Hızlı Kargo Tebliği: İlginç bir çelişki
29 Haziran 2019 Cumartesi günü tarihli ve 30816 sayılı Resmî Gazete’de Ticaret Bakanlığı tarafından, Posta ve Hızlı Kargo Taşımacılığı’na ait 4 numaralı Gümrük Genel Tebliği’nde değişiklik yapılmasına dair seri No: 6 tebliğ yayımlandı.
Bu tür değişiklik tebliğlerinin yayınlanması olağan işlemlerdendir. Uygulamaların izlenmesinden elde edilen sonuçlara veya devlet politikasında öngörülen farklılıklara göre hemen hemen her konuda her bakanlık kendisine ait tebliğlerde değişiklik yapar.
Burada belirttiğimiz tebliğin de ilginç bir yönü var.
Çünkü bu tebliğ ihracatımız açısından hem hızlandırıcı ve hem de engelleyici unsurlar taşıyor.
Önce bardağın dolu tarafını görerek bakalım…
Değişiklikle, hızlı kargo taşımacılığı ile ihracat yapmaya çalışan, özellikle e-ticaret erbabının önü bir hayli açılmıştır.
Yapılan değişiklik aynen şöyle: “(6) Kararın 126’ncı maddesi kapsamında miktarı brüt 300 kilogramı ve değeri 15.000 euroyu geçmeyen ihracat rejimine konu eşyanın beyanı bu tebliğ hükümleri çerçevesinde operatör tarafından yapılır.”
Daha önceki tebliğde bu sınırların, brüt 150 kilogramı ve değeri de 7.500 euroyu geçmeyecek şekilde düzenlenmiş olduğunu düşünürseniz, e-ticaret ile ihracat yapmaya çalışanların önünün ne kadar açıldığını tahmin edebilirsiniz.
Akıl edenlere ve uygulamaya koyanlara da teşekkür ederiz.
Şimdi de bardağın boş tarafını görerek bakalım…
Aynı tebliğe eklenen bir madde ile de şöyle bir kısıtlama getirilmiş; “ (9) Kararın 126’ncı maddesi kapsamında aynı kişi adına bir ayda en fazla 5 taşıma senedi muhteviyatı eşyanın serbest dolaşıma girişine izin verilir.”
Bu değişiklikle, piyasaya kontrolsüz bir şekilde ve yoğun miktarda giren ve daha kötüsü vergilendirilmeden pazara sürülerek hem devletin gelirlerinin azalmasına neden olan ve hem de haksız rekabet yaratan “Ticari olmadan getirilip, ticarete konu edilen ithalat” işlemlerinin önünün kesilmesinin amaçlandığını düşünüyorum.
Fikir doğru, hareket de yanlış değil amma pireden kurtulalım derken bu madde ile yorganı yakar hale geliyoruz.
Çünkü…
Kimyasal madde ve tekstil ihracatçıları ile hizmet ihracatı yapan laboratuvarlara gelmesi gereken numunelerin önleri eklenen bu madde ile kesiliyor. Bu madde üzerinde tartışırken düşüncemiz “ aynı kişi adına “ ifadesinin, şirketleri kapsamayacağı yönünde idi.
Konuyu görüştüğümüz arkadaşlarımızın çoğunluğu da bu fikre katılıyorlardı.
Gel gelelim ki gümrük yetkilileri bu ifadeyi, özel ve tüzel kişilikleri de kapsayacak şekilde algılıyor ve şirketlere gelecek numunelerin de bu 5 adetlik kısıtlamaya tabi tutulacağını beyan ediyorlar.
Şimdi eklenen bu maddenin getirdiği sıkıntılara bakalım.
Yurt dışındaki şirketlere endüstriyel analiz hizmeti veren laboratuvarların hali perişan.
Çünkü bu işletmeler, gelen örnekleri analiz ederek verecekleri sonuç raporları üzerinden para kazanıyor ve ülkeye döviz getiriyorlar.
Şimdi Bakanlık bu işletmelere “Siz 5 taneden fazla analiz hizmeti vermeyin” diyor.
Siz bu laboratuvarlar ayda 5 analiz ile kaç para kazanabilir dersiniz?
Düşünmeye değer bir sorudur bu…
Hani biz hizmet ihracatının önünü açmaya çalışıyorduk.
O kadar görkemli kutlamalar yaparak ödüller veriyorduk.
Hiç kimsenin aklına gelmeyen bir hizmet kaleminden döviz gelmeye başlarken, birileri bu kapıyı, hizmet ihracatçısının burnuna vurarak kapatıyor.
İlginç bir davranış…
Tekstilcilerin ve kimyacıların gelen ve giden örneklerini sayamıyorum bile.
Bu sektörlerde numune gelmeden ve gönderilmeden işlerin yapılamayacağını Mısırdaki sağır sultan bile biliyor. Böyle bir kısıtlamanın doğuracağı sonuçların ne kadar ağır olabileceği hiç düşünülmedi mi acaba?
Bazı kendini bilmezlerin, çok kıymetli kimyasal maddeleri, küçük değer beyanları ile küçük miktarlarda amma sürekli olarak getirdikleri ve bu kısıtlama ile onların önlerinin kesildiği fısıltıları etrafta dolaşıyor.
Bu doğru olabilir amma tekstil ve kimya sektörlerinin yaptığı ihracatların büyüklükleri göz önüne alındığında, böyle kısıtlamaların getirilmesinden daha fazla, kötü niyetlilerin işlemlerinin nasıl engellenebileceğinin düşünülmesi daha önemli değil midir?
Bürokrat dostlarımız kızmasın amma bu tür kararların alınması öncesinde onların da iş insanı penceresinden ve geniş bir perspektiften bakmaları çok fayda getirecektir.
Bu satırları yazdığım zamana kadar (15 Temmuz öğlen ) anılan tebliğde düzeltme yapılması ile ilgili herhangi bir şey olup olmadığını sorduğum Hazreti Google, olmadığını bildiriyordu.
Umarım daha fazla gecikme olmadan gereken düzeltmeler yapılır ve ihracatçılarımızın önüne çıkarılan engeller kaldırılır.