Hindistan gibi yapmak...
Hindistan, her türlü bilişim ürününü, sanayi ürünü gibi “reel” bir nesneye dönüştürüyor.
Ülkenin bilişim (bilgi ve iletişim teknolojileri) sektörü derneği Nasscom’a göre, bu yıl, sektörün ülkeye sağlayacağı toplam gelir 118 milyar dolar olacak. Bunun 86 milyarı ihracattan. 32 milyarı, yabancı ülkelere verilen taşaronluktan (outsourcing.)
Bilişimin, Hint GSYH içindeki payı her yıl artıyor. 1998’de oran yüzde 1.2 idi. 2007’de yüzde 5.2 oldu. 2011’de yüzde 6.4 oldu. Bu yıl yüzde 8.1 olması bekleniyor.
Hindistan bu başarıyı, bu sektörde çalışan 3.1 milyon kişiye borçlu. Dolaylı istihdamla bilişim, 10 milyon kişiye daha istihdam sağlıyor. Bu nüfus içinde kadınların oranı yüzde 35-38. Hindistan gibi kadın eğitiminde yetersiz, kadına yönelik şiddette ileri bir ülkede bilişim sektöründeki kadın çalışan oranının yüksekliği dikkat çekici.
Bütün bu işleri 16 bin bilişim şirketi sağlıyor. 3 bini yazılımla meşgul. Bu yılki ihracatta yazılımın payı 18 milyar dolar olacak (bkz: nasscom.in)
Hindistan, bu düzeye pat diye gelmedi. Teknik ve fen eğitimi, zaten daha İngilizler varken başlamıştı. 1946 Bağımsızlığı sonrasında bütün hükümetlerin ulusal davası, mühendislik eğitiminde çok yüksek gerçek kalite, çağdaşlığı yakalayan bilinçli stratejiler oldu. Hangi hükümet gelirse gelsin, bu ulusal davaya sahip çıktı.
Ülkenin iftihar kaynağı Hindistan Teknoloji Enstitüsü’nün (IIT), bugün çeşitli şehirlerde 16 kampüsü var. Bu okullara girmek çok güç. Çıkmak çok güç. Bu yıl başvuran 1.4 milyon gençten sadece 10 binini kabul ettiler.
IIT mezunları, dünyada yenilikçi teknoloji şirketi kurma, başlangıç sermayesi bulma konusunda Stanford, UC Berkeley ve MIT’den sonra 4. sırada geliyor. Bu hesabı, bu konuları araştıran PitchBook yeni yaptı. Ölçüt: Ocak 2009-Temmuz 2014 arasında hangi üniversitenin mezunları ne kadar başlangıç sermayesi topladı?
Sonuç: Stanford mezunlarından 378 kişi, 309 şirket kurmuş: 3.5 milyar dolar sermaye bulmuş. İkinci sırada Berkeley: 336 mezun, 284 şirket, 2.4 milyar dolar sermaye. Sonra MIT: 300 mezun, 250 şirket, 2.4 milyar. Dördüncü sırada IIT’den 264 mezun, 205 şirket kurmuş, 3.1 milyar dolar sermaye yaratmış. Harvard arkadan geliyor beşinci sırada. Tel Aviv de var listede 9. sırada (1.2 milyar dolar.)
Hindistan bu girişimci ruhu, daha 1950’lerde, “kurucu babaların” liderliğiyle yakalamıştı. İlk başbakan Nehru’nun sözlerine bakınız: “IIT Hindistan’ın arzusudur, tutkusudur. Hindistan’ın geleceğinin inşa edildiği yerdir.” Bill Gates, 2006’da, 50. kuruluş yıldönümünde IIT’yi “Bütün dünyada etki yapan, bilinçe sığmayan bir kurum” diye tanımladı. Thomas Friedman, “Dünya Düzdür” kitabında, IIT mezunlarının ABD’de doktora yapmasına, şirket kurmasına işaret ederek, “Bu okullar, ABD’nin şimdiye kadar sahip olduğu en büyük kazançtır,” diye yazdı. Haklı: Kauff - man Vakfı’na göre, ABD’de 2006- 2012 arasında kurulan teknoloji ve mühendislik şirketlerinin yüzde 32.3’ünün kurucusu Hintli.
Bitmedi... Daha IIIT’ler var: 10 tane Bilgi Teknolojisi Enstitüsü. Fransa’daki “École”ler gibi seçkin yüksek okullar. Daha 6 tane uluslararası IIIT var. Daha 30 tane Ulusal Teknoloji Enstitüsü (NIT) var.
Daha başkaları da var, ama yer bitti. Kendimize bakalım: 2014- 18 Bilgi Toplumu Stratejimiz, yılın bitmesine 3 ay kala hâlâ hazırlanıyor. Taslakta diyor ki: “Yükseköğretim düzeyinde verilen BİT eğitimlerinin niteliği, BİT sektörünün ihtiyaçlarını karşılamak üzere geliştirilecek. Bu kapsamda, akademisyenler ve özel sektör temsilcilerinin katılımıyla Yüksek Öğretim BİT Müfredatı Danışma Grupları oluşturulacak. Bunların yapacağı düzenli atölye çalışmaları sonucunda üniversitelerin ders programlarına yönelik tavsiye kararları alınacak.” (Madde 245+sayfa 112’den özet.)