Hoşgeldin 2012

UZMAN GÖRÜŞÜ
UZMAN GÖRÜŞÜ dunyaweb@dunya.com

Şevket KERESTECİ / FİNANSINVEST

2012'ye Avrupa ile ilgili tedirgin edici gündemin gölgesi altında girilmesine rağmen geçtiğimiz hafta yurtdışı hisse senedi piyasaları sakin kalırken emtia ve para piyasaları kısmen daha hareketliydi. Bu haftadan itibaren, yurtdışında sene sonu tatil havasının tamamen geride kaldığını ve Avrupa odaklı gündemin tekrar yoğunlaştığını gördük. Pazartesi günü Almanya Başbakanı Merkel ile Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy bir araya geldiler. Neredeyse iki hafta öncesinden ilan edilen ancak piyasalarda önemli bir beklenti yaratmayan görüşme sonrasında gelen açıklamalara göre, liderler bölge ekonomilerinin nasıl desteklenebileceğini öncelikli olarak masaya yatırdılar. Mali entegrasyon konusu ve buna yönelik görüşmelerin sürdüğü, 1 Mart'a kadar tamamlanmasının hedeflendiği belirtildi. Almanya ve Fransa'nın Avrupa İstikrar Mekanizması'nın (ESM) sermayesinin güçlendirilmesi konusunda güçlü bir destek vereceği bildirilirken, Avrupa Maliye Bakanları'nın finansal işlemler üzerinden alınacak vergiler konusunda çalışmalarını hızlandırmaları talep edildi. Yunanistan'a yardım paketi ile ilgili görüşmelerde ilerleme sağlanamazsa yardım diliminin ödenemeyeceği ifade edilirken, Yunanistan ile ilgili gönüllü borç yapılandırma işlemlerinin yakın zamanda tamamlanabileceği belirtildi. Euro Bölgesi'nde olmayan Macaristan'ın geçtiğimiz hafta bir tahvil ihalesine çıkması, ancak düşük talep nedeniyle ihaleyi geri çekmesi dikkatleri bu ülke üzerine toplamıştı. Aslında Macaristan Hazinesi'nin vadesi dolan hiçbir tahvilini piyasalarda çevirememesi durumunda bile Nisan sonuna kadar gerekli finansmana sahip olduğu hesaplanıyor. Ancak yine de, Macaristan'ın Euro Bölgesi'ndeki sıkıntılardan ilk etkilenen bölge dışı ülkelerden biri olabileceği ve IMF ile AB'den yardım isteyecek diğer bir ülke olabileceği speküle edilmekte. Düşük vergi gelirlerinde yeni düzenlemeler talep edilen Macaristan'da şimdilik hükümetin ilgili isteklere karşı somut adımlar attığının görülmemesi ise bu ülkenin de kontrollü bir temerrüt riskinin tartışılmasına neden oluyor. 

TCMB tarafından yapılan açıklamalarda gerekli görüldüğü takdirde gün içi döviz satım ihaleleri düzenleneceği belirtilmişti. Söz konusu ihaleler için azami tutar 50 milyon dolar olarak belirlenirken, düzenlenecek ihale sayısına ilişkin ise bilgi verilmedi. Yeni uygulamasıyla sıkılaştırmayı desteklemek isteyen Merkez Bankası'nın brüt döviz rezervinin 80 milyar doların altına gerilediğini düşünürsek önümüzdeki dönemde Merkez Bankası'nın doğrudan müdahaleler yerine rezervi daha kontrollü harcamayı sağlayacak gün içi döviz satım ihalelerini kullanmayı tercih ettiğini görebiliriz. TCMB'nin TL'deki değer kaybına karşı aldığı önlemlerle TL'nin bir miktar toparlanma ihtimali bulunuyor. Ancak Avrupa borç krizine yönelik kaygılar nedeniyle USD'nin küresel para piyasalarında değerleniyor olması USD/TL'de yukarı yönlü baskı yaratıyor

İMKB'de geçtiğimiz hafta ortasından itibaren belirgin bir negatif ayrışma gördük. TCMB'nin uyguladığı sıkı para politikalarının yurtiçinde faizleri son iki yılın en üst seviyelerine çekmesi, eriyen rezervlere karşın kurda tatmin edici bir düşüş olmaması, Avrupa ekonomilerinde baş gösteren yavaşlama risklerine ek olarak Merkez'in sıkı parasal duruşunun da etkisiyle bu sene GSYİH büyüme oranının yüzde 1'e doğru inmesinin beklenmesi ve bunun şirket kârlarını baskılayacak olması İMKB'yi aşağı çeken faktörler oldu. Ancak, son dönemde İMKB'de dolar bazında farkedilir şekilde yaşanan bu negatif ayrışmanın göreceli endekslerde uzun vadeli teknik destek noktalarına gelinmesine neden olduğunu ve bu durumun bir tepki beklentisi doğurabileceğini de hatırlatırım.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Euro nereye koşuyor? 03 Ağustos 2017