HOMEROS’u Facebook doğruladı
Dünya edebiyatının en eski destanlarından İlyada ve Odise’nin, yazarı Homeros’un Milattan Önce 8’inci yüzyılda zihninde canlandırdığı bir kurmaca olmadığı, tam aksine, “büyük ölçüde” yaşanmış olayları anlattığı bilimsel olarak gösterildi. Oysa, Homeros’un gerçekten yaşayıp yaşamadığı 1870’lere kadar bile tartışma konusuydu. Belki de yaşadığı sanılan (Nasreddin Hoca gibi) biriydi? Buna rağmen destanları aksiyon yüklüydü, olaylar çok cazipti: Truva Savaşları’nı anlatan İlyada ile bu savaşa katılmış Ülis (Ulysses) adlı kahramanın ülkesine geri dönmeye çalıştığı çileli yolculuğunu anlatan Odise, matbaa icat edilene kadar ezberlenerek kuşaktan kuşağa sözlü olarak aktarıldı.
“Dunbar Sayısı” nedir?
Matbaadan itibaren milyonlarca kişi bunları kitap olarak okudu. Buna rağmen, iki destanın da mitolojiye dayalı hayal ürünü olduğu, Truva Savaşı diye bir şeyin yaşanmadığı, Truva diye bir yerin olmadığı düşünülüyordu. Ama, yüzyıllar içinde, yazarın da Truva’nın da gerçek olduğu anlaşıldı. 2012’de ve nihayet geçen hafta ise, iki eserinin de yine gerçek olayları anlattığı saptandı. Bu sonuca ulaşmada Facebook’un dolaylı bir de etkisi oldu üstelik! Şöyle: Facebook’ta ağların oluşumuna dair araştırmasıyla tanınan evrim antropoloğu Prof. Robin Dunbar, insanların en fazla 150 değişik kişiyle anlamlı ilişki kurabileceğini hesaplamıştı. Ama Facebook’ta sayının çok çok daha fazla, ama gerçek yaşamda sayının çok çok daha az olduğunu biliyoruz. Nitekim, 2009’da Burger King, “Facebook’ta 10 arkadaşını sil, bedava burger ye” kampanyası yapınca, iki hafta içinde 82 bin 771 kişi, 233 bin 906 “arkadaşını” sildi- bir bedava burger uğruna! Bu “ağ oluşumu” konusu, yeni araştırmada kullanıldı işte.
Homeros, gerçeği yazmış
Sosyal ağ ilişkilerinin kurulma, sürdürülme biçimlerini temel alan üç fizikçi, yaptıkları istatistik analizler sonucunda Ağ Teorisi kavramını açıklamaya yarayan ilkeleri Odise’ye uyguladılar. Bu destandaki ağ bağlantıları Facebook’ta nasıl şekillenirdi diye baktılar. Sonuç: Evet, Odise’deki karakterler (tanrılar, canavarlar dışında) gerçek ağ bağlantılarına sahip. (The Odyssey’s mythological network. Pedro J. Miranda, vd., https://doi.org/10.1371/journal. pone.0200703) Fizikçiler, Odise’deki 342 karakterin bin 747 ilişkisini analiz ettiler. Bunlar arasında “kurmaca olmayan” bağlantılar buldular. Destanı oluşturan 24 kitaptaki her bir durumun/ olayın, gerçek yaşamda bir ağda oluşabilme ihtimalini istatistik olarak hesapladılar. Destandaki “tanrıları ve canavarları” dışarda bırakarak yaptıkları analiz, ilişkilerin gerçek yaşamda mümkün olduğunu gösterdi. Böylece, İlyada’da anlatılan Truva Savaşı ile sonrasının anlatıldığı Odise’nin, “gerçekten” yaşandığını 3 bin yıl sonra nihayet öğrendik.
İlyada öyküsü de gerçek
Aslında, benzer bir analizi 2012’de uygulamalı matematikçi iki bilimci İlyada, Victor Hugo’nun Sefiller'i, Shakespeare’in Üçüncü Richard trajedisi, Tolkien’in Yüzüklerin Efendisi, J.K.Rowling’in Harry Potter romanları için yaptılar. İlyada’da saptadıkları 716 değişik karakter arasındaki ağ bağlantıları, destanın “hayal ürünü” olamayacağını, bağlantıların Facebook benzeri yapıda olduğunu gösteriyordu (Universal properties of mythological networks. Pádraig Mac Carron & Ralph Kenna. http://iopscience.iop.org/article/10.1209/0295-5075/99/28002/meta)
Fizikçi, tarihçi mi oldu?
Tarihe, edebiyata yeni bilgiler katan bu iki makalenin yazarları arasında tarihçi, edebiyatçı yok. Fizikçi ve “uygulamalı” matematikçi var. Dijitalleşmeyle gelişen yeni bilim alanları, yeniden tanımlanan eski alanlar, hepsi birden dünyanın dününü, bugününü, yarınını farklı değerlendirmemizi sağlıyor. Daha sırada yapay zekânın “anlayacağı” sosyal sorunlar, konular var. Şimdilik tıpta, bir doktorun, değil bu hayatında, gelecek hayatında bile göremeyeceği kadar çok MR gören yapay zekâ uygulaması, hastalık tanımları oldu. Tarih, edebiyat, sosyoloji araştırmaları da emin olun, sırada.