İade-i itibar müsabakalarından vazgeçilmeli!
Son günlerde gündemimize iade-i itibar tartışmaları girdi. Neden bu konu üzerinde duruluyor diye soracak olursanız, cevap bulmakta aciz olduğumu hemen itiraf ederim ama iktidar partisi odaklı iki gözlem yapabilirim. İlkin, AKP geçmişte yapılan bütün kusurlu işleri ana muhalefet partisine mal edip, bunları düzelteceğini söyleyerek siyasi desteğini arttırmaya çalışıyor. Geçmişe yüklenerek, kendisini yüceltmek bizim orta sağ partilerimizin ortak geleneğidir. Olumlu sonuçlar veriyor olmalı ki modası geçmiyor. İkinci olarak, iktidar partimiz gündemi sembolik meselelerle dolduruyor, insanlarımızı güncel hayatlarını ilgilendiren somut sorunlardan uzaklaştırıyor. Görebildiğim kadarıyla, özellikle ana muhalefetimiz de sürecin bir parçası. İktidar, ana muhalefetimizi çok iyi tanıdığından, her hamlesine bir cevap geleceğini, sonuçta kendi kurduğu oyunda muhalefetimizin de üstüne düşeni yapacağını biliyor. Böylece sonuçsuz ya da nafile heyecanlara sürüklenip duruyoruz.
Gelelim iade-i itibar meselelerine. AKP, Adnan Menderes ve arkadaşlarının itibarının iadesi gerektiğini belirtiyor. Bir CHP milletvekili, öyle ise Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının itibarının iadesini isteriz dedi. Bir de Dersim İsyanı sırasında idam edilen Seyit Rıza ve diğerleri var. Onların da itibarının iadesi isteniyor. Her üç olayda da, insanlar kendilerine isnat edilen suçlardan dolayı idam cezasına çarptırılmışlardır. Bu günkü hukukumuza göre, işlenen suçun mahiyeti ne olursa olsun, idam cezası verilmemektedir. Gerçi başbakanımı idamın geri gelmesini istediğini dile getirdi ama idam cezası olmaması daha doğrudur kanaatindeyim. Yargılamada hata varsa, kişinin idam edilmesi cezayı düzeltilemez duruma getirebiliyor. Sonra, nelerin suç olduğu, hangi cezaların verilmesi gerektiğine ilişkin anlayışlar zaman içinde değişebiliyor. Nihayet, idam cezasının kapısı açılırsa, herkesin kendine göre idamla cezalandırmak isteyeceği eylemler nedeniyle cezanın uygulama alanı kolayca genişleyebilir.
İdam cezası yoluyla ebediyete intikal etmiş insanların itibarının iadesini parlamentodan çok daha etkin biçimde toplum zaten yapıyor. Menderes toplumun büyük bir kesiminde bir halk kahramanı olarak anılıyor. İdam edilmesinin yanlış olduğu düşünülüyor. İsmi üniversitelere, havaalanlarına da verildi. Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının da sol öğrenci hareketlerinin elebaşıları olarak ibret-i alem için idam edildikleri kanısı muhaliflerince bile yaygın biçimde paylaşılıyor. Belirli bir kesimde ise kahraman olarak görülüyorlar. Seyit Rıza ve idama mahkum olan diğerlerinin de olağan yargılama fırsatına bile sahip olmadan asıldıkları düşünülüyor. Bunun yanlış, derin üzüntü duyulması gereken bir eylem olduğu değerlendirmesi geniş kabul görüyor. Özetlemek gerekirse, andığımız kişilerin zaten toplumun kendileriyle ilgili kesimlerinde itibar gördükleri aşikar. Yasa çıkartılarak itibarlarının artması söz konusu değil. İdamlar dolayısıyla mağdur olanların üzüntülerini paylaşmak, bunu çekinmeden ifade etmek üzüntüyü hafifletebilir.
Yapılmaması gereken geçmişin acı deneyimlerinden ders almak yerine onları siyasi rant aracına dönüştürmektir. Partilerimiz iade-i itibar müsabakasından vazgeçebilirlerse memleketin hayrına bir iş yapmış olacaklardır.
Yazara Ait Diğer Yazılar
Tüm Yazılar