Hukuk işlemezse asıl yolsuzluk ve yoksulluk artar
Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, geçen hafta yapılan Türkiye Müteahhitler Birliği'nin (TMB) 32. Olağan Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, hukukun iyi işlediği ülkelerde iş yapmanın daha kolay olduğunu, ancak bu ülkelerde de kâr marjlarının diğer ülkeler kadar yüksek olmadığını söyledi.
Konuşmanın alt metninden hukukun iyi işlememesinin daha karlı bir şey olduğu çıkıyor. Bu doğru mudur? Evet doğrudur. Ama bu iktidarın çevresindeki “oligarklar” açısından doğrudur.
Hukukun üstünlüğü ve temel özgürlüklerden uzaklaştıkça, keyfi uygulamalar artar ve bunun doğrudan bir parçası olarak ekonomik kaynaklar iktidar çevresindeki oligarklara, imtiyazlı yandaşlara akmaya başlar. Oligarkların servetinin ve karlarının olağanüstü artması, hem emekçi kesimin hem de oligarklar dışındaki sermaye kesiminin ekonomiden aldığı payın azalması anlamına gelir.
Dünyada hukukun üstünlüğü ilkesinden uzaklaştıkça yolsuzlukların arttığını gösteren örnekler çok. Dünyanın büyük ekonomik güçleri arasında Rusya’dan Çin’e, yoksul ülkelerde Afrika’dan Latin Amerika’ya birçok ülkede bu ilişkiyi net bir şekilde görmek mümkün.
Türkiye de bu çerçevenin dışında değil. Uluslararası alanda kabul gören hukuk endeksleri ile yolsuzluk endekslerinde Türkiye’nin aldığı notların son yıllardaki seyri de hukuk geriledikçe yolsuzlukların arttığını söylüyor.
Dünya Adalet Projesi’nin Hukukun Üstünlüğü Endeksi’ne göre Türkiye’nin endeks değeri 2014’ten bu yana sürekli olarak geriliyor. 1 üzerinden yapılan değerlendirmeye göre 2014’te 0.50 olan Türkiye’nin Hukukun Üstünlüğü Endeksi değeri, 2015’te 0.46’ya, 2016’da ise 0.43’e geriledi.
Türkiye Hukukun Üstünlüğü Endeksi’nde dünyada 113 ülke içinde 99. sırada yer alıyor. Dünyada son sıralarda yer alın Türkiye, aynı kategoride değerlendirildiği 13 Doğu Avrupa ve Orta Asya ülkesi arasında da son sırada yer alıyor. Türkiye’nin dünya sıralamasında en gerilerde yer aldığı göstergeler yürütmenin denetim ve dengelenmesi ile hükümetin şeffaflığı ve temel haklar.
Türkiye, hukukun üstünlüğü alanında irtifa kaybederken yolsuzlukta yükseliyor. Uluslararası düzeyde yolsuzluklar alanında çalışmalar yürüten Uluslararası Şeffaflık Kurumu’nun Yolsuzluk Endeksi’ne göre Türkiye’nin yolsuzluk algısı son yıllarda sürekli yükseliyor.
Yolsuzluk Algısı Endeksi’nde Türkiye’nin sıralamadaki yeri 2013’te 53 iken 2014’ten itibaren hızla daha da aşağılara düşmeye başladı. 2016’ya kadar Türkiye’nin yolsuzluk algısı sıralaması 22 sıra kötüleşerek 75’e düştü. Türkiye dünya yolsuzluk algısı sıralamasında Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) üyesi ülkeler arasında Meksika’dan sonra en kötü durumdaki ikinci ülke durumunda.
Türkiye’nin hukuk ve yolsuzluk alanındaki paralel kötüye gidişinin sonuçlarını hem yabancı yatırımlarda hem de yurtiçi yatırımlarda net bir şekilde görüyoruz. Merkez Bankası’nın ödemeler dengesi verilerine göre Türkiye’ye bir yılda doğrudan yatırım, portföy yatırımı ve mevduat olarak giren toplam yabancı kaynak miktarı 2012’de 59.78 milyar dolar düzeyindeydi. Yabancı kaynak girişi, Türkiye’de otoriterleşme eğiliminin güçlendiği 2013 Gezi olayları ve sonrasında belirgin bir şekilde azalmaya başladı. Yabancı kaynak girişi 2015’te 20.44 milyar dolar, 2016’da 23.70 milyar dolar ile 2012’nin çok ciddi şekilde altına düşmüş durumda.
Sadece yabancılar değil yerliler de 2013 sonrasında yatırımlarda çekingen bir tutum içinde. TÜİK’in yeni milli gelir serisine göre 2013’te yüzde 13.84 büyüyen yatırımlar, sonraki yıllarda bu hızı hiç yakalayamadı. Son yıllardaki yatırımların büyüme hızı global kriz öncesi dönemin ortalamasının da ciddi şekilde altında. 2016’da yatırım büyümesi sadece yüzde 3.02 oldu. Kamu yatırımları ile inşaat yatırımları hariç tutulduğunda özel kesimin makine teçhizat yatırımında durum daha da kötü.