İçerideki gibi dışarıdan da “Kenetlenme” uyarısı...
Kanlı Ankara terörü sonrasında işdünyası ve sivil toplum kuruluşlarının yurt içinde birağızdan, “sağduyu çağrısıyla kenetlenme “ uyurusında önerilerini dile getirdiler.Bu dünkü manşetimizde yer aldı. Siyasi çevrelerde Davutoğlu-Kılıçdaroğlu buluşmasına karşılık, dört siyasi partinin bir arada yer alma ve kenetlenme isteğini ortaya koyduklarını göremiyoruz.. Siyasiler yine birbirlerini eleştimelerini ve karşılıklı suçlamalarını sürdürüyorlar.
Oysa, yurt dışından yapılan yorumlarda da “Türkiye’de derin bir şekilde bölünme olduğu” uyarısıyla “Kenetlenme gereği” ortaya konuluyor. Bu kenetlenme sağlanamazsa,son saldırının yarattığı öfke ile ülkede bölünmenin derinleşebileceği iddia ediliyor. İndependent gazetesi yazarı Ortadoğu uzmanı Patrick Cocburn, BBC’daki yorumunda, Türkiye’nin Ortadoğulaşması kuşkusunu “Türkiye şiddet sarmalının yuttuğu 8 Ortadoğuve Kuzey Afrika ülkesinin yolundan mı gidiyor?” sorusuyla ortaya koyuyor.
Financıal Times’in editoryal sayfasında yer alan yazıda ise “Ankara’daki saldırının yarattığı öfke, ülkedeki bölünmeleri derinleştirebilir. Saldırı tehlikeli kutuplaşmayı besliyor” yorumunu yapılıyor. Türkiye’deki bölünmeyi özetlerken de Cumhurbaşkanı Erdoğan üzerinden şu değerlendirmeye yer veriliyor: ”Seçmenin bir kısmı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı bir kurtarıcı olarak görürken, geri kalanlar onun yozlaşmış bir diktatör olduğunu düşünüyor.”
Yazı Türkiye’nin birçok farklı tehlikeyle karşı karşıya olduğunu, siyasal bir kenetlenmeye ihtiyacı olduğunu belirterek, farklı tehlikeliri şu özetle ortaya koyuyor:
“Suriye’de saldırı düzenleyen Rus uçakları Türkiye’nin hava sahasına girdi. İŞİD Türkiye sınırında. Kürtlerle savaş yeniden alevlendi. Ekonomide zayflama söz konusu. Tüm bunlara ek olarak erken seçimde seçmen kararını değiştirecekmiş gibi görünmüyor. Ülkenin şu an ihtiyacı olan tek şey siyasi olarak hesap verebilirliğin geri dönüp, kutuplaştırılmaya son verilmesi. Eğer bu yapılmazsa, bu önemli NATO müttefiki ve Avrupa Birliği aday üyesi ülke, yönetilemez hale gelecek.”
Financıal Times’teki yorumda , “Saldırının amacı kaos yaratmak idiyse, bunu başarılmış gibi görünüyor. Ülkenin siyasileri birbirlerinin boğazına yapışmış durumda. Kürtlerle ateşkes başarısızlığa uğradı ve iç savaş söylentileri artık kulağa erken gelmiyor.”
Dışardan bize dönük yapılan yukarıda yer alan, bu değerlendirmeleri bütünüyle doğru kabul etmesekte, uyarılarını dikkate almalıyız. Özellikle dün gazetemizin manşetinde yer alan iş dünyasının ve sivil toplum kuruluşlarının “Kenetlenme” çağrısıyla örtüşen, siyasal çatışmada derinleşmerden uzaklaşmayı öneren “Kenetlenme” talebini öncelikle gündeme almalıyız. Toplumun her kesiminden örgütler ve tek tek bireyler olarak siyasilere “teröre karşı biraraya gelip, ortak bir resim verme ve açıklama yapma” konusunda baskı yapmalıyız.