Heves, heyecan, hezeyan!

Şefik ERGÖNÜL
Şefik ERGÖNÜL İHRACAT SOHBETLERİ [email protected]

Heves ve heyecan sıklıkla kullandığımız sözcükler, ancak hezeyan için aynı şeyi söylemek mümkün değil. Hep yaptığımız gibi sözcüklerin doğru anlam ve kökeni için TDK (Türk Dil Kurumu) sitesinden yaptığımız araştırma sonucu elimize geçenleri şöyle aktaralım.

Heves: 1. İstek, eğilim, arzu, şevk: 2. Gelip geçici istek.

Heyecan: Sevinç, korku, kızgınlık, üzüntü, kıskançlık, sevgi vb. sebeplerle ortaya çıkan güçlü ve geçici duygu durumu!

Hezeyan: 1. Saçmalama 2. Sayıklama

Bunların ihracatla ve konularımızla ne ilgisi var demeyin!

İçerisinden bulunduğumuz ortam çok hareketli, bilinmeyenlere gebe, sürprizlere açık ve bu nedenle de dikkat ve tedbir denen unsurların en önde gitmesi gereken bir ortam. Gelin biz de bu sözcükleri ihracata ve ortama şöyle bağlayalım…

Çok sevdiğim ve Sn. Gani Müjde'den duyduğum bir deyiş vardır, "Gülmesini bilmeyen dükkân açmasın." Hevesi olmayanın da herhangi bir işe girmesi zor. Ancak bunun geçici bir istek olması, ihracatı düşünenler açısından kendi bindiği dalı kesmek kadar riskli. Bu sohbet sütunlarımızda hep savunduğumuz bir şey vardır " ihracatçı olmak istiyorsanız, devamlılığı hedeflemeniz gerek şarttır."

İkinci seçtiğimiz sözcük de heyecan idi. Hevesin doğurduğu heyecanın bizi harekete geçirmesi çok güzel. Ancak heyecan, bize kendi kontrolümüzü kaybettirmemeli. Harekete geçtiğimiz eylemde atacağımız adımlar için sarf etmemiz gereken dikkati azaltmamalı. Bizleri tedbirlerden uzaklaştırmamalı. İhracat heyecanı güzel ancak, dikkatsiz atılan ihracat adımları ve tedbirsizce yapılan işlerin üzücü sonuçlar doğurması da kaçınılmaz.

Üçüncü sözcüğümüz de hezeyan (saçmalama) idi. İhracatı, özellikle bu ortamda düşleyenlerin ve az da olsa yapanların, yaşanılan güncel sıkışıklıklardan bir an önce sıyrılmak için verecekleri ihracat kararlarında saçmalamamaları gerek şarttır. Pek de güzel bir ifade olmadığının farkındayım, ancak olumsuz sonuç veren örneklerle de karşılaştığımız için bunu gündeme getirmekte fayda görüyorum.

Birçok KOBİ sahibi ve/veya yöneticisi dostumuzun, ihracat yapalım da bu sıkıntıları aşalım dediklerine şahit oluyoruz. Doğrudur, ihracat iç piyasada yaşanan sıkıntılara, oldukça sağlam bir destek olmuştur ve olacaktır. Ancak içinde bulunduğumuz ortamda ihracat yaptığımız piyasalar da sıkıntı yaşamaktadır. İşte, hezeyan ile iş yapmama tavsiyemiz burada daha da önem kazanmaktadır. İhracat olsun diye dikkatli hesaplamalara dayanmayan, sırf rakipleri bertaraf etmek için fiyat esaslı rekabet yapmayı yeğleyenlerin davranışlarını başka bir türlü tanımlamak mümkün değil.

Rekabet farklı bir boyut kazanıyor.

Ara sıra Çin'den ithal ettiğimiz bir ürün için, son üç hafta içerisinde beş ayrı Çin firması bizimle temas kurdu. Biz hep buradaydık, ancak onların da öteki pazarları daralıyor. Bu nedenle de saldırgan bir politika izliyorlar.

Rekabet edebilmek için, sadece fiyata yaslanmak ve onu da "yahu malı satalım da nasıl olsa yaparız" gibi tuhaf varsayımlara dayamak, hezeyandan başka bir şey olmasa gerek.

İhracat yapmak isteyen, az da olsa yapan, daha çoğunu hedefleyen değerli dostlarımıza çok basit bir tavsiyemiz var. Kuvvetli yanlarınızı ortaya çıkartın ve müşterinizin hangi ihtiyaçlarına cevap verebileceğinizi ortaya koyun. Müşterinizin sizden farkı yok ki, o da bir işletme ve size benzer ihtiyaçları var. Ancak kendinizi abartmayın ve dev aynasında görmeyin. Öte yandan unutmayalım ki dünya ticareti çok büyük ve elbet bizlere de orada yer var. Önemli olan doğru bilgiye erişip onu iyi değerlendirebilelim.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
96 yılda ihracat... 29 Ekim 2019
Tahterevalliye Dikkat 15 Ekim 2019
İhracat ve Facebook 17 Eylül 2019
Promosyon mu o da ne? 10 Eylül 2019
Müşteriye Doğru Erişim 27 Ağustos 2019