Hızla yükselen yıldızlar: Otomasyon şirketleri
Nereye gitsek herkes yapay zekâ hakkında, artık biraz da bıkkınlık verecek kadar ve çoğunlukla da aynı şeyleri tekrar ede ede konuşuyor. Ancak bahsedilenlerin “hayata geçmesini” ve her şeye entegrasyonunu mümkün kılacak “otomasyondan” pek bahseden yok!
Her beş laftan dördü yapay zeka, yazılım, algoritma ve veri analitiğiyle ilgili ama bunların gerçek dünyada uygulanabilirliğini sağlayan dijital dönüşüm, Endüstri 5.0 ve sürdürülebilirlik geçişleri için kilit önemdeki “otomasyona” değinmek kimsenin pek aklına gelmiyor. Otomasyon, yapay zekâyı hayata geçiren “uygulama katmanı.” Yapay zekânın o hep konuştuğumuz “her şeyi akıllandırma, hata azaltma, verimlilik artırma, hızlandırma ve sürekli çalışma” gibi özellikleri var ya... İşte bunların teoriden pratiğe geçmesini, otomasyon dediğimiz ve eksponansiyel bir hızla gelişen yepyeni bir sektör sağlıyor, sağlayacak...
Otomasyon olmadan yapay zekâ yalnızca teorik bir potansiyel olarak kalır.
Bu nedenle, otomasyon şirketleri ve teknolojileri, yapay zekânın günlük hayatımıza ve iş dünyasına entegrasyonu için vazgeçilmez. O yüzden son zamanlarda iş dünyasındaki sevinerek gözlemlediğim en önemli gelişmelerden biri, özellikle Anadolu kentlerinde tomurcuk gibi patlamaya ve büyümeye başlayan ‘otomasyon şirketleri, sistem entegratörleri, elektronik komponent üreticileri ve SMD dizgicileri’. İddia ediyorum ki yakın gelecekte otomasyon şirketleri, yazılım endüstrisini kat be kat geçecek, büyüyecek.
Mesela, sensörler, otomasyonun bel kemiğini oluşturur. Fiziksel olayları algılayarak bunları elektrik sinyallerine dönüştüren bu cihazlar, akıllı evlerden büyük üretim tesislerine, şehir altyapısından nano ölçekteki cihazlara veya uzaya kadar sınırsız bir yelpazede kullanılır. Örneğin: ‘Endüktif sensörler’, metal nesnelerin varlığını algılar ve üretim hatlarında metal parçaların izlenmesi, CNC makinelerinde konum doğrulama gibi işlemlerde kullanılır.
‘Kapasitif sensörler’, metal olmayan nesneleri algılar ve gıda üretiminde sıvı dolum seviyelerinin kontrolünden paketleme makinelerindeki doluluk kontrolüne kadar birçok alanda kritik bir rol oynar. ‘Fotoelektrik sensörler’, ışık huzmesi kesildiğinde veya yansıdığında nesneleri algılar ve otomatik kapı sistemlerinden hızlı konveyör bantlarındaki ürün takibine kadar geniş bir uygulama alanına sahiptir. ‘Ultrasonik sensörler’ ise ses dalgaları kullanarak mesafe ölçümü yapar ve araç park sensörlerinden tank seviyelerinin kontrolüne kadar çeşitli sistemlerde hayati önem taşır.
Düşünün; burada otomasyon ve robotik dediğimiz ucu bucağı olmayan alanın sadece sensörlerle çok ufacık bir bölümüne değindim. Üretim ve montaj hatlarından tarım ve hayvancılığa, akıllı ev-şehir-lojistik-uzay sistemlerinden sağlık sektörüne, ulaşım araçlarından moleküler seviyeye kadar her yerde yapay zekâyı yapay zeka yapan şey aslında otomasyon ve özellikle sensör sistemleri. Çünkü yapay zekâ, ancak fiziki dünyadan sensörler aracılığıyla gelen verileri analiz ederek karar alma süreçlerini optimize edebiliyor ve harekete geçebiliyor.
Geçtiğimiz haftalarda iki önemli otomasyon fuarında ve etkinliğinde konuşmacıydım. İlki İzmir’de “FiaTech Geleceğin Otomasyon Teknolojileri Fuarı” diğeri Manisa’da “Bizim Fikri İş Dehası tarafından düzenlenen “Bizim Teknoloji Günleri| https://www.bizimfikri.com” idi. Fiatech’de gözlerim faltaşı gibi açıldı. İzmir Tepekule Fuar Merkezi’nin iki katını da full dolduran 60’tan fazla, üstelik çoğu İzmir ve civarından gelen yerli milli otomasyon teknolojileri üreten firma olduğunu görmem geleceğe dair umut patlaması yaşamama neden oldu. BYD ile Çinlilerin yatırım yapmaya hazırlandığı Manisa’da katıldığım ve konuşmamda “Siz Manisa’yı tıpkı Silikon Vadisi gibi Otomasyon Vadisi yapmalısınız” dediğim Bizim Fikri etkinliği ise full motivasyon çalışan sistem entegratörleri ile dopdoluydu ve süper enerjikti.
Kısacası şuna dikkat çekmek istiyorum; Ülkemizin geçmişte ve hala turizm, tekstil ve otomotiv yan sanayinde yarattığı başarı hikayelerinin yeni yıldızları endüstriyel otomasyon, robotik ve elektronik sektörlerinden çıkacak. Bu alanlardaki firmaları fark etmeli, yatırım yapmalı ve otomasyon sanayimizi birlikte büyütmeliyiz.