İcazetli tepkisel tavırlar ile bu açmazdan çıkılamaz!..

Uğur CİVELEK
Uğur CİVELEK ARKA PLAN [email protected]

 

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'ndan yapılan açıklamaya göre önümüzdeki hafta yapılacak Para Piyasası Kurulu toplantısında, faiz koridorunu genişletici yönde ölçülü bir adım toplantı gündemine alınacakmış. Ayrıca Eximbank aracılığı ile ihracatçılara kullandırılan kredilerin limiti iki katına çıkarılacakmış. Başbakan'ın geride bıraktığımız hafta sonunda Dolmabahçe Sarayı'nda topladığı ekonomi zirvesi sonrasında yazılı olarak kamuya duyurulan bu açıklamalar ilginç bir görünüm sergiliyor. Durum böyle olunca özerklik konusunu sorgulamak, büyüyen güvensizliğin sebepleri arasına bu tuhaflığı da katmak gerekiyor…

Küresel ekonomiye ilişkin olumsuzluklar güçlenir, gelişmekte olan ekonomiler durgunlaşır ve ticaret hacmi daralır iken haziran ayında ihracatçılara kullandırılan Eximbank kredilerinin faizleri yüzde 4.5'ten yüzde 6'ya yükseltiliyor. Eşanlı olarak mevduat faizleri yükseliyor, sabit getirili menkul kıymetler piyasasında derinlik kayboluyor ve satış baskısı nedeniyle getiriler tehlikeli bir şekilde yükseliyor. Fiilen ve ölçüsüz oranda artan faizlere, Merkez Bankası'nın 6.3 milyar doları aşan döviz satış müdahalelerine rağmen Türk Lirası değer kaybediyor; beklentiler olumsuzlaşıyor. Sermaye Piyasası Kurulu sermaye piyasası işlemlerini, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu ise dövizdekileri muhtemelen talimatla mercek altına alıyor. Bu aşamada sormak gerekiyor; durum böyle iken faiz koridorunun ölçülü bir şekilde genişletilmesi ve Eximbank aracılığı ile kullandırılan kredi hacminin iki katına çıkması ne işe yarayacak? Bunlar çok geç kalınmış tepkisel tavırlar mıdır, yoksa uzmanların bile anlayamayacağı türden proaktif yaklaşımlar mıdır?..

Merkez Bankası'nın yaptığı yazılı açıklamanın hemen ardından Türk Lirası kısmen değer kazanıyor ve borsa kayıplarının cüzi bir kısmını geri alabiliyor. Alınan kararlar çok isabetli imiş ve piyasaların talebi karşılanıyormuş görüntüsü verilerek istenen yönde bir ivme yaratmak üzere manipülatif bir yaklaşım devreye giriyor.

Bu tür yaklaşımlar Türkiye'ye giriş yapmış bulunan yabancıların tercihini etkilemez, fakat yerlilerin dengesini iyice bozabilir. Herkesi balık hafızalı sanıp kendilerinin çok akıllı olduğunu düşünenlerin kurnazlığı kendilerini yakabilir.

Türk Lirası daha fazla değerlenmez veya değer kaybetmeye devam eder ise ne olacak? Ölçülü olacağı söylenen faiz koridorundaki genişlemenin boyutu mu değişecek, yoksa reeskont kredi hacmini artırmaktan mı vazgeçilecek? Ekonomiye ilişkin kurumsal yapının siyasi iradenin talimatı ile iş yapması ve öküz altında buzağı aramasının yarattığı güvensizlik nasıl olup da kaybolacak? Kaybolmaz ve büyür ise neler yaşanacak?.. Geride bıraktığımız hafta içinde Federal Reserve Başkanı'nın yaptığı değerlendirmeler sonrasında yüzde 2.47'ye gerileyen on yıl vadeli Hazine tahvili getirisinin yeniden 2.60 düzeyine yükselmesi dış koşulların düzelmediğini söylüyor, fakat bizimkiler durum tam aksi yönde imiş gibi tiyatro oynamaya kalkışıyor!.. İcazetle alınan kararlardan daha fazlasını beklemek pek mümkün olamayacak gibi görünüyor…

 

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar