Hızlı gidenlere ne olurdu?
Çin’de hayata geçen ekonomi destek programları 1 haftalık Çin tatilinin öncesinde hem yerli piyasaya hem de küresel piyasalara ciddi bir jet yakıtı verdi. Özellikle Çin’de, hisse rallisi tatilden 1 gün önce de etkisini sürdürdü.
Ancak ABD piyasası, üzerindeki stresin yükünden dolayı hızlı gitmeye çalışırken yakıtını çabuk tüketti. Bu yazıyı Salı akşamı hazırlıyorum ve ABD endeks vadelileri dikkate değer, gün içi satışlara konu oluyor. Bu konuyla ilgili olarak düşüncelerimi ve portföylerin korumaya alınması konusunda uyarımı geçen hafta ve hatta öncesinde de yapmıştım, o nedenle yeniden değinmiyorum.
Ancak düşüncemi desteklemek adına ve tatil dönüşü Çin’de olabileceklerin ihtimalini de gözler önüne sermek için bir başka fiyatlamaya değinmek istiyorum. Bu hafta ABD’den istihdam verisini izleyeceğiz ve mutlaka faiz, altın, parite ve endeksler üzerinde etkili olacaktır.
Ama daha önemlisi Çin dopinginin etkisinin sürüp sürmediğini görmek için başta bakır fiyatları olmak üzere, LME de işlem gören sanayi metallerinin fiyatlarını izlemek istiyorum. Çünkü özellikle bakırda bugün gözlerden kaçmayacak bir kar satışı var ve bu satış günlük grafiklerde teknikçilerin hemen dikkatini çekecek bir mum oluşturuyor.
LME metalleri ise nispeten daha umut verici ancak eğer bakırın arkasından giderlerse işin rengi hemen değişebilir ve yeniden küresel bir ekonomik yavaşlamayı fiyatlamaya başlarız. Avrupa zaten herkesi aşağı çeken bir faktör. Bir de bunun üzerine Çin tatil dönüşü Batı’da gerçekleşmiş olabilecek bir satışla arayı kapatayım derse vay bu piyasaların haline…
Şunu da düşünmek lazım; son 1 haftada, küçük, sığ olanları bir kenara bırakalım, büyük Çin şirketlerinin hisseleri bile %25’ten fazla değer kazandı. Tabi ki tahmin edeceğiniz üzere bu sürdürülebilir değil ve teknik olarak aşırı alıma işaret ediyor. Neyse ki Hong Kong piyasası Çarşamba günü açılacak. İşte o gün bu hisselerin performanslarını çok iyi yorumlamak gerekiyor. Nitekim hisse senedi piyasalarının ilerleyen haftalardaki hareketlerinin mini bir portresini verebilir.
Bu bahsi bu kadar karamsar bitirmeyelim diyeceğim ama şimdi bahsedeceğim konu da çok parlak bir ilkbahar sahnesi çizmiyor. Geçen hafta ABD’de Conference Board tarafından hazırlanan tüketici güven anketinin sonuçları açıklandı.
Aylık olarak yapılan bu ankete göre ne yazık ki bireyler de huzursuzluk içinde ve özellikle cari durumdan mutsuzlar. Ancak henüz “daha duuuur, bunlar iyi günleriniz” diyeceğimiz günlerdeyiz gibime geliyor. İşsizlik biraz daha arttığında, taksitleri ödenemeyen kredi kartlarının miktarı arttığında ne olacak?
Topraktan toprağa
Eh tabi bir de petrol piyasasında olan bitenler var. OPEC+’ın bir noktada arz kısıntısından vaz geçeceğini bilmek için müneccim olmaya gerek yoktu. Ancak itiraf edeyim şimdi beklemiyordum.
Demek ki gerçekten rekabetin çok sıkıştığı bir noktadayız ve Suudi’lerin petrol fiyatlarını son zamanlarda sıklıkla destekledikleri $65 bölgesinin biraz üzerindeyken bu kararı açıkladılar. Doğal olarak fiyatlar bundan sonrasında düşmeye devam edecek. Muhtemelen yükselişler piyasa oyuncuları tarafından açığa satış pozisyonu eklemek için fırsat olarak görülecek – bunu aylara yayılacak şekilde söylüyorum.
Nitekim hali hazırda Brent petrolde pozisyon taşıyan hedge fonlar neredeyse bütün long pozisyonlarını sıfırlamış durumdalar. WTI petrolde ise azalan miktarda long pozisyonlar devam ediyor. Ortadoğu’daki savaş durumundan Libya’nın arzına kadar çeşitli nedenlerle yukarı giderse kalan pozisyonları da eritme ihtimalleri çok yüksek. Bakalım Çin hikayesi bu durumun önünde ne kadar durabilecek?
Geriye kalanlar
Altın ve gümüş konusunda geçen haftaki hatırlatmalarımın ardından her ikisinde de bir satış dalgasının başındaymışız görünümü kuvvetleniyor. Eğer aşağı yönlü bir salınıma dönüşürse ki böyle bir potansiyeli yüksek görüyorum; gümüş için tekrar $30/$29 arası, altın için ise $2500/$2550 arasına kadar gerileme makul görünüyor. Bu hareket ana trendi hiçbir şekilde bozmayacak, bilakis sağlıklı bir düzeltme olacaktır. Gözler açık, eller mouse da bekliyoruz.
Son olarak bir de Yen’e dokunalım. Biliyorsunuz Japonya yeni bir başbakan seçti. Yeni gelen Ishiba daha çok BoJ’un devam eden faiz politikalarının devamını destekleyen ve bir değişiklik yapması öngörülmeyen bir başbakan olacak gibi görünüyor. Bu nedenle Yen’deki güçlenme biraz daha devam edebilir ama sanıyorum ki enflasyon daha önce beklendiği kadar hızlı yükselmiyor Japonya’da ve BoJ beklenenden daha ağır hareket edebilir. Bu nedenle Yen değerlenmesi de sınırlı kalacağa benziyor. Oradaki oyun da eski heyecanını barındırmayacak gibi.