Hoş hayaller ve acı gerçeklerin çatışması!

Uğur CİVELEK
Uğur CİVELEK ARKA PLAN [email protected]

Hareket yeteneği önemli ölçüde daralan finansal piyasalar, para otoritelerinin muhtemel söylem ve eylemlerinde teselli aramaya devam ediyor. Günü kurtarmak adına kullanılabilecek olanlar olabildiğince abartılıyor, riskten kaçınma eğilimini ve bunun türevi olan kırılganlığı kontrol altına almak yönünde yoğun çaba harcanıyor! Mevsimlik koşulların da katkısı ile piyasaların iyice sığlaşmaya başlaması, evdeki hesapların çarşıya uymasını zorlaştırıyor. 

Sıfır veya negatif düzeydeki reel faizlere rağmen durgunlaşma eğiliminin dalgalı bir şekilde güçlenmeye devam ediyor olması ise mecburen görmezden geliniyor! Tüketim ve yatırım eğilimlerinin, ağırlaşmış sorunlar ve büyüyen dengesizlikler nedeniyle umulan tepkiyi veremediği gerçeği büyük ölçüde ihmal ediliyor. Gelişmiş ekonomiler ile gelişenler, olumsuz sonuçların sebebini birbirlerinde arama gafletinden kurtulamıyor. Likidite tuzağında çırpınmak dışında pek bir şey yapılamıyor! 

Geride bıraktığımız haftanın ikinci yarısında yaşanan bazı gelişmeler, riskten kaçınma eğiliminin geri dönmesini önlemek amacı ile kullanıldı. Avrupa ile Çin Merkez Bankalarının söylem ve eylemlerinin işe yarayabilecek kısımları, gerçekçi olmayan değerlendirmeler ile abartıldı. Birinin Aralık ayında parasal genişlemeyi artırabilecekleri söylemi ile diğerinin para politikasını gevşetme ve piyasalar üzerindeki denetimi azaltma yönündeki eylemleri ön plana çıkarıldı. 

Avrupa Merkez Bankası parasal genişlemeyi artırma olasılığından bahsediyor; fakat gelişenler cephesindeki olumsuz eğilimlerin evdeki hesabın çarşıya uymasını engellediğini de itiraf ediyor. Başka bir deyişle gelişenlerdeki durgunlaşma eğiliminin yönü değişmediği sürece ek parasal genişlemeler, hem işe yaramayacak ve hem de ciddi yan tesirler söz konusu olabilecek. Eğer Çin’deki hamleler işe yaramaz ise küresel düzeyde çok ciddi sıkıntılar yaşanabilir. 

Geride bıraktığımız haftanın son iş gününde, Çin para otoritesi kısa vadeli faizleri ve zorunlu karşılık oranlarını düşürdü; mevduat faizleri üzerindeki tavanı kaldırarak piyasa ortamında şekillenmesine izin verdi. Yıllık enflasyon yüzde 1,6 iken, faizleri bir çeyrek puan gerileterek yüzde 1,35 seviyesine geriletti; zorunlu karşılık oranları ise yarım puan düşürülerek yüzde 17,5 seviyesine çekildi. Yüzde 1,5 düzeyindeki mevduat faizlerindeki tavan ise kaldırıldı. Olumlu beklenti yaratmak adına, finansal piyasaları yönlendirenler Çin hakkındaki eski söylemlerini hafızalarından silmek zorunda kaldı! 

Batılıların çok uzunca bir süredir iddia ettiği gibi Çin’deki sorunlu kredi hacmi çok yüksek ise, ciddi sıkıntılar yaşanabilir; mevduat faizlerinin piyasaya bırakılması, faizlerin yükselmesine ve söz konusu ekonomi ile diğerlerinde durgunluğun derinleşmesine sebep olabilir! Bu olasılık herkesin hesabını bozarak riskten kaçınma eğilimini güçlendirebilir! Küreselleşme yanlıları, günü kurtarmak adına Çin’in tüm siyasi hamlelerini görmezden gelmek veya desteklemek zorunda kalabilir! 

ABD para otoritesinin önümüzdeki hafta içinde yapacağı Açık Piyasa İşlem Komitesi Toplantısı da, beklentiler açısından önemli! Verilecek mesajlar son bir aydaki yapay eğilimleri sonlandırabilir! Yıllık enflasyonun yüzde 1,9 a ve işsizlik oranının yüzde 5,1 e dayanmış, yeniden yükselişe geçen varlık fiyatlarının ise balon riskini alevlendirmiş olması şahince tavırların ön plana çıkmasına sebep olabilir! Çin kökenli gelişmelerin abartılmış ve Trans Pasifik anlaşmasının devreye girmiş olması da bu yöndeki bir tercihi destekleyebilir! Dereyi görmeden paçayı sıvamaya pek meraklı olan finansal piyasalar, gelişmeleri kontrol altına almakta çok zorlanabilir! 

Ayrıca son bir ay boyunca emtia fiyatlarındaki hareketlerinin döviz ve sermaye piyasaları genelindeki eğilimleri desteklemediğini dikkate almak, jeopolitik gelişmelerin orta vadeli beklentiler üzerindeki olumsuz katkılarını da hesaba katmak gerekiyor. Riskten kaçınma eğilimini zamana yaymaya çalışarak gelişmeleri kontrol altında tutmak konusundaki zorlamaların başarı şansı azalıyor. Yönlendirme amaçlı masal ve abartmaların etkisi ise, hızlı bir şekilde azalmaya devam ediyor. Sürdürülebilir olmayan eğilimlerden oluşan saadet zinciri onarılamıyor!

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar