Her ülke verdiği zarar kadar sorumluluk üstlenmeli
Yaşadığımız iklim krizi geç de olsa insanoğlunun aklını başına almasını sağlıyor. Dünyaya verdiğimiz zararları azaltmak için gün geçmiyor ki yeni tedbirler devreye alınmasın.
Bunun da en önemli enstrümanı hiç şüphe yok ki enerji kaynakları. Dünyaya verdiği zarar konusunda öncü olan Batı toplumları bu süreci tersine çevirmek için de öncü adımlar atan ülkeler olma gayretinde.
Sınırda karbon düzenlemesi sürecini bu ay itibariyle başlatan Avrupa Birliği, geçtiğimiz günlerde uçaklarda sürdürülebilir yakıt kullanımına yönelik yeni bir karara daha imza attı. Anlaşılan o ki Avrupa bir yandan kendi endüstrilerini koruma gayreti içinde olurken çevre konusunda, iş birliği içinde olduğu ülkelerin de en az kendisi kadar kurallara riayet etmesini bekliyor.
İklim krizine en az sebebiyet veren ülkeler maalesef iklim krizinden en fazla etkilenen ülkeler. Batı toplumlarının yarattığı kaosun sonuçları ile en fazla yüzleşmek zorunda kalan da bu ülkeler. Kendi ülkelerinde üretmek istemediği ürün ve süreçleri bu ülkelerde hayata geçiren Batı'nın, iyi niyetle bakarsak bu ülkelerin aynı hataları tekrarlamasını istemiyor diye düşünebiliriz. Ancak bu farklı bir tartışma ve başka bir yazının konusu. Bu konuda kim ne kadar zarar veriyorsa krizin ortadan kaldırılması için de o kadar sorumluluk üstlenmesi gerektiğini belirterek yetinelim şimdilik.
AB Konseyi, üye ülkelerin havacılık sektörünün sera gazı salımını düşürmek için sürdürülebilir yakıtların kullanımını artıracak bağlayıcı hedefler içeren yeni yasayı kabul etti. Buna göre, havacılık alanındaki emisyonları düşürmek için sürdürülebilir yakıtlar teşvik edilecek. AB ülkelerindeki havalimanlarının alt yapısı buna uygun hale getirilirken sürdürülebilir yakıt arzı da artırılacak.
Havacılık yakıtlarının 2025'te yüzde 2'si, 2030'da yüzde 6'sı, 2050'de de yüzde 70'i sürdürülebilir olacak. Yakıtların 2030'dan itibaren yüzde 1,2'sinin sentetik olması ve bu oranının 2050'de yüzde 35'e ulaşması gerekecek. Bu kararların ülkemiz dahil diğer ülkelerin sektörlerini ve firmalarını nasıl etkileyeceğini ise önümüzdeki günlerde hep beraber göreceğiz.