Herkes ne ektiyse onu biçecek!..
Gerek seçim özgün koşullar, gerekse kısır çekişme ve tartışmalar Türkiye ekonomisine ilişkin kırılganlığı artırıyor. Durum böyle olunca her kesimin dengesi bozuluyor, gerçekçi olabilmek iyice zorlaşıyor. Yerel seçimler sonrasında bizi bekleyen tehlikeler kimsenin umurunda olamıyor!.. Bu yılın ikinci çeyrek dönemi ve sonrasında ekonomide yaşanacak gelişmeler önemli değil mi? Makro göstergelerdeki olumsuzlaşma ne zaman ve nasıl yön değiştirecek? Dış koşullar bu konuda neler söylüyor? Yerel seçimlerden çıkabilecek herhangi bir sonuç ekonomik gidişatı etkiler mi?.. Bu ve benzeri sorular şimdilik pek tartışılmıyor, fakat böyle devam etmesi pek olası görünmüyor.
ABD Merkez Bankası Federal Reserve'in aldığı ve açıkladığı son kararlar Türkiye benzeri gelişmekte olan ve aşırı kırılgan ekonomiler için alarm zillerini çaldıracak nitelikte! Parasal genişlemenin durması, faizlerin yükselmeye başlaması ve iki-üç yıl içinde ulaşacağı seviyeler konusundaki öngörüler, öncelikle ABD kökenli finansal sermayeyi yönlendirme amacı taşıyor. Deniz aşırı riskleri bir an önce azaltmak konusunda çaba harcanması, stratejilerin değiştirilmesi ve kendileri ile inatlaşmaktan vazgeçilmesi tavsiye ediliyor. Sadece bir kısmının bu yönlendirmeyi ciddiye alarak harekete geçmesi bile küresel düzeyde çok ciddi dalgalanmalar yaşanabileceği anlamına geliyor.
Eğer ABD'de faizler yaklaşık beş yıl sonra başlayabilecek ve gelişmekte olan ekonomilerde benzer eğilim çok daha erken başlayacak durgunlaşma eğilimi güçlenecek demektir. Özellikle en kırılganlarda döviz kuru ve faizlerin yükselmeye devam etmesi, enflasyon ve işsizlik artarken ekonominin güçlü bir daralma baskısı altında bunalması, cari açık küçülür iken bütçe açığını hızla büyümesi bilançoların hızla bozulması gibi tehlikeler kapıyı çalıyor demektir. Beraberinde siyasi ve sosyal istikrarsızlığın artması, tüm olumsuzlukların gün yüzüne çıkması ve kontrolün tümüyle kaybedilmesi olasılıkları ciddi sıkıntılara sebep olabilir.
Federal Reserve'in aldığı kararlar ile benimsediği yönlendirme stratejisi ülkemizdeki etkili ve yetkili kesimlerin tüm söylemlerini bayat hale getirdi. Haberiniz olsun ekonomi yılın ikinci yarısında toparlamayacak, riskten kaçınma eğilimi muhtemelen kırılganlığı artırmaya devam edecek…
Yerel seçimlerden çıkacak hiçbir sonuç bu olumsuzlaşma eğilimini ortadan kaldıramayabilir; tersini iddia ederek bu seçime özel önem verenler kendilerine güvenenleri aldatmış durumuna düşebilir. En kırılgan ekonomiler için alarm zilleri çalıyor; seçim tartışmaları ve yasaklar bu gerçeğin fark edilmesini engelliyor olabilir. Her kesimin az veya çok olumsuz etkileneceği, güven bunalımının büyüyeceği bir dönem bizi bekliyor. Herkes ne ektiyse onu biçecek!..