Hipergerçek

UZMAN GÖRÜŞÜ
UZMAN GÖRÜŞÜ dunyaweb@dunya.com

UZMAN GÖRÜŞÜ / Murat BERK / Yapı Kredi Yatırım

Bazı zamanlar ekonomi ve piyasalarda "gerçeği" arayan kişiler, "gerçeğin" yüzeyini görüp altında olanları göremeyebilir veya bu "bilgiyi" pratik anlamda "gerçek" hayata uyarlamakta zorlanabilirler.

"Gerçek Bilgi" toplama işi değişik bilgilerin montajı veya toplanması ile aynı değildir. Örneğin TV'de yemek yapma programları saatlerce izlenebiliyor. Malzemeler, teknikler, tarifleri ile ilgili değişik bilgilere sahip olunabiliyor. Bunun yanında izleme yolu ile sahip olunabilecek bilgi genelde yüzeydeki bilgi şeklinde karşımıza çıkıyor. Alınan bilginin pratik anlamda kullanabilecek konumda olması için deneyimsel tecrübelerin de olması gerektiğini söyleyebiliriz.

Dijital dünya yansımalarının uzun süreli oyalama sağladığını söylemek mümkün. Ancak gerçek problemi çözmeye ne kadar yardımcı olabiliyor? Dijital dünya, yoksunluk, pasiflik, oyalama, eğlence ve eninde sonunda, inkar ve illüzyonlar için ideal bir ortam yaratabiliyor.

Bazı araştırmaların ön sonuçlarına göre gününün dört veya daha fazla saatini ekran başında geçiren (örneğin TV seyretmek ve/veya İnternette zaman geçirmek) kişilerde, bu deneyimin bağımlılık etkisi yapabildiği ve/veya depresyona sebep olabildiği iddia ediliyor.

Jean Baudrillard, 'Simulakrumlar ve Simülasyonlar' isimli 1981 tarihli kitabında tüketim kültürünün zorunlu bir sonucu olarak gerçekliğin çok köklü bir biçimde değişime uğradığı yönünde önemli bir sav ortaya atıyor. Günümüzde insanlar, giderek artan oranlarda vakitlerinin büyük bir bölümünü elektronik iletişim ortamlarında geçiriyor. Buradan yola çıkarak baktığımızda dijital dünyanın yarattığı simgesel ve bazı açılardan yüzeysel görüntü nedeniyle "gerçek" dünya algısının değişime uğradığını iddia edebiliriz.

Jean Baudrillard, yeni doğan sanal kültür gerçeğinin kendisinden daha da gerçek anlamında "aşırı gerçek" (Hyperreality yani hipergerçek) şeklinde tanımlamış. "Aşırı Gerçeklik" ortamında simgesel yapılar, artık eskiden olduğu gibi yazılı gerçek bir metne (örneğin bilimsel çalışma) atıfta bulunmuyor. Bunun yerine sunumu yapılan aracın "gerçek" olduğu izlenimi veren bir "simülasyona" dönüşmesi söz konusu... Örneğin izlenilen yemek programları veya haber programları bize gerçek dünyada olanları öğretmekten çok vurgulanan sunumun kendisi oluyor.

Cuma günü Japonya'da yaşanan felaketin etkileri devam ediyor. Gelen bilgiler maalesef can ve mal kaybının ilk tahminlerin ötesinde olabileceğini düşündürüyor.

Japon hisse senetlerinde ciddi satış olmasına rağmen, yüzeyde diğer piyasaların sakinliği dikkat çekiciydi. Bunun nedeni Japon Merkez Bankası BOJ'nin piyasalara rekor likidite vereceğini açıklaması... BOJ'nin  piyasalara vereceği likiditenin 183 milyar dolar civarına ulaşması bekleniyor. Yine de yüzeyden baktığımızda hemen belli olmayan bazı göstergelerin de ilginç olduğunu düşünüyoruz. Örneğin Japonya iTraxx (24.5 bp artarak) 122bp seviyesine ulaştı. Japonya'nın Sovereign CDS spreadleri de 18bp artarak 98 baz puan civarına geldi.

Öte yandan, haftasonu Avrupa'nın liderleri arasında varılan ön anlaşmanın piyasalar için olumlu olduğunu düşünüyoruz. Toplantıda, Euro Bölgesi ekonomileri arasındaki "rekabetçilik paktı" konusunda uzlaşma sağlanırken; kurtarma fonunun kapasitesinin 255'den 440 milyar Euro'ya çıkarılmasına ve Haziran 2013'ten sonar 500 milyar Euro'ya ulaşması konusunda prensip anlaşmasına varıldı. Tüm bu kararların 24-25 Mart zirvelerinde onaylanması gerekiyor. Ön antlaşmanın olumlu sürprizler içermesine rağmen sorunların hallolduğu şeklinde değerlendirilmemesi gerektiğini söyleyebiliriz.

İçeride ise yeni ve sürpriz olumlu gelişmeler olmamakla birlikte; son günlerde İMKB'nin diğer piyasalardan olumlu anlamda ayrıştığını da gördük.

Sebep konusunda değişik teoriler olsa da, son günlerde yaşanan ve özellikle Perşembe günü daha fazla olduğunu tahmin ettiğimiz bono piyasasına olan yabancı yatırımcı talebinin İMKB'ye olumlu yansıdığını düşünüyoruz. Yurtdışı borsaların özellikle de S&P 500 endeksine dikkat edilmesini ve olumlu ayrışmaya güvenip aşırı riskler alınmaması gerektiğini de ekleyebiliriz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Euro nereye koşuyor? 03 Ağustos 2017