Hızlı feribot neden hızlı değil?

Dr. Uğur TANDOĞAN
Dr. Uğur TANDOĞAN NOT DEFTERİ [email protected]

Yorgan gitti, kavga bitti

Çocuk oturur oturmaz "Allahım, inşallah internet vardır" dedi ve  strese girdi. Bu internet hızlı feribotta oldum olası bir stres kaynağı idi. Tatilciler masalarına kurulur kurulmaz bilgisayarlarını açarlar ve birbirlerine sorarlardı "Siz bağlanabildiniz ?". Yarabbim, neydi o günler!!!Bağlanırsınız kopar. Gider bir yetkili ararsınız. Öyle ya dünya hali. Cep telefonları kapalı, bir de internet yoksa, allah muhafaza, dünya ile bağlantınız koptu demektir (!). Yetkili "Sorun bizde değil, servis sunucusunda" der. Sizinki bağlanır, yandaki adam bağlanamaz. Size hasetle bakar;bilgisayarınıza nazar değecek diye endişelenirsiniz (!). Karısı adamı sıkıştırır "Bu kadar para verdik. Yani bizimki çekmiyor mu?" der. İşte bütün bunları IDO artık çözmüş. Hem de çözüm, kesin çözüm. Hızlı feribotta internet hizmeti yok. Böylece yorgan gitti, kavga bitti.

Karşımdaki delikanlıya " İnternet yok artık" dedim. Çünkü bu gerçeği geçen seferki yolculuğumda öğrenmiştim. Sormuştum bulduğum görevliye "İnternet çalışmıyor mu?" . Görevli "Artık internet yok" demişti. "Neden?" demiştim. "Çünkü internet yaygınlaştı. Geminin koymasına gerek kalmadı" demişti. GSM operatörlerinin  verdiği hizmeti kastediyordu. Demek ki, onlar bu hizmeti vermedikleri zaman İDO açığı kapatıyordu.

Delikanlıya "internet yok" dedim, ama içimi bir kuşku kapladı. Acaba var mıydı? Kalktım danışmadaki görevliye gittim ve sordum: "İnternet çalışmıyor mu?"  Görevli delikanlı kendinden emin biçimde "Arızalı" dedi.  Gerçek, tekti; gemide internet bağlantısıyoktu. Ama nedeni konusunda çeşitli rivayetler vardı. Acaba hangisi doğru idi?

Biraz nostalji

Futbol meraklısı değilimdir. Ancak Dünya Kupası maçlarını her dört yılda bir izlemeye çalışırım. Önemli maçlardan birisinin oynandığı akşam hızlı feribottaydım, Bandırma'dan İstanbul'a dönüyordum. Gemide internet yoktu, ama düzenli bir televizyon yayınının olduğunu biliyordum. Ancak maçı seyredemedik. Çünkü maçları TRT veriyordu; halbuki geminin televizyonları tek bir kanala bağlanmıştı. Tüm isteklere rağmen kanal değişmedi. Halbuki, TRT de "resmi" kanal idi. Feribottaki daimi açık, mecburi seyrettirilen  televizyon kanalına  bakarken nostalji yapıp EL-Ahram gazetesini hatırladım.

Devir Demokrat Parti'nin son  devri idi. Devletin resmi radyosu iktidar partisinin resmi propoganda organına dönüşmüştü. Gece gündüz "Över över, keloğlan perçemini över" mantığı ile hükümetin büyük başarıları anlatılırdı.Muhalefet partilerinin tutumunu beğenmeyerek  "Vatan Cephesi"ne katılanlar listesi okunurdu.  Sıra dış haberlere geldiğinde, ortadoğu ile ilgili bir haber verildiğinde  spiker şöyle derdi"Yarı resmi El-Ahram gazetesinin haberine göre..." El Ahram, Mısır hükümeti sözcüsü ve iktidardaki partinin yayın organı idi.

İstanbul trafiğine hazırlama

Limana erken geldiğimi sanmıştım. Ama bizden önce gelenler alanı doldurmuştu. Gemiye almaya başladılar. İlk sıra hareket etti. Ben arabayı bile çalıştırmadım. Çünkü daha bizim sıra için zaman vardı. Önce birinci sıra, sonra ikinci, sonra üçüncü sıraya sıra gelecekti. Öyle olmadı, 5,5 sıra birden hareket etti. Görevliye sordum,  "Neden sıraları tek tek almıyorsunuz içeri?". Görevli "Geciktik, bu nedenle bütün sıraları birden alıyoruz" dedi. Ama gemiye giriş tek sıra idi. Serbest rekabet kurallarına göre yol keserek, çalım atarak, sürtüne sürtüne gemiye girebildik. Bu, IDO'nun bizlere yeni bir hizmeti idi. Bizlere İstanbul trafiğine uyum alıştırması yaptırmıştı.

Hız sadece adında

Hızlı feribot pek hızlı kalkamadı. Gecikme 15 dakika idi. Derken bir anons duyuldu. "Teknik bir arıza nedeniyle" varılacak limana 30 dakika gecikmeli olarak  varılacaktı. Anons kayıttan yayınlandı. Demek ki bu teknik arıza planlı bir arıza idi; anonsu bile önceden hazırlanmıştı. Öylesine ki, yapılan anonsta  varılacak limanın ismi söylenmediğine göre her iki yönde de kullanılabilecek esneklikte yapılmıştı. İstanbul'a varmamız gereken saatten 45 dakika daha geç varmıştık. Böylece iki saat denen yolculuk %38 lik bir gecikme gerçekleşmişti. Demek ki, hızlı feribotun hızı gitmiş, ismi kalmıştı.

Sonuç

Özellikle yaz aylarında feribota büyük talep var. Ancak tekel olma durumu, beraberinde yukarıda değindiğim tür sorunları getiriyor. Çünkü eğer bir piyasada tekelseniz, keyfinize göre hareket edebilirsiniz. Örneğin,  istediğiniz  parayı alırsınız; istediğiniz servisi verirsiniz, ya da vermezsiniz; istediğiniz televizyon kanalını millete zorla seyrettirirsiniz. Serbest piyasa ekonomisi nutuklarının bol bol atıldığı bir devirde tekellerin ve özellikle belediyelerin yarattığı tekellerin  masa üstüne yatırılma zamanının geldiğini düşünüyorum.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Sülale boyu nepotizm 24 Ekim 2019
Müşteriden misafire 12 Eylül 2019