Hırvatistan 'fazla turistten' bunaldı!

Suat TAŞPINAR
Suat TAŞPINAR AVRUPA'NIN DOĞUSU [email protected]


Türk turizminin Rusya ile uçak krizinin yaralarını sarmaya çalıştığı ve her turisti neredeyse havaalanında kırmızı halı sererek karşılamaya meylettiği dönemde bir ülke turist fazlalığından şikayetçi: Hırvatistan.

Son yıllarda rekor üstüne rekor kıran Hırvatlar, 'kuru kalabalık' değil 'para harcayan turist' stratejisine kafa yoruyor.

Aslında İspanya, Fransa gibi turist kaynayan ülkelerde bile GSMH içinde sektörün payı yüzde 6-7'yi zor bulurken, bu oran Hırvatistan'da yüzde 25'e dayanmış durumda. Türkiye'de yüzde 6'yı aşmıyor.

Hele de Games of Thrones'a ve son Star Wars filmine set olan Dubrovnik faktörü ile Hırvatistan son yılların turizmde parlayan yıldızı.

Bu yıl turizm gelirlerinin yüzde 10 artıp geçen yılın 10 milyar euroluk rekorunu da katlayacağı hesaplanıyor.

Bloomberg'in derlediği bilgilere bakılırsa, Avrupa'da turist sayısında ilk 5'de olmasına rağmen, turist başına harcamada Kıbrıs, Slovenya, hatta Sırbistan ve Bosna Hersek'in bile gerisinde kalan Hırvatlar “Biz nerede yanlış yapıyoruz?” sorusuna odaklanıyor.

Dubrovnik, Hvar gibi gözde turist destinasyonlarında sıkıyönetim ilan edildi bile. Dubrovnik'in tarihi kale şehrine bir günde 9 bin turistin girip tarihi dokuya zarar verme tehlikesi yaratması, turist sayısını kısıtlama, hatta kale kapılarına numaratör koyma uygulamasını gündeme getirdi. Ayrıca şehre gelen cruise sayısında da sınırlama planlanıyor.

Hırvatistan'da “her şey dahil” sistemi yok... Devasa otel zincirleri yok... Tabii akvaryum gibi muhteşem koyları, kıyıları olsa da uzun kumsallardan yoksun olması belki de dev otellere imkan vermiyor.

Ama ekonomisi büyük durgunluk yaşayan, turizme bel bağlayan Hırvatistan'ın her şeye rağmen orta direk turistlere “Ne olursan ol yine gel” politikası izlememesi ilgiye ve yakından incelenmeye değer.

Hırvatlar nicelik-nitelik ayrımına ziyadesiyle kafa yoruyor. Artık “fazla turist” değil “para harcayan turist” gelsin derdindeler. Hırvatistan'daki gelişmeleri, üç kuruşa beş yıldızlı-her şey dahil paket satan Türk turizm sektörünün yakından takip etmesinde yarar var.

Hırvatlar, tur paketi alıp havaalanından otellere taşınıp kafasını dışarı çıkarmadan, para harcamadan yiyip içen turistle uzağa gidilemeyeceğinin alarm zillerini herkes için çalıyor aslında.

Festivallerle, şehirlerdeki aktivitelerle, kasabalara taşan kaliteli yeme-içme-eğlence kültürü ve kalitesine para harcayacak turist avına çıkıyor. Tabii ellerindeki en büyük koz, gözü gibi baktıkları, tarihi ve doğal dokularını tahrip etmedikleri şehirleri ve kasabaları, muhteşem doğal ortamda koruyup kollamaları.

Daha da önemlisi en önemli kozları, turiste “yolunacak kaz” gibi bakmayan, son derece makul fiyatlarla 12 ay yeme-içme imkanı sunan esnaf anlayışı.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar