Hukuka güven, yargıya saygı...

Taylan ERTEN
Taylan ERTEN ANKARA'dan [email protected]

Doğu'da Kars, Güneydoğu'da Adıyaman, kuzeyde Samsun, güneyde Adana, ile Antalya, batıda Denizli ve nihayet Eskişehir... Bu yedi il herhangi bir konuda Anadolu iş dünyasının "ortak hissiyatını" temsil eder, yansıtabilir mi, bilemem.

Ama, Anayasa Mahkemesi'nin iktidar AKP hakkında "temelli kapatılma" istemli davayı sonuçlandıracağı tarihi bir zaman diliminde o illerin ekonomilerini temsil eden kanaat önderlerinin "hukuka güven, yargıya saygı" bileşiminde buluşmaları en azından güçlü karine değeri taşır.

Türkiye siyasi, ekonomik, sosyal, kültürel bileşenleriyle çok zorlu bir dönemden geçiyor. Daha doğrusu geçmeye çalışıyor. "Zoru" oluşturan sebepleri, müsebbipleri burada tartışacak değiliz. "Temel olguya" bakacağız. Bugünün "temel olgusu" iç ve dış sebeplerin, müsebbiplerin foto muhabiri diliyle "çamura" dönüştürdüğü bir Türkiye fotoğrafıdır.

Böyle bir fotoğrafın toplumun tüm sınıf ve katmanlarında tepkileri henüz dışa vurulmayan, fakat ciddiyet derecesi yüksek bir "psikolojik travma" yarattığı gerçeği de temel olgunun büyük parçalarından birisi... Ekonomi ve iş dünyasının bu travmayı algılamaması elbette mümkün değil.

Bekleme durumu                       

Anadolu iş dünyasının önemli kanaat önderleri, yaşadığımız dönemden bir zaman dilimi sonrasını kestirememenin tedirginliği içinde. Ancak, kesinlikle bir "panik" hali görülmüyor. Gelişmeler serinkanlılıkla, sükžnetle izleniyor.

DÜNYA Mikro Politika'ya yansıyan bu serinkanlı duruş "Anayasa Mahkemesi'nin kararı ne olursa olsun hukuka ve yargıya güven" duygusuyla birleştiğinde verilen mesaj şöyle özetlenebilir: Anayasa Mahkemesi, AKP'yi kapatsa bile, doğuracağı siyasi sorunlara rağmen demokratik meşruiyet içinde çıkış yolları bulunur. Kapatmazsa da öyle...

Ayrıntıya inildiğinde yedi ilin iş dünyası önderleri arasında kötümserlik dozu yüksek farklı değerlendirmeler de var. Bunların arasında Eskişehir Sanayi Odası Başkanı Savaş Özaydemir'in sözleri dikkati çekiyor:

"Öyle bir durumdayız ki, alternatifsiz bir ortam... Öyle olsa ne olur, böyle olsa ne olura bile yanıt yok. Boşluğa bakar vaziyetteyiz. Ekonominin durumunu ise; global etkiden mi, yerel etkiden mi anlamak mümkün değil. Bazı insanlar vardır, sürekli ağır çekmekten ağrıya alışır. Biz de ülke olarak belirsizliklere ve kriz ortamına alıştık, kanıksadık; bekle gör sürecindeyiz."

Kaygının koyusu...

Siyasi durumdaki belirsizliği ve riskleri "hukuka ve yargıya güven çıpasına" bağlayan kanaat önderleri için asıl kaygı verici durum ekonomide... Bu noktada geleneksel söylem öne çıkıyor: Durumlar kötü, gündem siyaset değil, ekonomi olmalı.

Ne var ki, burada da duygular karışık. Bir görüş, AKP hakkında olumsuz bir yargı kararının ekonomiyi fazla etkilemeyeceği kanaatinde. Neden? Çünkü, ekonomi zaten kötü gidiyor; özellikle Anadolu ekonomisi... Diğer bir görüş ise, aksini savunuyor: AKP kapatılmazsa ekonomi olumsuz etkilenmez.

En net değerlendirme ise Adana Sanayi Odası Başkanı Ümit Özgümüş'e ait: "AKP'nin kapatılması ya da kapatılmaması Türkiye'yi siyasi olarak çok fazla etkilemez. Kapatılırsa yerine yeni oluşumlar çıkar."

Hepsi bu kadar mı? Değil. Özgümüş'ün yan sayfada tamamını okuyacağınız şu tespiti ilginç: "Türkiye AKP ile yoluna devam edemez; çünkü, uyguladığı politikalarla Türkiye Batı'nın finans sömürgesi haline geldi." Anayasa Mahkemesi kararına "az kala" Anadolu kanaat önderlerinin duygu ve düşünceleri böyle.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Atilla Karaosmanoğlu 13 Kasım 2013