Hollanda krizi, ekonomiye nasıl bir fatura çıkartır?

İsmet ÖZKUL
İsmet ÖZKUL KRİTİK AÇI [email protected]

Bir anda Hollanda ile de bir diplomatik krizimiz oluverdi. Rusya krizi hafızalarımızda taze olduğu için aklımıza ilk gelen birinci soru “Kriz ne kadar uzar, çok sürer mi?”, ikinci soru ise “Zaten kırılgan olan ekonomi bu krizden nasıl etkilenir?” oluyor.

Hollanda karşılıklı ekonomik ilişkilerde doğrudan yatırımlar, dış ticaret ve turizmde Türkiye ekonomisi açısından değişen oranlarda ancak küçümsenmeyecek paylara sahip. Bu paylar yatırımlar ve belirli sektörlerin dış ticaretinde ciddi boyutlara ulaşıyor.

Bu yüzden bu krizin tedirginlik yaratması da, ekonomiye faturasının da, ne kadar sürebileceğinin de merak edilmesi normal. Bunun için Hollanda ile ekonomik ilişkilerin hangi alanlarda ne düzeyde olduğuna bakmak gerekiyor. Bunu farklı boyutlarıyla aşağıda ele alacağız.

Ancak şu kanaatimizi rakamların analizine girmeden ifade etmekte yarar var: Bu kriz uzun sürmeyecek, 16 Nisan referandumu sonrasında gündemden çıkacak ve normalleşme yolları bulunacaktır. Yaratılan kriz ortamı, dış politikada Türkiye’ye zarar verse de, asıl olarak iç politikada referandum gündeminin bir aracı durumda. Referandum bitince bu araca ihtiyaç da bitmiş olacak.

İşin ekonomik boyutuna gelirsek Hollanda’nın Rusya gibi Türkiye’nin kolunu büküp zorlayabilecek bir etki gücü yok. Ancak Hollanda’nın Türkiye için ekonomik önemi, Türkiye’nin Hollanda için öneminden kat kat yüksek. Krizin uzaması ve ekonomik yaptırımlara yönelmesi halinde Türkiye’nin alacağı hasar, Hollanda’nın hasarından çok daha fazla olur.
Örneğin Türkiye’nin ihracatında Hollanda’nın payı yüzde 2.52 düzeyinde. Hollanda’nın ihracatında Türkiye’nin payı ise sadece yüzde 0.62. Aradaki fark 4 katı geçiyor. Türkiye’nin ithalatında Hollanda’nın payı yüzde 1.51, Hollanda’nın Türkiye’nin ithalatındaki payı ise yüzde 0.74. Burada da fark 2 katı aşıyor. Farkın ihracatta daha yüksek olması, Türkiye açısından bir diğer olumsuz nokta.

Krizin uzayarak yaptırımlar haline dönüşmesi halinde ihracatta en fazla etkilenen sektörler otomotiv, tekstil ve giyim, bilgisayar, ormancılık ve balıkçılık ile atık ve hurda sektörleri olacak. Otomotiv, tekstil ve konfeksiyon Hollanda’ya ihracatın miktar olarak en yüksek olduğu sektörler. Bilgi işleme cihazları, ormancılık, balıkçılık, atık ve hurda sektörlerinde ise Hollanda’ya ihracatın toplam ihracat içindeki payı göreli olarak yüksek.

Kriz halinde ithalat cephesinde sıkıntıya girecek sektörler ise kimya ile tütün işleme sektörleri olabilir. Kimyada Hollanda’dan yapılan yıllık ithalat miktarı 1 milyar dolara yakın. Tütün işlemede ise Hollanda’dan yapılan ithalatın toplam tütün ithalatındaki payı yüzde 41’i buluyor.

Gurbetçiler hariç turizmde Hollanda’nın payı turist sayısında yüzde 2.84, turizm gelirinde ise yüzde 3.52 düzeyinde. Oran nispeten düşük olmakla birlikte gerilim halinde en hızlı etkilenecek sektör turizm olduğu için, 2017’de en belirgin fatura turizme çıkabilir.
Türkiye’nin ekonomide Hollanda’yla bağının en yüksek olduğu alan ise doğrudan yatırımlar. Türkiye’deki toplam 139 milyar dolarlık doğrudan yabancı yatırımın 22 milyar doları yani yüzde 15.8’i Hollanda’ya ait. Hollanda’nın payı, yüzde 8 ile kendisinden sonra gelen ABD’nin iki katı. Bu koşullarda Türkiye’nin kriz yüzünden Hollanda yatırımlarını rahatsız etmeye kalkışması akıl dışı bir şey olur.

Türklerin yurtdışındaki doğrudan yatırımlarında da Hollanda açık ara önde. Türklerin yurtdışındaki toplam 30.65 milyar dolarlık doğrudan yatırımının 11.33 milyar dolar ile yüzde 37’si Hollanda’da. Hollanda’nın buradaki payı, yüzde 12.1 ile kendisinden sonra gelen Azerbaycan’ın 4 katı.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar