Hiç bir şey eskisi gibi olmayacak
Avrupa Birliği'nin bazı üyelerine ilişkin olumsuz beklentiler belirsizlik ve kırılganlık artışı yolu ile sistemik risk algılamasını tırmandırıyor, bir şeyler yapıyormuş gibi görünerek günü kurtarmak ise giderek zorlaşıyor. İşin tuhafı nerede hata yapıldığı pek sorgulanmıyor ve bu nedenle sorunların ağırlaşmasına göz yumuluyor; durum böyle olunca benzer hataları yapan diğer ekonomilerdeki benzer problemlerin ve ödenecek maliyetlerin büyümesini önleme konusunda herhangi bir girişim gündeme gelmiyor. Bugünkü açmaz serbest piyasanın iyi işlemesinin mi yoksa işliyor gibi gösterilip işletilememesinin bir sonucumudur diye sormak gerekiyor. Yine kitle iletişim imkanlarının sunduğu fırsatlar ile serbest piyasa anlayışı arasındaki ilişkileri ve sebep olduğu olumsuzlukları irdelemek gerekiyor.
Avrupa Birliği üyelerine bakarsanız herbiri korumacılığa karşı olduğunu söylüyor, fakat gerçeklerle yüzleşmeye cesareti ve dayanma gücü olmadığı için serbest piyasa anlayışından korumacı önlemler kullanarak uzaklaşıyor. Eğer İrlanda'nın borçları ihracatının kabaca 15 katına çıkmış, varlık değerleri aşırıya kaçan ölçüde şişmiş ise bu durumu sağlıklı işlemiş bir serbest piyasa anlayışı ile açıklamak mümkün değildir. Küreselleşme adı verilen kuralsızlığın faaliyet gelirleri üzerindeki olumsuz etkisinin ne olacağı çok iyi bilinmesine rağmen kredilerde yaşanan genişlemenin felakete yol açacağını görebilmek için ekonomist veya kahin olmak gerekmiyor. Bu yanlıştan vazgeçmek yerine sorunlu kredileri gizleyip yeni kredilerle çevirerek, varlık balonları ile iyice kontrolü tüketerek varılacak yer burasıdır. Yunanistan'da yaşananlardan ders alınmadığı, İrlanda dakilerdende alınmayacağı kesindir...
Küreselleşme olarak tanımlanan kuralsızlık veya başka bir deyişle vahşi kapitalizm ile eskiden bilinen şekli ile dar anlamdaki korumacılık sürdürülebilir bir yapı sunmaz, her ikiside serbest piyasa anlayışına aykırıdır. Ya herşeyi kuralına göre yapar serbest piyasayı iyi işletir ve sorunları küçükken çözersiniz, yada önce sorunların oluşmasına ve daha sonra büyümesine ve sizi yönetmesine izin verir felakete koşar adım gidersiniz. 20. yüzyılın ilk çeyrek dönemindeki vahşi kapitalizmin yerini korumacılığa bırakması tesadüf değildir; bir zengini korurken sefaleti tırmandırır, sistem çökünce korumacılık kaçınılmaz hale gelir. İyi işleyen bir serbest piyasa ise herkes herşeyi bildiği için kolay zengin yaratamaz, kalkınma dengelidir ve hep birlikte olur; sanallığa ve beklenti yönetimine, gerçeklerden uzaklaşmaya hem yer yoktur hem de tahammül yoktur. Ne hatalar yapılmış olursa olsun eninde sonunda gerçekler açığa çıkar, ne kadar engellenirse engellensin bir gün serbest piyasa çalışır: Bileşik kaplar arasındaki tıkanmış kanallar açılır... Yukarıdakiler sert bir şekilde aşağı gelir fakat bu süreçte kaplardan biri kırılır ise aşağıda olanların 1930'larda olduğu gibi daha da aşağı gitmesi ve devletçi bir korumacılık anlayışının sahneye çıkması kaçınılmaz olabilir. Eğer bileşik kaplar arasındaki kanallar zaten kapanmış ve büyük dengesizlikler yaratılmış ise, veya daha aşağıdakiler krediler sayesinde yapay bir şekilde yükseltilerek yönlendirilmişse, gerçekleri inkar etmek ve herkesten gizlemeye çalışmak çözüm değildir; korkunun ecele faydası söz konusu değildir. Borçları yapılandırarak birşeyleri sorunların ağırlaşması pahasına bir süre geciktirebilirsiniz, ama önleyemezsiniz.
Büyük başarılar veya felaketler hayal etmekle başlıyor; gerçeklere arkanızı dönmeye başladığımızda ise kontrolü kaybetmek kaçınılmaz oluyor. Bir zamanların zenginler klubü sorunlarını nasıl çözeceğini bilemiyor, korkularla yüzleşmeye cesaret edemediği için günü kurtarıyor fakat itibar kaybını önleyemiyor. 1990'lardaki uzun süreli durgunluktan nasıl çıkıldığı, son katılan 15 ülkede menkul ve gayrimenkul fiyatları balon gibi şişerken işsizlik oranlarının neden görece yüksek kaldığı dün sorgulanmadı, bugün de sorgulanmayacak. Zira doğru tercihleri devreye sokmak, halktan destek almak adına onlara gerçekleri anlatmak için galiba çok geç oldu!.. AB ekonomisi daralmaya devam edecek ve bu durum küresel ekonomiye ilişkin tüm değişkenleri etkileyecek... Hiç bir şey eskisi gibi olamayacak, zamanla herşey değişecek.
Ülkemizi yönlendirenlerinde kendi ürettikleri hikayeleri gerçek sanma gafletinden bir an önce sıyrılıp, borçları büyütmek yerine gelir azalmasını nasıl önleyeceği üzerine kafa yorması gerekiyor...