Hırs ve tamah insanı kör ve sağır edebilir.
Gülay Çoruk / Yatırım Finansman Menkul Değerler
Küresel krizde 10 ayı geride bırakmış olmamıza rağmen ABD'de ve Euro Bölgesi'nde krizden ciddi derecede olumsuz etkilenmiş bankaların tedavi sürecinin uzaması toparlanma sürecini geciktirmektedir. Türkiye'nin ihracatının %50'sini oluşturan AB pazarında toparlanmanın gecikmesi, Türkiye'yi ihracatındaki hedefinden uzaklaştıracaktır. Bunu iyi bilen hükümetin iç talebi canlı tutabilmek ve Türk halkını para harcamaya ikna edebilmek için kademeli olarak eylül sonuna kadar KDV ve ÖTV indirimlerini sürdürme kararının yeterli olmayacağı, ekonomik verilerle de desteklenmektedir.
Dünya ekonomisini takip eden, uluslararası ekonomi çevrelerini rapor ve değerlendirmeleriyle yönlendiren Dünya Bankası ve OECD'ye göre genelde daha olumlu değerlendirmeler yapan IMF, Türk ekonomisinin en iyi ihtimalle 2009 yılında %5,1 oranında küçüleceğini tahmin etmektedir.
Ekim ayında dünya ticaretindeki ve AB pazarındaki toparlanmanın beklenen ölçüde olamayacağı, Türkiye'nin ihracatının 8,5 milyar doları aşamama olasılığı, eylül sonunda KDV ve ÖTV indirimleri de tamamlanacağından, iç talep ve dış talepteki sıkıntının sürme olasılığı Türk ekonomisini hayli zorlayacaktır. 2009 bütçesinde sorunun daha da büyümemesi için, ekonomi yönetimi IMF opsiyonunu devrede tutabilmek, bu süreci somutlaştırmak ve netleştirmek çabaları içindedir.
Dünyada para piyasaları, ABD Hazine kağıtlarına ve dolara yönelik güvensizliğin artmasının sebep olacağı tahribatı tahmin etmekte ve bu açıklamalar Euro/dolar paritesini bir süre daha 1,38-1,46 dolar bandında hareket etmeye zorlayacaktır.
IMF süreci ve özellikle yükselen banka kağıtları ile 40,000 endeksini test eden borsada, alım satım kararlarına dikkat edilmelidir. Yakın gelecekte fiyatları yükselmiş, işlem hacimleri yüksek olan kağıtlardan, piyasa değeri/defter değeri düşük olan kağıtlara doğru geçişler yaşanacaktır.
2009 yılı küresel ekonomide büyümenin en iyi ihtimalle %1,3 oranında daralacağı, dünya ekonomilerine yön veren birçok ülkenin bütçe açıklarını azaltmaları ve çıkış stratejilerini uygulamaları için zamana ihtiyaçları olduğu görülecektir. Aynı zamanda krizin sona ermediğini destekleyen onlarca ekonomik verinin varlığı, Türkiye'nin ihracat hacminin eski hacmine çok hızlı geri dönmeyeceği, iyileşmenin beklenenden daha fazla zaman alabileceği gerçeğinin yatırımcılar tarafından mutlaka değerlendirilmesi gerekmektedir.
Özellikle Türkiye'deki bankaların daha rahat ve düşük faizli kredi vermeye başlamaları, yatırımlardaki canlanmanın yurtdışında ise ABD'deki konut satışlarındaki görülecek olan artışın krizden çıkış işaretleri olacağı bununda en erken 2010 yılının içinde olacağını tahmin etmek zor olmayacaktır.