Hiçbir şey eskisi gibi süremez, süremeyecek

İsmet ÖZKUL
İsmet ÖZKUL KRİTİK AÇI [email protected]

Ekonomi ve piyasalar, ender görülen gerilimli, oynak ve belirsizliklerle dolu günlerden geçiyor.

Ekonomi bu kadar kritik bir süreçten geçerken, piyasalardaki oynaklığa müdahale eden, ekonomi aktörlerinin önlerini görebilmelerine yarayacak güven verici bir açıklama yapan bir otorite de yok.

Ekonomik dengeler her taraftan sıkışmış durumda. Bunun en sıcak sonucunu kurların aşırı oynaklığında ve dayanılmaz bir şiddetle yükselişinde görüyoruz. Kurlardaki bu ateş tüm diğer ekonomik dengeleri, hatta siyasi dengeleri, değiştirecek nitelikte.

Neden böyle?

En birinci neden dış dengelerdeki yapısal bozukluk.

Cari açık son dönemde, seçim ekonomisi uygulamalarının da körüklemesiyle yeniden hızlı bir artış sürecine girdi. Yıllık cari açık 55 milyar doları aşmış durumda. Cari açığın milli gelire oranı yüzde 6’yı buluyor.

Bunun faturası artan dış borç yükü oldu. Uluslararası yatırım pozisyonu açığı milli gelirin yüzde 53’ünü aştı. Dış borçlar 453 milyar doları aştı. Özel sektörün borçları ise 316 miyar doları geçmiş bulunuyor.

Buna paralel olarak içeride de şirketler, kredi borçlarını çevirmekte zorlanır hale geldi. Ailelerin banka borçları da katlanarak arttı. Gelir dağılımında bir düzelme ve gelirlerde güçlü bir artış olmayınca bu borçlar hem aileler ve reel sektör, hem de bankacılık sistemi için riskli bir hale geldi. Bu noktaya nasıl geldik?

Bu tıkanmanın temel nedeni, verimlilik yaratmayan, inşaata ve borçlanmaya dayalı bir hormonlu büyüme politikası yıllardır sürüyor. Sonuç yüksek cari açık, artan dış borçlar ve yüksek açık pozisyonlar oldu. İçeride de riskli bir kredi büyümesi ve artan hane halkı borçluluğu buna eşlik etti.

Bu böyle sürdürülebilir mi?

Ekonomideki yapısal bozuklukları kökleştiren bu ekonomi politikaları yıllardır bir şekilde sürdü. 2008-9’daki global kriz sonrasında gelişmiş ülkelerin piyasaları paraya boğmasıyla yükselen sıcak para dalgası, izlenen hastalıklı ekonomik politikaların ekonomiyi yatağa düşürmesini erteledi.

Ancak artık şartlar değişti. Eskiden sıfır faizle piyasaları paraya boğan merkez bankaları, faiz yükseltiyor, piyasadan para çekiyor.

Eski sistemin hastalıklarını gizleyen süreç tersine döndü. Dünyadaki yeni süreç eski hastalığın gizlenmesine değil, daha da sancılı şekilde ortaya çıkmasına yol açıyor.

Eski ve hastalıklı ekonomik modelin yeni dünya koşullarında devam etme, ayakta kalma şansı yok. Kurlardaki tansiyon, eski ekonominin sağlığının ne halde olduğunun bir ifadesi. Üstelik hastayı kurtaracak olan doktorun, reçetesinin hastalığı azdırmaktan başka bir işe yaramayacağı da görülüyor.

Bunlara ilaveten Türkiye’nin içine sürüklendiği jeopolitik riskler ile otoriterleşme, demokrasi, özgürlükler ve hukuka ilişkin kaygılar, ekonomik sorunları iyice derinleştiren bir sonuç yaratıyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar