Hızlı büyümede bile yoksulluk artmış
Türkiye İstatistik Kurumu’nun açıkladığı Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması hiç de iç açıcı olmayan sonuçlar ortaya koydu: Gelir dağılımı daha da bozulurken yoksulluk artıyor.
Yüzde 5’lik gelir dilimlerine göre ortalama gelir ve medyan gelir verileriyle, yoksulluk göstergelerini yakından incelediğimizde şu çarpıcı sonuçlarla karşılaşıyoruz:
* Gini katsayısı 2008-9 ekonomik krizinden sonraki en yüksek düzeyine çıktı. Gelir dağılımındaki eşitsizliğin temel göstergesi kabul edilen Gini katsayısı 0.405’ten 0.408’e yükseldi. Gini katsayısının artması gelir eşitsizliğinin arttığı anlamına geliyor.
* En yoksul ile en zengin arasındaki uçurum yüzde 20’lik gelir diliminde 7.54 kattan 7.75 kata, yüzde 10’luk gelir dilimlerinde 13.36’dan 13.76 kata, yüzde 5’lik gelir dilimlerinde 23.22’den 23.96 kata çıktı.
* Medyan (ortanca) gelirin yüzde 60’ından az gelire sahip yoksulların sayısı 1 yılda 1 milyon 24 bin kişi artarak 16 milyon 888 bin kişiye tırmandı. Yıllık nüfus artışının da 1 milyon kişi dolayında olduğunu dikkate aldığımızda, artan nüfusun tamamı yoksullar arasına katılmış demektir.
* Gelir dağılımındaki çarpıklığı artıran bir özellik de gelir dilimleri arasındaki farkın iki uçta, yani en yoksul uç ile en zengin uçta çok daha yüksek olması. Her bir yüzde 5’lik gelir diliminin bir altındaki dilimin ortalama geliriyle olan farkına baktığımızda 7. dilimden 14. dilime kadar olan aralıkta farkın yüzde 8-9’lu rakamlarda gezindiğini görüyoruz. Oysa 2. dilimin ortalama geliri bile en yoksul 1. diliminin gelirinin hemen hemen 2 katı. En zengin yüzde 5’lik dilimin geliri ise kendisinin bir altında yer alan dilimin bile 2.2 katını buluyor.
* Yüzde 5’lik gelir dilimlerinin yıllık gelirlerindeki cari artışı karşılaştırdığımızda en yoksul kesimlerin gelir artışının düşük, yüksek gelir gruplarının daha yüksek olduğunu görüyoruz. Bu da zengin yoksul uçurumunun daha da artmasına yol açtı.
* Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması’nda esas alınan gelirlerin, araştırmanın ait olduğu yılın bir önceki takvim yılına ait olduğunu dikkate aldığımızda bu durum daha dramatik hale geliyor. Çünkü 2017 yılı, büyümenin göreli olarak hızlı olduğu bir yıl. 2017’de TÜİK’in hesabına göre büyüme hızı yüzde 7.47’yi bulmuştu. Yüksek büyümeye rağmen alt gelir gruplarının durumu daha da kötüye gitmiş.
* Bunu gelir artışlarını enflasyondan arındırdığımızda daha net ve çarpıcı olarak görüyoruz. Gelir verilerinin gerçekte ait olduğu yıl olan 2017’de, 12 aylık ortalama enflasyon yüzde 11.14 olmuştu. Buna göre en yoksul yüzde 5’lik gelir diliminin geliri reel olarak yüzde 1.74 azalmış. Üstelik reel gelir kaybında başı çeken de en yoksul yüzde 5’ik gelir dilimi. Onu yüzde 1.56’lık reel gelir kaybıyla ikinci en yoksul yüzde 5’lik gelir dilimi izliyor.
* Gelir dağılımının en altında yer alan 6 yüzde 5’lik gelir diliminin tamamının geliri, ekonomi yüzde 7.47 büyürken reel olarak azalmış. Yani nüfusun yüzde 30’u ekonomi böyle büyürken bir yıl öncesine göre daha da yoksullaşmış.
İçinde debelendiğimiz yüksek enflasyon, daralan ekonomi ve yüksek işsizlik ortamında durumun daha da vahim hale geleceğini görmek için kahin olmaya gerek yok.