslerde insanların yalnızca “medya” olarak tanımlanan araçları değil, mesaj taşıyıcı haline getirebildikleri veya bir anlam yükledikleri her şeyi iletişim için kullanabildikleri konusunda değişik örnekler veririz. Yemeksepeti’nin içerik projesi Yemek.com’un Ürün Müdürü Batuhan Apaydın da konuşmasına yemeğin artık insanların kendini ifade biçimi haline geldiğini belirterek konuşmasına başladı. Yani paylaşılan yemek fotoğrafları yalnızca yemek fotoğrafı değil aslında. Her bir yemek görselini, alttan alta kendimizle ilgili hikâyeleri aktardığımız birer araç olarak kullanıyoruz. 

Apaydın konuşmasında, topluluk yaratmanın ve paylaşılan içeriği üretmenin püf noktalarına değindi. “İzleyicilerin sizi hatırlaması için içeriğinizle öğrenmeleri, eğlenmeleri ya da harekete geçmeleri gerekir” diyen Apaydın, çok paylaşılan içeriklerin de üç ortak yönü olduğunu vurguladı: Pozitif olmaları, aynı anda farklı duygular yaratabilmeleri ve şaşırtıcı olmaları.

Zaytung’un kurucusu Hakan Bilginer konuşmasında daha çok Zaytung ve benzeri sitelerin ana gelir kaynağı olan “Native (Doğal) reklam” üstünde durdu. Edindiği deneyimlere göre reklamverenin ve reklam ajanslarının kendi hazırladıkları metinler üstünde diretmelerinin çoğu kez başarısızlıkla sonuçlandığını belirten Bilginer, reklamverenin native reklam konusunda inisiyatifi biraz mecraya bırakması gerektiğinin altını çizdi.

Pazarlama, reklam ve trend alanındaki haberleriyle tanıdığımızı Bigumigu'nun kurucusu Yalçın Pembecioğlu ise konuşmasında içerik trendlerini anlattı. “Buradaki genç kuşak nereye yöneliyorsa içerik trendi de oraya gidiyordur” diyen Pembecioğlu, artık siteye çağırmak / yönlendirmek yerine sosyal medya üzerinde tüketilebilen içeriğin arttığına dikkat çekti. Pembecioğlu içerik konusunda yapılabileceklerin sınırsızlığı konusunda ise Redbull örneğini verdi. Redbull'un içerikle pazarlamanın ötesine geçerek, ekstrem sporlar konusunda kendi ürettiği içeriği satar hale geldiğini belirten Pembecioğlu, bu alanın Redbull için önemli gelir kaynaklarından biri haline geldiğine dikkat çekti. Yalçın Pembecioğlu'nun dikkat çekici tespitlerinden biri de Snapchat'in dikey video olgusunu kullanıcılara bir format olarak kabul ettirmesiydi. 

Konferansın bir diğer konuşmacısı da Bilgi Üniversitesi'nde doktora sonrası araştırma yapan ve lisansüstü dersleri veren Dr. İvo Furman'dı. Furman ağ analizi yöntemiyle sosyal medyadan nasıl ampirik veri elde edilebileceği konusunda örnekler verdi. Markaların ağ analizini kullanarak ulaşmak istedikleri kitleye kimler ve hangi gruplar aracılığıyla,  ulaşabileceğini tespit etmenin mümkün olduğunu anlattı. 

2015'te Lügat365 projesiyle başarılı bir girişim ortaya koyan Banu ve Onur Ertuğrul ise konferansta Lügat365'in adım adım ilerleme sürecini anlattılar. Yalnızca içeriğin gücünü kullanarak bir marka yaratmayı başaran ikili, marka veya ürüne odaklanmadıklarını özellikle vurguladı. Onur Ertuğrul uyguladıkları stratejinin ürün veya marka değil rüzgar yaratmak olduğunu belirterek “Amacımız kelimelerle ilgili heyecanımızı başkalarına aktarmaktı” dedi. 

Günün sonunda sahneye çıkan EDGE Yapım'ın kurucusu, “Dondurmam Gaymak” ve “İftarlık Gazoz” gibi filmlerde yapımcı olarak imzası bulunan Elif Dağdeviren, bir projenin başarısı için yalnızca fikrin yeterli olmadığını söyledi. Başarı için doğru zamanlama ve doğru kişilere ulaşabilmenin önemine dikkat çeken Dağdeviren, birkaç yıl içinde internet ve yapım maliyetleri arasındaki dengesizliğin ortadan kalkacağını ve dijital dünyada daha kaliteli yapımların ortaya çıkacağını söyledi. 

Toplamda dört saate yakın konuşmanın ve soru cevabın olduğu konferansın tamamını burada özetlemem elbette mümkün değil. Bazı dikkat çekici noktaları sizlerle paylaştım. Dediğim gibi, konferansın tamamını veya ayrı ayrı konuşmacı videolarını Pazarlama 3.0 sitesinden veya Youtube kanalından izleyebilirsiniz.

Bu yazımızı da konferansı kapattığımız gibi “İçerik sizinle olsun” diyerek bitirelim.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Orta vadeli temenniler 21 Eylül 2018