Hyperlink to hyperinflation
World Wide Web’de gezinmek için kullandığımız hiperlinkler bağlantı dışında aynı zamanda referans ve atıf vermek, etkileşim, içerik keşfi, sıralama gibi işlevlere sahip. Bu haftaki yazımızda biraz X (sosyal medya + makale + gündem) ile linkleri koparmadan gezinelim.
Son dönemde bizde epistemolojik kopuş heterodoks yaklaşımla, linklerin kopması ortodoks yaklaşımla anılır oldu. IMF Finance & Development Dergisi editörü Gita Bhatt (Mart 2024), Nobel ödüllü Angus Deaton, Jayati Ghosh, Dani Rodrik gibi ekonomistlerin yazılarından oluşan gayet heterodoks sayılabilecek bir sayının giriş yazısında, nöro iktisat (a more human-economics) başlığı atıyor.
Bireysel kredi faizlerinin, kredi kartı taksitlerinin geldiği noktada acı reçeteyi (işsizlik, durgunluk gibi) savunan ana akım görüş bunları sıkılaşma diye görüyor. Aynı ana akım ortodoks görüş döviz karşılığı TL swap, munzam karşılık düzenlemeleri gibi bir önceki dönemin (tek farkla tek haneli faiz oranı varken) aynı heterodoks para politikası uygulamalarını unutmuş gibi görünüyor.
Angus Deaton’ın “Rethinking My Economics” makalesindeki bir pasaj çok tartışılacak cinsten: “Öyle bile olsa, son yarım yüzyılda büyük bir başarı elde eden iktisatçılar, şu anda işlediği şekliyle kapitalizmde çıkar sahibi olmakla suçlanabilir. Ayrıca (belki de belirsiz) bir ana akım hakkında yazdığımı ve ana akım olmayan birçok iktisatçının bulunduğunu da söylemeliyim.”
Ghosh’un “Why and How Economics Must Change” makalesi de Deaton’dan az kalır değil: “Mesleğin içindeki güç yapıları, önde gelen dergilerin zorbalığı ve akademik ve profesyonel istihdam da dâhil olmak üzere, ana akımı farklı şekillerde güçlendiriyor.”
Rodrik “Addressing Challenges of a New Era” ile neoklasik neoliberal ekonomi anlayışının çöktüğünü söylüyor: “Son yıllarda ana akım ekonomi, “neoliberalizm” olarak adlandırılan belirli bir dizi politikayla yakından ilişkilendirilmeye başlandı. Neoliberal politika paradigması, piyasaların kapsamının (küresel piyasalar dâhil) genişletilmesini ve hükümet eyleminin rolünün kısıtlanmasını desteklemektedir.
Bugün bu yaklaşımın birçok önemli açıdan başarısız olduğu yaygın olarak kabul edilmektedir.” Özetlemek gerekirse anlı şanlı ekonomistler ana akımdaki pop(üler) iktisatçılara; ezberlerinizi bırakın, çıkar çatışmaları(nız) bugünün sorunlarına fayda etmiyor, insan faktörünü ekonomide dışlamayın diyorlar.
ChatGPT bile heterodoks politikaları öne çıkarıyorsa. Profesör Olivier Blanchard “Fiscal Policy Under Low Interest Rates” kitabında (MIT Press, Ocak 2023) yüksek bütçe açıklarında düşük faizin para politikasına olan faydalarını da yazıyor.
Dolar gibi baz paraya sahip olan ülkelerin bütçe ve cari açıklarının sorun olmadığı ve kendi paraları ile borçlandıkları için rezerv sorunu yaşamadıklarını iddia ediyor (bizdeki) ana akım. Credit Suisse’i (UBS) kurtarmak için Fed ile milyarlarca dolar swap yapan İsviçre Merkez Bankası, (ki Basel ve BIS ile (merkez) bankacılığın(ın) merkezidir), üst üste zarar açıklıyor. Bizde aynı ana akımın iddiasıysa merkez bankası zarar etmezdi.
Fed’in tahvil portföy zararı Eylül 2023’de 1.3 trilyon dolar. CHF, USD olunca sorun değilken, KKM için değerleme hesabında taşınan ulusal para TL bakiye niye sorun? Devamı haftaya önerisi ile. University of California’dan Sebastian Edwards “Is the U.S. Current Account Deficit Sustainable? If Not, How Costly Is Adjustment Likely to Be?” Brookings makalesinde (2005) ABD’nin cari açığını inceliyor.
En iyimser senaryoda bile doların 3 senede %13-23 arasında reel düzeltme yaşayacağı sonucuna varıyor. Ve 2008’de dolar euroya karşı %33 değer kaybediyor. Son olarak hiperenflasyon. Bizde enflasyon henüz zirveyi görmeyince yapılan tartışmalara, ana akımdan hiperenflasyon diye teknik tanımı istediğiniz gibi değiştiremezsiniz dendi.
Yıllık enflasyon %200’ü aşarsa denirmiş. Hiperenflasyon tanımını koyan kişi Phillip Cagan (1956). Cagan kitabında hiperenflasyon için tanımlanmış doğru bir seviye aralığı yoktur diyor. IMF makalesinde, 1920-46 arası 7 hiperenflasyonu inceleyen Cagan’a atıfla, hiperenflasyon için aybaşında %50’yi aşıp ay sonunda %50 altına düşmesi tanımını veriyor. Umarız linkleri koparmadan sözlerimizdeki ışıltıyı görebildiniz.