Herkesin örgütü kendine mi?
İş dünyasına anayasa referandumu konusunda kendi içinde 'evet-hayır' diye bölünmek yetmemiş görünüyor. Başbakan Tayyip Erdoğan'ın sert eleştirilerinin altından nasıl kalkacağını bilememek de ayrı bir dert… Bunlara bir de Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) tartışması eklendi ki, herhalde ekonomi-politik gündemde bir bu eksikti!
Orta Anadolu Makine ve Aksamları İhracatçıları Birliği ile Makine Tanıtım Grubu Başkanı Adnan Dalgakıran 'TOBB parçalanıp sembolik bir teşkilât haline dönüşsün' istiyor. Basına yansıyanlardan anlaşıldığı kadarıyla Dalgakıran özetle TOBB'un 'kült" yapısının iş dünyasındaki farklı yapı ve çıkarları gereğince temsil etmediği kanısında. Ne iş yaptığı belli değil. İş dünyasındaki 'gerçek' sivil örgütlerin gelişmesini de önlüyor.
İş dünyasında son tartışmayı başlatan işte bu öneri oldu. TOBB yönetiminden beklenen cevap ise Başkanvekili ve İstanbul Ticaret Odası Başkanı Murat Yalçıntaş'tan geldi: 'TOBB aradan çekilsin, iş dünyası küçük gruplar halinde örgütlensin, her grup kendi menfaatini savunsun ve bu çarpışmadan her kim galip çıkarsa onun dediği olsun demek, Türk özel sektörünün birliğine, bütünlüğüne ve etkinliğine yapılabilecek en büyük kötülük…' olurdu.
Yanlış kavramdan...
Yasa ile kurulmuş yarı-resmi nitelikli meslek örgütleriyle 'sivil toplum örgütleri' farklı yapılar. Temel fark 'zorunlu-gönüllü' ayırımında. TOBB çatısı altında topladığı yerel odalarla birlikte oluşum, yapılanma, görev ve işlevleri yasayla belirlenmiş yarı resmi iş meslek birliği.
Dolayısıyla, TOBB gibi resmi kimlikli kurumlarla ile ekonominin çeşitli sektör ve alanlarında örgütlenen gönüllü iş derneklerini aynı konumda değerlendirmek, tartışmanın 'öznesi' hangi yapılanma olursa olsun, doğru sonuç vermez. Kısa bir ifadeyle 'yanlış' kavramdan 'doğru' hüküm çıkmaz. Eşyanın tabiatına aykırıdır!
Ancak, bu tartışma, TOBB yönetiminin 'kurumsal konuma' yöneltilen bu ve benzeri eleştirileri ciddiye ve dikkate almasını gerektiriyor. Üç nedenle:
bir, eleştirinin kaynağı ne olursa olsun saygıyla karşılamak için; iki, eleştirenler aynı zamanda ve halen bünyesindeki ilgili meslek odalarına üye oldukları için; üç, eleştirilerin doğru ve haklı olanlarını kabul edip gerekeni yapmak için.
Nitekim…
Arkadaşımız Volkan Özsoy'un haberinden anlıyoruz (DÜNYA 31.08.2010). Dalgakıran'ın eleştiri ve önerisini değerlendiren iş dünyasının önde gelen bazı isimleri, TOBB'nin kurumsal anlamda parçalanmasına veya 'bertaraf' edilmesine karşılar.
Anadolu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan, Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Nazif Zorlu ve Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Başkanı Celal Beysel'in değerlendirmeleri temelde birleşiyor: TOBB korunmalı!
O kadar ki, TÜRKONFED Başkanı Beysel, bir taraftan tartışmayı başlatan Dalgakıran'ın kutlayarak bir rahatsızlığı dile getiriyor, diğer taraftan çözümü TOBB'un parçalanmasında değil özetle 'reforme' edilmesinde görüyor.
Bu değerlendirmeler arasında tek 'radikal' istisna Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Başkan Yardımcısı Mehmet Nuri Görenoğlu: 'Demokratikleşme sürecinde TOBB'ne artık ihtiyaç kalmadı' diyor. Ama, o bile parçalamaktan, dağıtmaktan değil, 'TOBB'un formatını değiştirmesinden' yana… Ortak akıl sonunda mecrasını buluyor!