Hizmet akdine tabi çalışma
SGK’lı olmanın/sayılmanın temel şartlarından birisi de hizmet akdine tabi çalışmadır.
SGK 11.12.2014 tarih ve 2014/32 sayılı Genelge ile 2013/11 sayılı Genelgede önemli değişiklikler yaptı. Bu değişikliklere geçtiğimiz haftadaki yazımızda değinmiştik. Genelgede işlenen önemli bir husus da hizmet akdine tabi çalışma kavramıdır.
4857 sayılı İş Kanunu'nun 8'inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca “İş sözleşmesi, bir tarafın (işçi) bağımlı olarak iş görmeyi, diğer tarafın (işveren) da ücret ödemeyi üstlenmesinden oluşan sözleşmedir. Ücret, iş görme (emek) ve bağımlılık iş sözleşmesinin belirleyici unsurlarıdır.
İş sözleşmesini eser ve vekâlet sözleşmelerinden ayırt eden en önemli unsur bağımlılıktır. Adı geçen üç sözleşmede de ekonomik bağımlılık bulunmakla birlikte, iş sözleşmesinde işçi, belirli veya belirsiz süreli olarak işveren için çalışır. Vekâlet akdinde ise vekil kural olarak uzmanlığı bakımından iş sahibinin talimatları ile bağlı değildir.
İş sözleşmesini belirleyen başka bir ölçüt hukuki-kişisel bağımlılıktır. Gerçek anlamda hukuki bağımlılık, işçinin işin yürütümüne ve işyerindeki davranışlarına ilişkin talimatlara uyma yükümlülüğünü üstlenmesi ile doğar. İşçi, edimini işverenin karar ve talimatları çerçevesinde yerine getirmek durumundadır. İşçinin bu anlamda işverene karşı kişisel bağımlılığı da bulunmaktadır. İş sözleşmesinde bağımlılık unsurunun içeriğini; işverenin talimatlarına göre hareket etmek ve iş sürecinin ve sonuçlarının işveren tarafından denetlenmesi oluşturmaktadır. İşin işverene ait işyerinde görülmesi, malzemenin işveren tarafından sağlanması, iş görenin işin görülme tarzı bakımından iş sahibinden talimat alması, işin iş sahibi veya bir yardımcısı tarafından kontrol edilmesi, bir sermaye koymadan ve kendine ait bir organizasyonu olmadan faaliyet göstermesi, ücretin ödenme şekli kişisel bağımlılığın tespitinde dikkate alınacak yardımcı olgulardır. Sayılan bu belirtilerin hiçbiri tek başına kesin bir ölçü teşkil etmez. İşçinin, işverenin belirlediği koşullarda çalışırken, kendi yaratıcı gücünü kullanması, işverenin isteği doğrultusunda işin yapılması için serbest hareket etmesi, bu bağımlılık ilişkisini ortadan kaldırmaz. Çalışanın işyerinde kullanılan üretim araçlarına sahip olup olmaması, kar ve zarara katılıp katılmaması, karar verme özgürlüğüne sahip olup olmaması bağımlılık unsuru açısından önemlidir.
Yargıtay bir kararında avukat ile yapılan sözleşmede takip edilen dava ve icra dosyaları sebebiyle aylık sabit ücret ödeneceğinin öngörülmesi, taraflar arasındaki ilişkiye iş ilişkisi niteliğini tek başına kazandırmayacağını belirtmiştir. Dikkat edilirse düzenli olarak bir ücret ödenmesi taraflar arasındaki ilişkinin iş ilişkisi niteliğini tek başına kazandırmayacağı hususu vurgulanmıştır. Önemli olan bağımlılık, ücret ve iş görme borçlarının birlikte var olması ve iş ilişkisinde işçinin işveren emir ve talimatlarına göre hareket etmesidir.
SGK söz konusu genelgede doktrin ve Yargıtay kararları doğrultusunda kabul edilen çoğu görüşü benimsemiştir. Buna göre; “Kanunda hizmet akdi 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nda tanımlanan hizmet akdi ve iş mevzuatında tanımlanan iş sözleşmesi olarak tanımlanmış olup, 6098 sayılı Kanun'un 393'üncü maddesi ile hizmet sözleşmesi, işçinin işverene bağımlı olarak belirli veya belirli olmayan süreyle iş görmeyi ve işverenin de ona zamana veya yapılan işe göre ücret ödemeyi üstlendiği sözleşme olduğu, işçinin işverene bir hizmeti kısmi süreli olarak düzenli biçimde yerine getirmeyi üstlendiği sözleşmelerinde hizmet sözleşmesi sayılacağı öngörülmüştür. Hizmet akdi iki taraflı akitlerden olup tarafları birbirine taahhütlerle bağladığından, hizmet akdinde hukuki bağımlılık şarttır. Hizmet akdinin varlığından söz edilebilmesi için işçinin işverenin emir ve görüşleri doğrultusunda işverenin gösterdiği yerde belirli ya da belirsiz sürede çalışması ve bunun karşılığında da işverenden ücret alması gerekmektedir.”
Özellikle hukuki bağlılık unsuru vurgulanmış ve genelgede tanımlanmıştır. Buna göre “Hizmet akdi iki taraflı akitlerden olup, tarafları birbirine taahhütle bağlar. İşçi, emeğini işverenin emrine veren, hizmetin görüldüğü sürece ona tabi olan, yani hizmeti işverenin emir, talimat ve denetimi altında yapmak zorunda olan kişidir. İşveren ise buna karşılık işçiye ücret vermeyi vaat eder.”
Sonuç olarak, SGK denetim elemanlarınca “sigortasız işçi çalıştırma” değerlendirmesi yapılmadan önce, kişi ile işveren arasında nasıl bir ilişkinin olduğu netleştirilmeli, tüm hususlar detaylıca incelenmeli ve teşvik iptaline kadar giden ve ağır yaptırımları olan bu hususta daha dikkatli olunmalıdır.