Hollywood’a yapay zekâ
Bir rejisörün, bir sinema oyuncusunun, senaryoyu baştan sona okuyup, notlar çıkartarak karakter tahlili yapmaya uğraşmasına son! Yapay zekâyla çalışan ScriptHop (Hop diye senaryo!) yazılımı, bütün senaryoyu “okuyup” bütün karakterlere ait özellikleri “hop diye” çıkartıyormuş.
Karakter, senaryoda kaç kelime laf etmiş? Kaç kere görünmüş? Ne kadar süreyle? Başka karakterlerle diyalogları nasılmış? Bütün bunları bir yazılım, sayısal olarak hesaplıyor. Ama, daha “insani” özellikleri de ayırt ediyor. Nasıl biri bu karakter? Ne gibi zaafları var? Güçlü yanları nedir? Sözün kısası, yazılım “yazar” oluyor.
ScriptHop’un ortak mucidi senaryo analisti Scott Foster, şimdiye kadar 5,500 senaryo okumuş. 12 yıl bu işi yaptıktan sonra bilişimci Brian Austin’le, “otomatik senaryo okuyucu” bir yazılım geliştirmeye karar vermiş. Sonuç? Senaryoyu bir çırpıda okumak 4 saat alırken, bu yazılımla süre 4 saniye. Üstelik, karakterlerin yukarıda yazılı olan, olmayan özelliklerini de listeleyerek…
Yapay zekâya tapınma dönemindeyiz ya, bir başka start-up da benzer bir iş yapıyor: ScriptBook’un yapay zekâsı, senaryoyu “okuyup” ticari başarı beklentisi hakkında fikir yürütüyor. Çünkü filmlerin yüzde 86’sı gişede umulan geliri tutturamıyormuş. Yapay zekâ film stüdyolarına, prodüksiyon şirketlerine, yetenek ajanslarına, dağıtımcılara, yatırımcılara, “yüksek getiri sağlayacak senaryoları seçme” fırsatı verecekmiş. Amaç, senaryo ile gişe arasındaki sihirli denklemi tutturmak.
ScriptBook’un 2017 ve 2018 “başarısı” hakkında yaptığı açıklamaya göre, 50 sinema filminin yarıdan azı “arzu edilen geliri” tutturmuş. Burada ölçüt, bir filmin yüzde 86 maddi getiri sağlaması.
Neden yüzde 86 da, örneğin yüzde 93 değil? Yapay zekânın elbette bir bildiği var! Ama işte, o bile bilemeyebiliyor: “Get Out” adlı korku filmi için 56 milyon dolar kâr tahmini yaptığı halde film tam 176 milyon dolar kazanmış. Yazılım, “Disaster Artist” filmi için 10 milyon dolar getiri beklerken, film –mütevazi olsa da- 21 milyon kazanmış.
Bu yapay zekâlar, belki düzsel mantıkla ve diyalogla ilerleyen ortalama filmlere yararlı olabilir? Ama felsefi derinliği olan, söylenmeyenlerin, sessizliklerin daha yoğun olduğu, sinema dili daha güçlü senaryoları da anlayacak mıdır? Bunu bilemeyeceğiz. Çünkü start-up’ların yükselişi haber olur, ama batışı haber olmaz.
Hollywood’da “bir sonraki en çok gelir getiren film” hayalleri kuranları, yapay zekâyı sessiz sedasız kullanmaya doğru Netflix iteliyor. İnternet üzerinden film yayınlama sitesi olarak 1997’de işe başlayan Netflix büyüdü, büyüdü, bir dev oldu. Yazılım, ABD’de 60 milyon, dünya çapında 91.5 milyon abonesinin film seçeneklerini özenle saklıyor. Hatta, seçenek cazibesini artırmak için filmleri listelediği bölümde kullandığı görselleri sık sık değiştirerek: Listeye sanki “yeni” bir film eklemiş algısı yaratarak. Evet Netflix bu alanda ilk yenilikçi şirketti, ama şimdi potansiyel rakipleri sıra sıra: Walt Disney, Apple, Warner Media, NBC Universal. https://on.wsj.com/2LquSd0
Yapay zekâ rol kesiyor
2016 Oscarı'nda en başarılı görsel uygulama ödülü alan Ex Machina, yapay zekânın “ne hınzırlıklar” yapabileceği korkusunu yüreklere salan gerilimi bol bir filmdi. Ex Machina, Latince, “bir araç veya makine vasıtasıyla” demek. Film, bizde de gösterildi. Görmemiş olanlara bir özet burada:
Oda tiyatrosu gibi tasarlanmış filmde, dünyanın “en büyük” arama motorunu icat etmiş über-bilişimci Mr Garland’ı görüyoruz. Bir başarısı daha var: Dünyanın “en ileri” yapay zekâlı robotu Ava’yı da yapmış. (Bu rolde, son yılların gözdelerinden esmer İsveçli Alicia Vikander). Şirketinde çalışan saftirik Caleb’i, malikanesine bir görevle davet ediyor: Caleb, süper robot Ava ile sohbet edecek, onu Turing Testi’nden geçirecek. Yani: Robot bir makine midir? Yoksa, kendi “zihni” var mıdır? İnsan gibi düşünebilir mi? Davranabilir mi? Duygu gösterebilir mi? Eğer, insandan “farkı farkedilmiyorsa,” Turing Testi’ni geçecek.
Caleb’in karşısına, Asimo değil, tam tersine seksi bir kadın, çok güzel, mükemmel zeki, “adeta” insan gibi, ama robot Ava çıkmaz mı? Caleb, Ava’ya tutulmaz mı? Hele Ava, robot yapısının üzerine bir de kadın gibi giyinerek Caleb’in karşısına çıkınca?
Ex Machina, yapay zekânın “bilinç kazanırsa” neler olabileceğine dair bir kurmacadan ibaretti. Acaba “derin öğrenme, makine öğrenmesi” gibi sözcüklerle tanımlanan süreçlerin son durağının adı “bilinç kazanma” olacak mı? Boğaziçi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Levent Akın’ın dediği gibi, “Robotların dünyayı yönetmesi, bizim ne kadar aptal olacağımıza bağlı.” (Hürriyet,21.07.19)
Bu işin, yüzyıllar öncesinden gelen bir ortak bilinci var gelişmiş ülkelerin kültür tarihinde. Onların ve taa İslam’ın otomasyon icatlarından (örneğin El-Cezeri v.b.) bu yana, mekanik ile organiği bağdaştırma çabası, nihayet bugünkü teknoloji ve dijitalleşme sayesinde bin yıl gecikmeyle gerçekleşmeye doğru gidiyor. Hollywood burada baş yapımcı.
Dizide “bir lokma” dönemi
Ama acaba Hollywood artarak hızlanan teknolojiye nasıl ayak uyduracak? New York Times, bu konuyu eşeleyen “Sinema filmi önümüzdeki 10 yılda nasıl hayatta kalır?” başlıklı uzun makalede 21 sinema yapımcısı, yönetmeni, oyuncusuna fikirlerini sordu: https://nyti.ms/2N9NFuO
Görüş belirtenler arasında, “Quibi” adlı yepyeni bir yayın biçimi planlayan Jeffrey Katzenberg (Dreamworks Animation kurucusu), en yenilikçi yanıtı verdi: “Sinema, iki saatte, tek oturumda seyredilen bir görsellik olarak başladı. Bir sonraki aşamada, televizyonda bir saatlik bölümlerde izleniyor. Üçüncü aşamada ise iki saatlik bir film, 7 – 10 dakikalık bölümlere bölünerek izlenecek.” [Quibi=Quick bite=Bir lokmalık, tadımlık]. Katzenberg ve ortağı Meg Whitman (Bilişim devi Hewlett-Packard HP eski CEO’su) Quibi’yi Nisan 2020’de mobil uygulama olarak sunmaya başlayacaklar. Sinema filmleri, diziler, videolar en çok 10 dakika sürecek kısa bölümler halinde çekilip yayınlanacak. Amerikan haber/eğlence kanalı NBC ile işbirliği yapacak Quibi’de sabah ve akşam, “bir lokma haber” aynı anlayışla sunulacak. Katzenberg ve Whitman’ın “NewTV” adını verdikleri şirkete 1 milyar dolarlık ilk destek 21st Century Fox, Disney, NBC, Sony Pictures, Warner Media, Viacom, eOne, ITV, Lionsgate, MGM, Alibaba, Goldman Sachs, JPMorgan Chase diye uzayıp giden kurumlardan geldi. Bu isimler, “bak-geç, tıkla-geç” kuşağı için Quibi’nin, yeni bir mecra olacağına inandıklarını gösteriyor: YouTube ve Snapchat’ten bir tık daha kaliteli, ama Netflix ve benzeri Hulu’dan bir tık daha geride, ikisinin arasındaki boşluğu 25 – 30 yaş grubu için doldurma vaadi var. Bakalım, yapay zekânın burada nasıl bir işlevi olacak?•