Hugo Boss'u nasıl okudum?

Rüştü BOZKURT
Rüştü BOZKURT BUZDAĞININ DİBİ [email protected]

Hugo Boss’un İzmir Serbest Bölgesi'ndeki tesislerini daha önce de gezmiştim. O zaman fabrika kapalı alanın büyüklüğü, kalabalık çalışanlar, işin mekanikleri dikkatimi çekmişti.Tesisin yarattığı istihdam ilgi alanımızdaydı; bugün bulunduğu konumun ve arayışların temel kavramlarının hiç biri zihin dünyamızın ilgi menzilinde değildi.

Joachim Hensch, Nurgül Şahin Bengi, Döndü Ünal Haktar, Sarper Arslan ve Naim Kutlu ve diğer çalışanların içten, heyecanlı anlatımları için koca bir gün yeterli olmadı. Daha derinden inceleme yapmak için, geniş zaman harcamak; gelişmeleri, yazmanın namusu olan “fikr-i takip”ilkesiyle izlemek gerekiyor.

Hugo Boss yöneticilerinin “farkında olduklarını” düşündüğüm gerçeklikleri birkaç başlıkta toparlamak istiyorum: Birincisi, dijital teknolojinin “sınırsız bağlantı olanaklarının” yarattığı yeni ekonomi ve yeni değer sisteminin nereye gittiğini kavramışlar. Bu yeni teknolojinin değer üretiminde yarattığı yapılanmaların “izleyicisi” olma yerine “öncüsü” olma tercihini zihinlerinde netleştirmişler. Gözlediğimiz gelişme, ülkemiz hazır giyim üretiminde olumlu atılımın ilk basamağını oluşturacak, ciddi bir fırsat yaratacak potansiyellere sahip.

İkincisi “sınırsız iletişim potansiyelinin” yeni değer yaratmadaki fırsatları. Herhangi bir elektronik araçla ulaşılan her yerdeki üreticilerin “potansiyel rakip”, tüketicelerin de “potansiyel müşteriye” dönüştükleri bir zamandan geçiyoruz. İletişim, üretim sisteminde “bireyin öznel ihtiyaçlarını” öne çıkarıyor. Milyonlarca insan, milyonlarca zevke göre çeşitlenen bir üretim sürecine hazırlıklı olmak, önce zihinde hazırlık gerektiriyor; Hugo Boss’da anlatılanların tam da bu eğilime yanıt aradığı kanısına ulaştım.

Üçüncüsü iş süreçlerinin bütün aşamalarında; değer yaratma zincirinin bütün halkalarında “eşzamanlı gözetim ve denetimin” yarattığı kalite, performans ve verimlilik için tesis yöneticilerinin ve çalışanlarının geldiği bilinç düzeyiydi: Dünyada olup bitenler izleniyor; tesisin kendi olanak ve kısıtları nesnel biçimde değerlendiriliyor; orta ve uzun dönemli geleceği güven altına almak için dinamik bir yol haritasına sahip olmanın anlamı derinliğine kavranmaya çalışılıyor.

Son çözümlemede, “vakit ve nakit kazancı” sağlayan adımlar bilinçle atılıyor: Sözleşmeleri, işlemleri ve kayıtları daha üst değerler üretmek için izleme konusunda ortak anlayış, ortak dil ve ortak iddia, emek-yoğun alanlardan biri olan hazır giyim sektöründe gelecek için ciddi umutlar yaratan adımların atılmasını görmek insanı sevindiriyor.

Çok yakın gelecekte ülkemizde hazır giyim alanında, “yeni değer üretme yapısına ve işlevine” tanıklık edeceğiz. Bu ileri düzeyli çabaların arkasında durmak, fikri-takibini yapmak ve en etkili yol ve yönlemlerle ilerlemesini sağlamak gerekiyor.

Neden önemsedim?

Hugo Boss’ deki çalışmaları neden önemsediğimi de paylaşmalıyım: Birincisi, Hugo Boss gibi dünya geneline yayılmış, marka oluşturmuş bir kuruluşun “dünya genelindeki birikimi, ülkemizdeki tesisine taşıması” başlı başına önemli bir gelişme.

Fabrikadaki çalışmaların asıl önemli yanı, “kendine özgü olan üzerinden kalite, performans ve verimlilik inşa etme” çabası. Taklidi zor olacak, rekabet ömrünü uzatacak olan bu özgün düşünce biçimi. Başkalarından aktarılan birikim yanında, kendi birikimini katarak hüneri yaratıcılığa taşıma çabasının avantajı önemli.

Bir başka boyut, çalışmaların sadece tesisin kendi sınırları içinde hapsetmeden, ülkemize ve dünyaya açılma kararlığı. Geliştirilen yeni iş yapma metotları ve teknikleri, özel bir hizmet alanıyla entegre edilerek gelir yaratacak olan “Hugo Boss Solutions” inisiyatifi de ülkemizde hazır giyim sektörünü de bir üst basamağa çıkarmaya katkı yapacak gibi gözüküyor. Beklentilerimden bir başkası da,” Sektörde piyasa yapıcılığın teknik uyum boyutuna katkının” önemi.Bu ülkemizdeki hazır giyim sektörünün rekabet ömrünü uzatacak bir adım; istihdam açısından da önemsenmesi gereken bir katkı.

Hugo Boss yöneticilerinin çabası, "orta ve uzun dönemde birikim yeteneklerini koruma ve geliştirmenin” çok ciddi bir arayışı. O nedenle, siyasi irade, bürokrasi, girişimciler ve sivil inisiyatiflerin titizlikle izlemesi ve destek olması gereken anlamlı bir girişim.

Mucizeleri insan aklı yaratır

Çok odaklı, çok kültürlü yapı içinde bir kuruluş, dış süreçlerin birikimini ülkemize aktarma fırsatlarını iyi değerlendirirse hep birlikte kazanırız. Dijital dönüşümü izleyen, iç süreçlerini yeniden yapılandıran ve işine derinlik kazandıran bir kuruluş öğrenme süreçlerimizi hızlandırır; bu önemli katkı asla gözden ırak tutulmamalı. Bir kuruluşun çalışanlarının birikimi ile insanlık birikiminin sentezlenmesi ülkemiz için bir sıçramanın adı olabilir.

Mucize yoktur; insanın çalışma, araştırma ve üretme azmi vardır. Hugo Boss’ un çalışmalarını da bir mucizeye dönüştürmek, hepimizin ortak aklı olmalıdır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar