Hiç sona ermeyecekmiş gibi partilemek !
Merkez bankaları faiz indirim şenlikleri tam gaz devam ediyor. ECB bu hafta pas geçmiş olmasına rağmen yeni başkan Lagard’ın ilk toplantısında (Aralık) veya 2020’nin ilk çeyreğinde yeni bir indirime gidecek. Öte yandan Fed’in de Ekim ayında bir faiz indirimine gitmesi büyük bir ihtimal. Büyük merkez bankaları gevşemeye giderken elbette bizim de içinde bulunduğumuz daha küçük ekonomilerde de indirim adımlarının geldiğini görüyoruz. Hiç şüphesiz bu gelişmeler finansal piyasalara da olumlu yansıyor. Ancak olumlu yansıması piyasaların doğru analizinin mi bir sonucu yoksa merkez bankalarının “risk” kavramını, geçici bir süre için, yerin derinliklerine mi gömmüş olmasının bir sonucu incelenmeli. Her faiz indirimi ve varlık alımı açıklamasından sonra medyada aynı sesler yankılanıyor “riskli varlıklar ve gelişmekte olan piyasalar için iyi haber”. Aşağıdaki tablo S&P’nin bir hafta önce paylaştığı bir rapordan. Rapora göre ratingi B- ve daha altında olan şirket sayısı 2008 krizinden bu yana en yüksek seviyeye ulaşmış durumda. Eksi faizler, 10 yıllık resesyonsuz bir büyüme dönemine rağmen sayı azalmak yerine devamlı artıyor. Ancak büyük bir ihtimalle hiçbir finansal yayında bu konuyu manşette veya ön sayfalarda okumadınız. Zira bu tahvillerin yüksek ratingli tahvillere olan spreadi sadece 380-400 baz puan aralığında seyrediyor. Kriz sırasında ise 2000 baz puanın üstünde seviyeler görülmüştü. Yani zayıf halka olarak adlandırılan şirket sayısı artarken piyasa fiyatlamasında bir tedirginlik söz konusu değil.
B- ve daha altında ratinge sahip olan şirket sayısı
İşte merkez bankaları da tam bu noktada devreye giriyor. Faiz indirimleri global çapta bir yatırım hamlesine neden olmadı. Belli başlı, Çin gibi, ülkeleri bir kenara bırakırsak hane halkının da kredi almak için çok hevesli olmadığını ve tüketime de artmadığını görebiliyoruz. Global faiz oranları 2007 öncesi döneme oranla çok daha düşük olmasına rağmen büyüme oranları daha yüksek seviyelerde değil. Ancak risk algısı açısından çok büyük bir kırılma gerçekleştirdi ve sıfır faiz ortamında kim karlı/başarılı kim zararda/başarısız belli değil. Normal bir dünyada fonlama kaynaklarına erişememesi gereken üstteki şirketler eksi getiri ortamında yatırımcılardan para bulmakta sorun yaşamıyor. Ta ki…… Dün okuyucularımızın Cumhuriyet Bayramını yürekten kutluyorum.