İbre negatife dönüyor

Gültekin KARA
Gültekin KARA OTOSTOP [email protected]

 

Geçtiğimiz hafta içinde otomotiv sektörünün mart ayına ilişkin verileri açıklandı. Geçtiğimiz yıl 304 bin olan otomotiv sanayi toplam üretimi yüzde 8 daralma ile 281 bin düzeyine geriledi. Otomobil üretimi ise 168 binden 141 bine inerek yüzde 26 oranında bir düşüş yaşamıştı.

Veriler ihracat açısından incelendiğinde ise geçen yılın ilk üç ayında 213 bin olan toplam ihracat yüzde 6 daralma ile 200 bine, 125 bin olan otomobil ihracatı ise yine yüzde 10’luk bir daralma ile
112 bine gerilemişti.

Aynı dönemde iç pazar verilerini büyüteç altına aldığımızda ise tablodaki gerileme oranlarının çok daha yüksek olduğunu görüyoruz. Toplam pazar 193 binden yüzde 26’lık gerileme ile 143 bin
seviyesine inmiş durumda. Otomobil pazarı ise 122 binden 97 bine inerek yüzde 21’lik bir düşüş yaşamış.

Bu rakamlar sektördeki hiçbir oyuncu tarafından sürpriz olarak karşılanmadı. Zira, herkesin beklentisi bu yöndeydi. Bu beklentileri oluşturan en önemli neden ise geçen yıl ilk çeyreğin tarihin en yüksek  satışları ile kapanmış olmasıydı.

2011’e kimsenin tahmin etmediği bir şekilde hızlı giren otomotiv sektörünün bu hızla devam etmesi pek mümkün değildi. Nitekim öyle de oldu.

Otomotiv pazarının bu yıla ilişkin beklentileri toplamda yüzde 10-15’lik bir daralma olacağı yönünde. Gerçi son dönemde yapılan yorumlarda yıl sonuna ilişkin tahminler olumlu yönde revizyondan
geçiyor. Ama bu revizyonlar oldukça düşük kalıyor. Bakıldığında yüzde 10’luk bir daralma bile Türkiye gibi bir ülke için kabul edilebilir bir düzeyde.

Fakat, iç pazarın bu şekilde seyretmesinin farklı bir sorunu da içten içe büyüttüğü göz ardı edilmemeli. Bu sorunun adı cari açık. Geçtiğimiz hafta yine bu sayfalarda, cari açık konusunda bir haberi kaleme almıştım. Evet, otomotiv sektörü, yılın ilk iki ayında dış ticaret fazlası vermeye başladı lakin bu artışın sürekli kılacak bir ortam henüz oluşmadı.

Aksine, üretim ve ihracat azalırken, iç pazardaki ithalatın oranında herhangi bir değişiklik olmaması çok önemli. İç pazarda satılan her 10 araçtan yedi tanesini ithal araçlar oluşturuyor.
Bununla birlikte mart ayı itibariyle ilk iki ayda yaşanan lüks segment satışlarında da yine bir yukarı yönlü ivme gözleniyor.

Dolayısıyla geçen yıl yüksek ÖTV artışı ile yaklaşık iki aylık bir süre zarfından kesilen lüks segmentte satışlar yine eskisi gibi devam ediyor. Ancak, şurası bir gerçek ki gerek ÖTV artışları,
gerekse üretim kanadının downsizing (küçük motor yüksek güç) politikaları gereği 1.6-2.0 litre arasındaki modellerin giderek yollardan çekilmesi bu alandaki ithalatı kısıtladı. Bakıldığında
toplam pazarın yüzde 8’ini etkileyen bu uygulamalar, adet olarak büyük bir etki yaratmasa da cari açık üzerinde parasal anlamda olumlu etki yapacaktır.

OSD’nin yayınladığı aylık raporda geçen yıl başlayan kredi kullanımını kısıtlamaya yönelik adımların, TL’nin değer kaybı gibi unsurların halen pazarı baskıladığı söylense de ihracata yönelik sinyallerin alarm verdiği de farklı bir gerçek.

Bugün yapılan tüm yorumlarda Avrupa’da kriz ateşinin içten içe yandığı ve olası büyük bir krizin her an patlayabileceği söyleniyor.

Avrupa’da tüketicilerin piyasa üzerindeki tepkileri olumlu ya da olumsuz yönde daha geç hissediliyor. Tüketicilerin karar alma süreçleri bizim gibi dinamik ülkelerden daha farklı işliyor. Tüketime
geçme kararı da kesme kararı da biraz zaman alıyor. Dolayısıyla Avrupalı tüketicilerin tam anlamıyla frene bastığını söylemek için erken.

Onlar frene bastığı zaman, bizim ihracatımıza yönelik rakamlarımızda da artış ya yavaşlayacak ya da duracaktır. Durum böyle olunca da cari açık konusunda ibre negatife dönecektir.
Bu tablo, hükümetin otomotiv sektörü üzerindeki ön yargılı bakışını destekleyecek bir tablodur. Her ne kadar bu önyargılı yaklaşıma destek vermiyor olsam da maalesef hangi hükümet gelirse gelsin otomotive biçilen günah keçisi rolü bir türlü değişmemektedir.

Maalesef, ufukta bu önyargıları kırabilecek bir ışık da yer almıyor. Açıklanan teşvik paketinin detayları netleşse de bunun cari açık üzerinde pozitif yönde bir ivme sağlayacağına pek ihtimal
vermiyorum. O yüzden ilerleyen dönemde otomotiv açısından bence ışık çok parlak yanmıyor.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Hep bana… 18 Mart 2019
Baskınla olmaz 21 Ocak 2019
Rotası olmayan gemi 07 Ocak 2019
Umuda yolculuk 31 Aralık 2018
Otomobile soğan muamelesi 10 Aralık 2018
Feragat edilmiş 19 Kasım 2018
Nereye koşuyoruz… 12 Kasım 2018
Rica ederim yapmayın 05 Kasım 2018
Kurcalama arabayı 22 Ekim 2018
Çelik bile erir 08 Ekim 2018