Hindistan ve Çin’in anlattığı/anlatacağı…

Ferit Barış PARLAK
Ferit Barış PARLAK AYRINTI [email protected]

2015 yılına kadar yavaş büyüyen Hindistan, ne oldu da, son 3 yılda rekor büyümeler sağladı?
Oysa…

Maliye Bakanı Arun Jaitley, bütçe açığını azaltmak, yerel tasarrufları artırmak için ciddi bir plan açıklamıştı…

Devletin küçültülmesine yönelik çalışma başlatmış, kabine üyelerinin sayısının azaltılması için karar alınmasına vesile olmuştu…

Ancak…

Kamu bankaları aracılığıyla artırılan kredilerin büyük bölümü üretime gitmemiş, inşaat yatırımlarını ve ithalatı körüklemiş; dünya rekorları kıran büyüme oranlarının önü açılmıştı…

Yani…

Büyüme inşaat, tüketim ve ithalat artışıyla gelmişti…

* * *

MB Başkanı Urjip Patel durumun sürdürülebilir olmadığını görmüştü…

Ve…

Kamu bankalarının kötü kredilerini sert bir yaklaşımla eleştirmiş, kamu bankalarının 120 milyar dolarlık batık kredisi ile uğraşmış ve yere daha sağlam basılmasını talep etmişti…

Hükümet ise Patel’den yeni MB yasası çerçevesinde, zayıf bankalar için sermaye zorunluluklarının azaltılmasından, borçlu KOBİ’ler için kredilerin gevşetilmesine kadar birçok yeni istekte bulunuyordu…

Ve…

Patel 2 yıllık görevinden, geçtiğimiz Aralık ayında istifa etti…

Önceki Başkan Rajan’da bu baskı nedeniyle istifa etmişti…

* * *

Hindistan’da durum bu…

* * *

Çin’de mi?

1.4 milyarı aştığı tahmin edilen nüfusun, 1.1 milyarı fakirlik sınırı ve/veya altında yaşıyor…
Ve borçluluk oranı korkutucu boyutta artıyor…

İnşaat ve ‘konut edinme’ sevdası, GSYH’nin 2.5 katına çıkan borçluluk oranının, tek kaynağı olarak gösteriliyor…

Krediler üretime yönelmediği için, bankalar verdikleri kredileri geri alamıyor…

* * *

Tüketim ve inşaat ağırlıklı büyümek, gelişmekte olan ülkelerin yanı sıra gelişmiş ülkelerin de temel sorunu olmaya başlıyor…

Ve, tek çözüm yolu olan ‘yapısal reformlar’, iç siyasetin etkisiyle tüm ülkelerde göz ardı ediliyor…

* * *

2018’de yüzde 2.6 büyüyen Türkiye’de, sanayi üretimindeki yıllık daralmanın yüzde 9.8’e çıkması;
İhracat birim endeksinin 2018 yılı başında 98 iken, 2019 başında 92.6’ya düşmesi;

TÜİK verilerine göre ihracatçımızın 2018 yılında ihraç ettiği yüzde 11.9 daha fazla ürünü, yüzde 5.5 daha ucuza dışarı satabilmesi;

İmalat sanayimizin, 2018’de yüzde 11.4 daha fazla ürününü, yüzde 5.1 daha düşük fiyata ihraç edebilmesi;

Yani, “Stoktaki ürünleri ne pahasına olursa olsun, zararına da olsa satma” zorunluluğunun artması…

Gibi göstergeler, “Seçim sonrasında ilk gündem maddesi ‘yapısal reformlar’ olacak” beklentisini artırıyor…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Kayıtdışına rağbet! 13 Aralık 2024
Parası olanı desteklemek! 12 Aralık 2024