Hyman Minsky

UZMAN GÖRÜŞÜ
UZMAN GÖRÜŞÜ dunyaweb@dunya.com

Murat Berk / Yapı Kredi Yatırım

Tarih, genel kabul edilen görüşlerin her zaman doğru olmadığını pek çok defa kanıtlamıştır. Bunun yanında aynı görüşlerin doğru olması durumunda bile daha iyiye ulaşmak için olaylara, görüşlere şüpheci bakmanın ve daha iyisini aramanın olumlu sonuçlar doğurabileceğini yine tarihin gösterdiğini ekleyebiliriz.

Keynes'in 1930'larda çok önemli eserler üretirken, genel kabul gören görüş yatırım ve tasarrufun birbirine mutlaka eşit olması gerektiğini söylemesini örnek olarak gösterebiliriz. Bu görüşün doğru olmakla birlikte statik bir muhasebe denklemi gibi ele alındığında eşitliğin milli gelirin yüzde 25 oranında işsizlik ile uyumlu bir düzeyde sağlandığı görüldü.

Tasarruf = Yatırım totolojisinin yarattığı analitik zincirlerini kıran Keynes, özel yatırımın istihdamı artırmak için yeterli olmadığı durumlarda kamu yatırımlarının devreye girmesini savundu. Bugün Keynes için getirilen haksız eleştirilerin ardında da bu gerçek var. Aslında, Keynes'in çok önemli katkısının, bireylerin toplamı için geçerli olan doğrunun, makro düzeyde ekonomi ve toplum için en iyi sonucun olmadığı fikriydi..

Geçen zaman içinde Keynes ismi tüm dünyada son derece popüler hale geldi. Çok daha az bilinen ve Keynes'ten esinlenmiş başka çok önemli bir iktisatçının geliştirdiği analitik çerçevelerin ise günümüz finans ve ekonomisi açısından önemli olduğunu düşünüyoruz.

Bahsettiğimiz kişi Hyman Minsky... Finans ve ekonomi düşüncesine yaptığı katkıların Schumpeter'inkinden farklı olarak "yıkıcı yaratıcılık" gibi Wall Street ve danışmanlık çevreleri tarafından benimsenmeyeceğini öngörüyoruz. Bununla birlikte önümüzdeki yıllarda Hyman Minsky'nin popülaritesinin artacağını da tahmin ediyoruz.  Makroekonomiye yaptığı en büyük katkılardan biri geliştirdiği "Finansal İstikrarsızlık Hipotezi". Minsky, açıkça kendisinin Keynes'in fikirlerinden esinlendiğini belirtiyor. Minsky'nin önemli katkılarından birinin borç yapılarında istikrar sağlayan ve istikrarsızlaştırıcı arasında ayrım yapılabilmesi için bir çerçeve sunması. Minsky'nin analizlerinde finansal sistemin yapısı ve işleyişi önemli bir yer tutuyor. Özellikle de yaratılan borcun sistem davranışına etkisi, borç çeşitleri ve dinamiklerine ayrı bir önem veriyor.

Günümüz dünyasındaki sorunlara baktığımızda da egemen görüşlerin kamu açıklarının azaltılmasına yönelik olduğunu görüyoruz. Alınan önlemleri de özel sektörün kazandığından daha az harcamak, net özel sektör borcunu düzeltmek için kapasitesini ve net tasarruf azaltmak  şeklinde özetleyebiliriz. Bu önlemler alınırken de birçok ülke ciddi tereddütler yaşıyor. Zira mali sıkılaştırmaların ekonomiler üzerinde genişletici etki yaratması için cari işlemler dengelerinin düzelmesi gerekiyor. Her ülkeninin böyle bir yola sapması ise ciddi bir durgunluğu beraberinde getirebilir.  Mikro düzeyde bireyler ve ülkeler için doğru gözüken önlemlerin, tüm dünya ele alındığında olumsuz sonuçlar yaratmaya aday olduğunu düşünüyoruz.

Keynes ve Minsky'nin analitik perspektiflerinden faydalandığımızda ise farklı bakış açıları edinebiliriz. Kredi büyümesi ile desteklenen büyüme döngülerinde cari dengenin kötüleşmesi alışıldık bir durum olarak kabul ediliyor.Bunun yanında cari dengenin seyrinden daha önemli olan konulardan birisi de bu cari açığın sebebi olarak görülmelidir.

Bu tip dönemlerde borç yapılarının sistem üzerindeki etkilerini ve ekonomilerde değişik fiyat seviyelerinin, sistem gelirlerinin hangi sektörlere kaydığını, borçların nerelerde biriktiği gibi dinamikleri de göz önüne almak gerekiyor. Oluşmuş fiyat yapılarının devamı için sistem genelinde hangi harcama düzeylerinin gerektiği bunun için ise kredi genişlemesine artan miktarda bağımlı hale gelinmiş olması bizce önemli.

Acaba Yunanistan gibi bazı ülkelerin sorunlarının temelinde uzun süreli özel sektör kredi büyümesinin çarpık ekonomik yapıları olabilir mi? Daha sonra, herhangi bir sebepten ötürü, ortaya çıkan borçlara ilişkin güven sorunları kriz aşamasına gelmiş olabilir mi?

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Euro nereye koşuyor? 03 Ağustos 2017