Hit parça bilimi
-İngiliz müzisyen Gwilym Gold’un “Flesh Freeze” adlı parçasını bir kere dinledikten sonra, aynısını ikinci kez “duyamıyorsun.”
-Nasıl yani?... “duyamıyorsun?”
-Nasıl anlatsam? İlk duyduğun parçadan “daha farklı”
bir şey duyuyorsun yani.
-Nasıl yani daha farklı?
-Bu ikinci duyduğun, o ilkine sadece “epeyce” benziyor.
Ama aynısı değil.
-Nasıl olur böyle bir şey? Arada, müzik nasıl değişir?
Bunun notası falan yok mu? Kaydı yok mu?
-Valla bu arkadaş, müziğe yeni bir kavram getirdi.
Yeni yüzyıla yeni kavram. Bu eseri, tamamen bilgisayar ürünü. “Bronze” adında bir teknik yarattı. Bununlaher tını, her tempo, her armoni, her enstrüman, her ses, hatta her sözcüğün yeri, “tekrar” çalınışında minik oynamalarla değişiyor. Ama, bunu sadece bir “duygu” olarak algılıyorsun. Sana “öyle” geliyor. Çünkü üçüncü kez dinlersen, bir öncekinden yine farklı olduğunu hissedeceksin. Ama “nesi farklı” diye somut bir şey söylemen mümkün olmayacak.
-Eee? Neye yarıyor bu birbirinden farklı parçalar?
-Valla işte müzik neye yarıyorsa, işte bu da ona yarıyor.
-Bir dinlediğini bir daha dinleyemiyorsun?
-Evet... Sanki cazın bir adım ötesi gibi. Cazda da bir temel melodi etrafında doğaçlama var ya? Bir müzik grubu, aynı parçayı her sefer daha farklı çalabilir. Başka bir grup, o parçayı tamamen daha farklı da çalabilir.
Müzikte izlenimcilik, teknoloji sayesinde işte böyle mümkün olacak. Cazda, klasik çalgılarla, yüzyıldır izlenimcilik yapılıyordu. Elektronik müzikle, bir adım ileri sıçrıyoruz: Müzikte inovasyon. Şarkı, statik formdan ve notadan çıkıyor. Sürekli yenilenen bir forma dönüşüyor. Eski tanıma alışkın olanlara korkutucu. Yeni tanımla doğanlara doğal.
***
Müziğe bilişim karıştığından beri müzik bir tuhaf oldu.
Çağın gereğidir diye doğal karşılıyoruz. Ama, bilişimle, hangi parçanın “hit” olacağını tahmin diye bir loto da var. Buna “Hit Music Science” deniliyor.
İşin içinde bilişim var diye “science” (bilim) olacak hali yok elbette. Ama 1956’dan bu yana Amerikan ve İngiliz “hit” listelerine giren 3.5 milyon parçanın matematiksel özelliklerini analiz edersen, eh, bir miktar bilim var işin içinde.
Bunu ilk yapan, Polyphonic HMI; melodi, tını, armoni, hız, ritm, ses yoğunluğu, tempo, oktav, tiz-pes, varyasyon gibi ölçütler üzerinden, bir pop şarkısının “hitdeğeri”ni hesaplıyordu. Şirketin adı şimdi Music Intelligence Solutions. Açtığı uplaya.com sitesine, elinde parçası olan herkesi davet ediyor: Buyrun gelin, parçanızı analiz edelim.
Bütün ölçütleri üç boyutlu bir uzayda kümelere ayırıyor. Parçanın hit olup olmayacağını tahmin ediyor.
Ama; sözlere, sanatçıya, tanıtıma, parçanın yarattığı imgeye, fikre bakmıyor, sadece matematiksel özelliklerine bakıyor.
Müzikte matematik olduğunu Antik Yunan’dan beri biliyoruz ama, müzik, esasen duyguları tıngırdatmak için değil midir?