Herkes gitsin Mersin’e siz gidin tersine!

Dr. Bertan KAYA
Dr. Bertan KAYA YENİ DÜNYADA YÖNETİM [email protected]

“Umutsuz durumlar yoktur, umut­suz insanlar vardır. Ben hiçbir zaman umudumu yitirmedim” demiş­tir Mustafa Kemal Atatürk. İçinde bu­lunduğumuz dönem tam da böyle bir dö­nem.

İş dünyası olarak umutsuz olaca­ğımız çok şey var, ancak umutsuz olma hakkımız yok. Çalışmak, üretmek, başar­mak zorundayız. İşte tam da bu noktada, 2024’ün son çeyreği ve 2025’in zor geçe­ceğini görüyoruz. Peki bu dönemde nasıl bir felsefeyle işlere bakmalıyız? Biraz bu konuda sohbet edelim.

Faiz indirimleri bizi kurtarmaz!

Hocam, Fed 50 baz puan faiz indirdi. Sene sonuna kadar iki tane 25’er puan indirim bekleniyor. Böyle devam ederse, bizim ekonomi de hızla toparlanır diyen arkadaşlar, sizi buradan duyabiliyorum. Ama size kötü haberim var, içinde bulun­duğumuz ‘zor dönemler’ faiz indirimleri ile bitmeyecek. Aksine uzun seneler de­vam edecek.

Talep artsa, ekonomi can­lansa, ihracat yeniden hız kazansa, eko­nomik parametreler toparlasa da bizim yeni bir paradigmanın içinde olduğumu­zu anlamamız lazım. Son 20 senenin bal­lı börek günleri artık geri gelmez. Neden derseniz ekonomik sistem aynı kalmış olsa da teknoloji, iş modelleri, rekabet, pazarlar, kuşaklar ve bunlarla beraber de sosyoloji ve psikoloji değişiyor.

İş yapış, rekabet ve büyüme stratejileri artık es­ki dinamikleri yansıtmıyor. Tekne satan market zincirlerinin, yeni nesil fintekle­rin, elektrikli mobilitenin, yapay zekânın ve hızla genişleyen Z kuşağının olduğu bir dünyada, ‘kredi-büyüme-varlık’ dön­güsünden çıkılması şart. Artık gerçekten konjonktürle değil, iyi yönetimle bir şey­ler yapmak mümkün olacak. Artık devir, yönetime yatırım yapma devri!

Zor dönemlerde ne yapmalı?

Konuşmacı olduğum organizasyonlar­da veya görevli olduğum yönetim kurul­larında aykırı gözüken bir fikir ortaya atıyorum. “Herkesin aynı şeyi yaptığı bir ortamda, farklı bir şeyler yapmamız la­zım. Paradigma değişti. İş hayatının ku­ralları yeniden yazılıyor. Böyle bir dö­nemde güvenli diye tüm şirketlerin yap­tığını yapmak bence en riskli durum. İçinde bulunduğumuz dönem öngörüle­mez ve zor bir dönem olsa da bence kriz dönemi değil. Bu dönem küçülme değil büyüme dönemidir” diyorum.

Ben esas büyüme ve karlılık fırsatları­nın bu dönemlerde yakalanacağına ina­nanlardanım. Çok sevdiğim bir sanayi­ci ağabeyim, sohbetimiz esnasında şöyle söylemişti, “Ben kriz dönemlerinde her­kes frene basarken gaza bastım, rakiple­rimi bu şekilde arkada bıraktım.” Riskli gözüküyor değil mi? Aslında bunun ter­si riskli!

Ben de her ortamda, bu fikri açıkça sa­vunuyorum. Bu dönem frene değil, gaza basma dönemi. Elbette mali yapınız, ras­yolarınız, pazar gerçekleriniz doğrultu­sunda. Her şirketin gaza basma stratejisi ve modeli farklı olacak elbette. Eğer mali yapınız bozuk değilse, bu dönemde ayak­ta kalabildiyseniz, gaza basabilecek du­rumdasınız demektir.

Gaza basmak ne demek?

Büyüme odaklı stratejiler geliştirmek demek. İnovasyon yaparak yeni ürün ve­ya hizmetler geliştirmek, ürün ve hiz­metleri iyileştirerek avantaj sağlamak, iş modeli inovasyonu ile rakiplerden farklı değer önerileri sağlamak, yeni pazarla­ra açılmak, satış ve özellikle pazarlama­ya yatırım yapmak, platform ve ekosis­temler oluşturmak, değişime hızlı adapte olacak bir kültür ve organizasyon oluş­turmak, temel yetkinliğinizi (core com­petency) ve değer zincirinizi müşteriden geriye doğru; gelecekteki sektör trendle­ri ve bu trendlerin değiştireceği müşteri istek ve beklentileri doğrultusunda ya­pılandırmak, bu süreçleri destekleyecek kurumsal yapıları ve yönetim sistemleri­ni oluşturmak ve dijital bir şirket olmak için teknolojiye doğru yatırımları yap­mak demek.

Bu yazdıklarımın hepsi aslında doğ­ru yaklaşım, model ve yatırımlar ile bir­kaç ayda mesafe alınacak işler. Perşembe sohbete devam edeceğiz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Eyvah torunlar büyüdü! 12 Kasım 2024