Hiçbir şey üzerine çok şey
Şant Manukyan
Kasım 2012'de Başkanlık secimlerinin yapılacağı ABD'de borçlanma limiti üzerine yaşanan tiyatro nihayet sona erdi. Limitin arttırılmaması gibi bir durum söz konusu olmadığı gibi ABD'nin default etmesi de söz konusu değildi. 30 Eylül'de bitecek mali yılda Hazine'nin gelirleri tahmini 2.17 trilyon dolar ödenmesi gereken miktar ise 214 milyar dolar. Yani tavan arttırılmasa bile hükümet "Biz önce maaşları ödüyoruz" demediği sürece temerrüde düşme ihtimali de yoktu. Bu gereksiz tartışmadan sonra asıl konu gündeme geldi. Bütçe açıklarının azaltılması (ve bu yapılırken de borçun arttırılması!) konusu. Bin Ladin yakalandığı zaman ABD'nin yön değiştirmeye başladığını ve o tarihten sonra artık ekonomik dengesizliklerine yoğunlaşmaya başlayacağını belirtmiştim. Şimdi anlaşılıyor ki 2012 seçimleri "Dengeli bütçe ve daha düşük açıklar" sloganı etrafında gelişecek. Demokrat ve Cumhuriyetçilerin üzerinde anlaştığı pakette 900 milyar dolarlık kısıntının kaynağı belli. Bu iki partinin genel görüşlerini göz önüne aldığımızda Demokratlar vergilerin artması Cumhuriyetçiler ise harcamaların kısılması üzerinden hedefe ulaşmaya çalışacaklar diyebiliriz. Orta ve uzun vadede açıkların kısılması olumlu bir gelişme olsa da kısa vadede zaten yavaşlayan bir ekonomik ortamda işlerin daha kötü olmasına neden olabilir. 900 milyar dolarlık kısıntının sadece 21 milyar dolarlık kısmı 2012'ye denk düşüyor olsa da Bush dönemi vergilerinin 2012'de sona eriyor olması ve kriz sırasında Obama hükümetinin açıkladığı destek paketinin de aynı tarihte etkisini yitirecek olması büyüme açısından olumsuz bir durum. Dahası 2008-2011 Haziran'ı döneminde yan gelip yatan derecelendirme kuruluşları sanki ABD'nin finansal durumu son birkaç ay içinde bozuldu gibi davranarak ülkenin AAA notunun kırılabileceğini söylüyor. Oysa ABD yıllardır hak etmediği bir ratingi kullanıyor. ABD'nin kritik bir dönemde olduğu kesin ancak Avrupa'da bono getirileri başını alıp giderken piyasaların limit artışı tiyatrosuna takılıp kalması ilginç. Avrupa'da alınan her türlü önleme rağmen durum kötüleşiyor ve bu stress euronun bir anda çözülmesi ile son bulacak gibi. Elbette olası bir likidite krizi altının, 2008'de olduğu gibi, sert bir şekilde düşmesine neden olabilir. Ancak her zaman söylediğim gibi altın halen ucuz olan nadir yatırım araçlarından biri. Bakalım tüm bu olan biten hakkında Fed haftaya neler diyecek. Zira hükümet ekonomiye destek vermek bir yana bütçeyi dengelemeye çalışacaksa piyasaların yüz bulabileceği tek yer olara Fed kalıyor. Tabii finansal sihirbazlıkla ekonominin gerçekten düzeltilebileceğine inanıyorsanız….