Herşey değişse de değişmeyen tek olgu; “Korumacılık”
Heraklitos, “değişmeyen tek şey, değişimin kendisidir” derken; gelişimin ve başkalaşımın sınırsız boyutlarına da ulaşmış olur. Küresel ticarette duraksama çok keskin. 2000 yılı sonrasında dünya gayrisafi yurtiçi hasılasına ivme kazandırıcı yönde gelişimler sergilemiyor. Gelişmekte olan ekonomiler (GOE), gelişmiş ekonomiler (GE) dünya ticaretinin bütünündeki rollerini hızla değişiyorlar.
Dünya ticaretinde 1990 sonrası 5 farklı bölüm altında incelendiğinde tüm tarafların çok hızlı değişimler yaşadıklarına tanık oluyoruz. Dünyanın zenginler kulübü olan GE'ler, kendi aralarındaki ticaretlerini 2000 sonrasında azaltıyorlar. Bu düşüş eğilimi karşılıklı ticareti 2007 küresel krizinin hemen ardından %38’lere kadar düşürüyor. Öte yandan GOE’lerin kendi aralarındaki ticaretse %17’lere kadar tırmanıyor. Gelişmekte olan ekonomilerin kendi aralarındaki alım-satımları engelleyen bir yapısal yetersizlik bulunuyor. Bunu bir yeniden yapılanma olarak düşünebiliriz. Eğer bu alandan bir stabilite sağlanırsa, GOE-GE arası ticaretin ilk etapta %25’lere yaklaşacağı düşünülebilir.
GE’lerin GOE’lerde üreterek küresel pazarı hedef alan satışları maliyet avantajının rüzgarıyla şişirir yelkenlerini. Buna, doygunluğa erişmiş GE’lerden çevresel ekonomilere kayma çözümleri ve yeni pazar arayışlarının aktifliği yatmaktadır. girişmeyi de eklemek mümkündür. Yoğun bir küresel rekabetten bahsedebiliriz. GOE’lerin GE’lerde üretilmişlerle aynı kalitede üretmiş olmaları, GOE lere özel düşük hammadde maliyetli, ucuz iş güçü gibi önemli avantajlarla gelmektedir. Kendi aralarında ve GE ile yaptıkları ticaret toplamı, dünya ekonomisinin %62’ini oluşturabiliyor. 1930 lu yıllarda yüksek sesle tartışılan “korumacılık” o dönem ABD’nin en temel uygulamaları arasında yer almaktadır. 2017, küreselleşmeyi ayaklar altına alan uygulamalarla tekrar yüz yüzedir. Küresel kriz, sırasıyla her şeyi değiştiriyor. Şimdi size serbest ticarette galiba…