Hoşgeldin “Denizcilik Bakanlığı”

Dr. Hakan ÇINAR
Dr. Hakan ÇINAR SIRADIŞI [email protected]

Geç de olsa, söylemekten ve bu konuda ısrar etmekten yorulmaya başlamış olsak da, umudumuzu neredeyse kaybetmek üzere olsak da, sonunda birileri sesimizi duydu ve Denizcilik Bakanlığı kuruldu, ne mutlu bize.

Bugün kalktığımda, nedense pek yapmadığım bir şeyi yaptım ve televizyonda haberleri izleyeyim dedim. Gördüğüm manzara, duyduğum haber beni havalara fırlattı. Haberlerdeki spiker bile, adeta haberi okurken mutluluk duyuyor, bunu gözlerine de yansıtıyordu. Kelimeler dudaklarından birer birer ne de hoş dökülüyordu: “Sayın seyirciler, bugün Türkiye için önemli bir gün. Üç tarafı denizlerle çevrili olan ülkemizin de, 82 yıl aradan sonra, artık denizcilikten sorumlu bir Bakanlığı var. Denizlerin her açıdan çok önemli olduğu muhakkak. Dünya ticaretinin büyük bölümü, tarihin derinliklerinden bu yana, hep deniz yolu ile sağlanmış, ülkeler savunma stratejilerini ağırlıklı olarak denizyolu üzerine oluşturmuş, denizler ve deniz taşımacılığı bu anlamda hep çok fazla önemli olmuştur. Avrupa ile Asya’nın birleştiği noktada yer alan Ülke’miz, gerek iç suları ile, gerekse etrafını çevreleyen önemli denizleri ile çok önemli bir deniz ülkesidir. Yanı sıra, deniz ürünlerinin de çok önemli bir gelir kaynağı oluşturduğu, Ülkemizde milyonlarca kişinin balıkçılık ile geçimini sağladığı düşünüldüğünde, denizcilik gerçekte hep çok önemli bir yere sahip olmuştur. Ancak  yetkililer bugüne dek Denizcilik Bakanlığı kurulması yönünde  düşünce ve girişimleri olmasına rağmen, maalesef gerçekleştirilemediklerini hatırlatarak, artık bu konudaki eksikliğin kurulacak Bakanlık ile çözümleneceğini belirtmişlerdir. Denizcilik Bakanlığı bir kez daha hayırlı olsun diyerek, bir sonraki haberimize geçiyoruz”

Kimbilir bu habere kimler ne kadar çok sevinmiştir diye düşünmekten kendimi alamadım. Balıkçılıktan geçimini sağlayan kişiler, liman işletmecileri, armatörler, forwarderlik mesleğini icra edenler, gemi ve yat inşa edenler, tersane çalışanları, onların aileleri… 70 milyonu aşan nüfusumuz ve her zaman söylediğimiz coğrafi konumumuzun dünyada büyük güç olabilmemiz yolundaki önemi muhakkak. Ancak, bu gücü kullanabilmemizin ve süper güçler arasında yer alabilmemizin elbette belli gereklilikleri var.

Dünya üzerinde yer alan ve ‘Denizci Devlet’ sıfatı kazanan devletleri incelediğimizde, bu devletlerin coğrafi özelliklerinin sağladığı ve denizcilik gücü kapsamına giren potansiyel kaynakları işler duruma getirip menfaat ve geçim kaynağı sağlar hale getirtebilmeyi başarması, yanı sıra, devletlerin içinde bulunduğu siyasi, ekonomik, askeri ve coğrafi koşulların onları bir denizcilik gücü oluşturmaya ve elbetteki bunu bir avantaja dönüştürmeye zorladığı göze çarpmaktadır. Ülkemiz, coğrafi açıdan son derece avantajlı bir konumda görünse de, Uluslararası bazda denizcilik faaliyetlerinden yeterince pay alamamaktadır. Belki de denizciliği bir    ülke politikası olarak görememiş olmamız,  gerek tüm yönleri ile denizciliği, gerekse gemi ve yat inşasını istenilen seviyelere taşıyamamıştır. Önderimiz Atatürk, 1927 yılında TBMM’nin açılışında yaptığı konuşmada, “En güzel coğrafi vaziyette ve üç tarafı denizlerle çevrili olan Türkiye; endüstrisi, ticareti ve sporu ile en ileri  denizci millet yetiştirme kabiliyetindedir. Bu kabiliyetten istifadeyi bilmeliyiz, denizciliği Türk’ün milli ülküsü olarak düşünmeli ve onu az zamanda başarmalıyız” diyerek, ta o günlerde denizciliğe verilmesi gereken önem ve hassasiyete işaret etmiştir.

Neyse ki artık ülkemiz için böylesine önemli olan denizcilik konusunda da bir Bakanlığımız var diye tam seviniyorken, eşimin “haydi artık uyan, çok keyifli bir rüya gördün sanırım, yüzünde gülücükler var” sesi ve manidar bakışları ile o keyif dolu uykumdan uyandım.(!) 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar